Kimilerine göre hayatımız akıp gitmekte olan bir nehir, kimilerine göre de göz açıp kapayıncaya kadar geçen bir zaman dilimi. Bana göre de bir ân'dan ibaret, ta ki ebediyete intikal edeceğimiz o son ân'a kadar. Geçmiş yaşanmış ya da yarım kalmış yaşanmışlıklarla harmanlanmış karmakarışık, gelecek ise çözülmeyi bekleyen bir bilmece. Yani sırlarla
OLDUĞU GİBİ
Ben buyum diyebilmeli insan ,
Yalansız dolansız..
Olduğu gibi.
İlk günkü heyecanla sevebilmeli,
Hissetmeli ,hissettirebilmeli..
Değişmek mevsimlere yakışır,
İnsan hep bahar kalabilmeli...
Zülfü Livaneli romanlarının bendeki karşılığı çok farklı. Şöyle ki, okurken 'bunları ben de yazabilirim, basit bir roman' duygusu ile 'beğeniler'i iç içe geçiyor. Sanırım bu onun, nasıl anlatabilirim bilmiyorum ama mesela bir Orhan Pamuk seviyesinde bir romancı olmadığını ama meselesini de çok iyi anlatabilecek kadar iyi bir romancı olduğunu
bazı şeyleri iyi bilmeli insan.
ben dağları iyi bilirim mesela.
bir de ardıç ve ayrılığın kokusunu.
herkes eylülde hüzünlenir,
ben eylüle direnirim.
parmaklarım da eğreti durur sigara.
bahar kokularından beslenirim mesela…