Annem yatalaktı. Beni uykudan uyandırdı. Yanına vardım. Babam kendisine somya gibi bir taht yapmıştı. Benden su istedi. Testi büyük olduğundan zapt edemedim, yuvarlandı, ama yine de yarım bardak kadar su aldım, anama verdim. Lamba yanıyor, lambanın ışığında bütün dikkatiyle bana baktığını gördüm... 'Gel öpeyim.' dedi, öptü...
'He
Aslını görmediğim bir resim hakkında konuşmaktan kaçındım.
Sanatın Öyküsü'nün girişinde aşağı yukarı böyle bir şey söyler Gombrich.
Okuduğumda, böylesi bir titizlik karşısında nasıl da hürmetle eğilmiştim.
Hürmetle.
VE gıptayla.
Kendimi, hakkında konuşmayı düşündüğüm her tablonun orijinalini görmek zorunda hissedişimin nedeni işte bu
Yokluğun buz gibi soğuk
Uzaklardan bir ses olmanı isterdim, bir selam, bir nefes... 'Üşüme' diye seslenmeni isterdim... Bir el olmanı isterdim, bir kol... 'Özledim' deyip sarılmanı... En karanlık yerinde düşlerimin çıkıp gelmeni isterdim kınalı bir bahar gibi, umut ışığı olmanı isterdim hayatıma... Gelseydin ve yaslasaydım başımı omuzuna,