Dostoyevski'nin Anna Karenina incelemesi!
Başlangıçta çok beğendim; başımı kaldıramıyordum; ayrıntılarına kadar bayağı hoşlanmıştım; ancak bütününde ilgim azaldı. Bunu bir yerlerde okumuşum gibi gelmişti bana, evet, hâlâ belleklerde tazeliğini koruyan, Kont Tolstoy'un Çocukluk ve Delikanlılık, Savaş ve Barış adlı yapıtlarında da aynı hava vardı. Konusu farklı olmakla birlikte Rus
Sayfa 701 - 702, 703, 704, 705, 706, 707, 708, 709, 710, 711, 712 Yapı Kredi Yayınları
Diyor kendileri..
"İnsan sevdiği için sever. Aşkın hiçbir gerekçesi yoktur.."
Reklam
Mobbing Bank Diyor ki;
Kuklalar Arasında ki Kör Dövüş Kuklacı ile savaşan bir tek Mustafa Kemal Atatürk'ü tanıdı dünya ve insanlık. Gerisi kuklacı lehine kuklalar arası dövüşten ibaret. Kuklacı ile savaşalım diyen çok az olduğu için fırsat büyük. Kuklalar iplerinin oynatıldığı kadar hareket edebilirler. Kukla yaratanlar ve kukla oynatanlar farkını
Nazi ölüm kamplarından sağ kurtulanlar, en korkunç tacizlerin bile insan belleğinde sürekli taşınabileceğinin en açık göstergesi. Nazi kurbanları için en büyük sorun, kendileri ile ölüm kampları arasına duygusal bir uzaklık koyabilmeyi, unutmayı başarabilmek oldu. Tarifsiz kötülüklerle dolu bir dünyada, tekrar Nazi Almanyasında -diyelim ki
Sayfa 129
Kısaca diyor ki varlığını hissettir, ulaştır dostluğa
Gerek içinde yaşadığı toplum, gerek daha sonraki toplumlar bir insanın yaşamını kendileri için önemli buluyorsa, ancak o zaman dâhi kişiden söz açabiliriz.
Chambord Kontu (V. Henri) olayını hatırlıyor musunuz? Bu da bir kral, lejitimist [iktidarın meşruluğunu soya dayandıran monarşi taraftarı]... İspanya'da Don Carlos'un yaptığı gibi, o da aynı dönemde Fransa'da iktidar arayışına girmişti. Hatta birbirlerini aynı aileden, aynı kökten sayabilirler, ama ne kadar farklı! Biri inançlarına
Sayfa 296 - 297, 298, 299,300, 301,302,303Yapı Kredi Yayınları
Reklam
Kıdeme göre don giyiyorlarmış, hey Allah ya!!
Bu arada sorgu sırasında itilip kakılırken Hemşerim'in köylü şalvarının altından mavi renkli şortu görünüyor. Bizim zehir hafiye polislerin kafasında bir şimşek çakıyor birden. Aynı şorttan hem Cihan'da hem de bende var. Aradaki tek fark Cihan'ınkinin kırmızı, benimkinin ve Hemşerim'inkinin ise mavi olması. Polisler iyice işkilleniyorlar. "Bu THKO'nun tek tip üniformasının bir parçası mıdır, nedir?" diye soruyorlar Hemşerim'e. "Ben bilmem bana dağda bunu verdiler giydim'' diyor. Daha sonra aynı soruyu bana ve Cihan'a da sordular. "Nedir bu tek tip don böyle? Kırmızıyla mavi arasındaki fark nedir?" diye. Bu şortların ODTÜ Spor Kulübü'nün deposundan alındığını, çocukların parası olmadığı için herkese dağıtıldığını söylüyorum, inanmıyorlar. "Yemezler! Aynı tip don hem Nurhak'ın dağında, hem de istanbul'un göbeğinde ortaya çıkacak da sen bunu ODTÜ Spor kulübü'nden diye bize yutturacaksın!" "İnanmazsanız ODTü'ye sorun. Spor Kulübü'nün şortları bunlar:' "Bize ne yapacağımızı sen mi öğreteceksin? Söyle bakalım kırmızıyla mavi arasındaki fark nedir?" Sonra kendi sorularını kendileri yanıtlıyorlar: "Herhalde kırmızı THKO'nun subayları, mavi de askerleri için olsa gerek'' diye karara varıyorlar. "Bunlar gizli Ordu kardeşim, omuzlarına apolet takacak değiller ya!..: Hatta bir ara Ankara'ya bile sormayı düşünüyorlar Deniz'lerin üzerinde de bu tip şortlardan olup olmadığını. Ama sonra vaz geçiyorlar işin ucunda Emniyet Müdürü'ne madara olmak da var diye.
Guibert diyor ki “Sıradan işlerle uğraşan veya günlük mesaisine dalmış insanlara verebileceğimiz en iyi nasihat, sabah 15 dakika, günlük mesainin sonunda da bir 5 dakikalık tefekkürü kendileri yapmalarıdır.
Hiç öyle bir fark hissedeceğimizi sanmıyorum, diyor. Yani insanların değişmediğini mi yoksa gerçek anlamda hiç değişemeyeceğini mi düşünüyorsunuz? diyorsun. Bence insanlar değişir, diyor, elbette, ama esasen daha da fazla kendileri olurlar sadece.
Sayfa 116Kitabı okudu
İnkâr cephesi, Kur'ân'ı müminlerin elinden alamayacağını anlayınca yeni bir plan devreye sokuldu. Kur'ân kutsal bir kitap olarak Müslümanların elinde kalsın. Düğünlerde, merasimlerde, cenazelerde, kabirlerde okunsun... Ama kimse "Rabb'im bana ne diyor, benden ne istiyor?" diye sormasın... Sormayı günah saysın,
Reklam
ŞEWİN
''Annem beni çağırıyor, diyor ki 'adın Şewin'. 'O zaman niye adım okulda başka oluyor, neden nüfus cüzdanımda Şewin değilim' diye sorardım. Annem oturur anlatırdı, 'evet, biz Kürdüz, bu ülkede yaşıyoruz ama izin vermiyorlar'. Kod adımı Şewin yaptım. Adımı devlet vermedi, kendim aldım." "İlkokulda
günseli son günlerde öyle bir durumdayım ki bir iki dakika bile aklımı toparlayıp düşünemiyorum sevgilim şeytan bilir nelere takılıyorum neler düşünüyorum günlerdir yatıyorum hastalıktan mı bilmiyorum şimdi biraz düşünebileceğimi hissediyorum ve uzun süredir aklımda yüzen belirsiz bir cismi aydınlatmaya karar verdim evet aklım gene karışmadan
_UYUYORSUN! Rüyadasın. Gece gündüz demeden rüya görüyorsun. Bazen açık bazen de kapalı gözlerle. Hakikat değilsin. Rüya gören bir zihin, hakikati göremez ve hakikati de bir hayale dönüştürür. Gerçekle yüzleşirsen gerçek, hakikate dönüşür; kaçarsan yalanlar içerisinde yaşarsın. Uyan! Uyanık ol. Uyanık olmak hedeftir. Sessizlik içinde düşünerek
Bence insanlar değişir, diyor, elbette, ama esasen daha da fazla kendileri olurlar sadece.
Osmanlı Sadrâzamı Hekimoğlu Ali Paşa
Kendisine bir zât geliyor ve diyor ki: “Benim maddi sıkıntım var. Hz. Peygamberimizi rüyada gördüm. Kendileri size selâm yolladılar ve sizden otuz altın istememi söylediler. İşte söyledim.” Ali Paşa: “Pekiyi ama,” diyor; “Efendimiz Hazretleri'nin sana böyle buyurduğu ne mâlum?” Gelen kişi: “Paşa Hazretleri bendeniz de Efendimize sizin bunu soracağınızı söylediğimde buyurdular ki: Ali Paşa her pazartesi ve cuma gecesi bana Kur'ân okur. Geçen cuma okumadı. Ona böylece söyle!” Ali Paşa bir düşünüyor ve gerçekten geçen cuma gecesi okuyamadığını hatırlıyor. Tekrar soruyor gelen kişiye: “Efendimiz sana ne dedi?” “Ali Paşa'ya selâm söyle sana otuz altın versin!” Tekrar soruyor Ali Paşa: “Sana ne dedi?” tekrar aynı cevap... Bu hâl altı kere tekrar edilince gelen zât: “Paşa Hazretleri vereceksen ver, yoksa gideyim...” deyince Ali Paşa gözyaşları ile yüz seksen altın çıkarıp veriyor. “Efendimizin her selâmına otuzar altın! Altı değil, altı yüz kere söyleseydin, her selamına otuz altın değil canımı versem doymazdım!” diyor. Muhabbet Peygamberine muhabbetin örneklerinden biri...
Sayfa 77 - 78 PDFKitabı okudu
706 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.