300 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
Israti...Diğer kitaplarından bazılarında olduğu gibi, "Akdeniz" de de Adrien Zograffi olarak karşımıza çıkıyor. Ne diyordu yazarımız? : " Ben namuslu bir Adrien Zograffi yazacağım, Jean Christophe' taki den daha az olacak sanat yanı, hiçbir belge değeri de taşımayacak. Ruhu bir yana bırakılırsa hiç bir benzerlik olmayacak
Akdeniz
AkdenizPanait Istrati · Araf Yayınları · 20131,567 okunma
400 syf.
9/10 puan verdi
Kendine has bir kokusu ve içinde bir cd ile elime tesadüf eseri geçmişti bu kitap. Eğer öyle olmasaydı varlığından hiç haberdar olamayacaktım.. Okumadan evvel, o zamanlar için, okuduğum en güzel kitap olacağını nereden bilebilirdim.. Şimdi en beğendim kitap'lar'değişse de bu kitabın bende yeri ayrıdır. Kitapta karşıma öyle cümleler çıkmıştı ki, hikayenin gidişatı ne olursa olsun yazar beni anlatıyor sanmıştım. Hala da o cümleleri beni anlatıyor diye benimsemiş haldeyim. Kitabın o zamanlar için bana diğer kazanımı insanları özellikle 'çiftleri' irdelemeye itmişti. Birini sevdiğini söyleyen insanları gördükçe 'acaba?.. ' diyordum. İki insanın birbirine ait olması sevgiden daha farklı gerekçelerin neticesiydi işte. İnsan eksikliklerini tamamlayınca karşısındakinde sevdim diyordu, sevdiğini sanıyordu. Bununla beraber yazarın diğer kitaplarını okumaya heves etmiş ama hiçbirinde bundaki kadar lezzet alamamıştım.
Ölü Erkek Kuşlar
Ölü Erkek Kuşlarİnci Aral · Kırmızı Kedi Yayınevi · 2019953 okunma
Reklam
130 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
İşin aslı Şükrü Erbaş, tanıdığım, bildiğim bir yazar değildi. Kitabını okuduğum şairlerden birini, ufak bir eleştiriye tabi tutan Hakan Bey sayesinde tanıştım Erbaş kitapları ile. Hakan Bey in söylemlerine göre "gerçek" şairleri okumalıydım. Evvela bu sözün tam manasını idrak edemesem de tavsiye üzerine okumaya başladım. Erbaş, şöyle diyordu kitabın bir bölümünde: "... elbette şair dünyaya açıklıklar taşırken kendisini de söyleyecek, kendisine açıklıklar getirecektir. Ancak, toplumsallaşmamış bir şair 'ben'inin, okur denilen 'başkalarını' kucaklayacak bir duyuş ve seziş zenginliğine sahip olamayacağını görmüyor..." İşte bu satırları okurken idrak edebildim ancak, Hakan Beyin sözlerini. Şu anda elimde birkaç kitabi daha var aynı yazarın ve en kısa zamanda okumaya çalışacağım. Eminim digerleri de en az bu kitap kadar güzel ve manidardır. Teşekkürler Hakan Bey :-)
Gülün Sesi Gül Kokar
Gülün Sesi Gül KokarŞükrü Erbaş · Everest Yayınları · 2004132 okunma
144 syf.
·
Not rated
İki Şiirin Arasında yazarın okuduğum diğer kitaplarından daha çok hoşuma gitti. Belki bu yüzden kitabı çok hızlı okudum. 136 sayfalık kitabın yarısını bir oturuşta okudum. Yani kolaylıkla bir günde bitirebileceğiniz akıcılıkta bir kitap olmuş. Yalnız kitabı bitirdikten sonra öyküleri zor hatırlıyorsunuz veya hatırlamıyorsunuz. Kitaptaki bir öyküde bir eleştirmen, öyküler yazan genç yazara "Uzun ama çok güzel bir öyküydü, bir solukta okudum yalnız ne yazık ki bitirdiğimde aklımda hiçbir şey kalmamıştı, siz gençler biraz daha 'akılda yer eden' öyküler yazmalısınız." diyordu. Sanırım bu eleştiri yazar Yekta Kopan'a da getirilebilir. Yazara haksızlık etmek istemem. Bu durum benden de kaynaklanıyor olabilir çünkü ben genellikle okuduğum öyküleri pek hatırlamam. (Bunun tek istisnası şimdilik Necati Cumalı.)
İki Şiirin Arasında
İki Şiirin ArasındaYekta Kopan · Can Yayınları · 20141,109 okunma
724 syf.
10/10 puan verdi
Güncelleme(20.07.2022): İnsanın dünyaya, özellikle kendine yabancılaşmasını ve anlaşılamamanın götürdüğü noktayı gösteren bir kitap diyebilirim. Güçlü bir mizah yönü olan Atay, Canım insanlar diyor hep. Biraz karamsarlık, biraz acı, çokça güldürü, tahlil ve yaşayan ölülerden oluşan karakterler. Tüm eserlerinde bunlardan bahsetmiyor mu? Konusu bu
Tutunamayanlar
TutunamayanlarOğuz Atay · İletişim Yayınları · 202061.9k okunma
"Bir halkı ortadan kaldırmak için, belleğini yok etmekle işe başlanır," diyordu Hübl. Kitaplarını, kültürlerini, tarihlerini yok ederler. Bir başkası onlara başka kitaplar yazar, bir başka kültür verir, bir başka, tarih uydurur. Ve böylece halk, yavaş yavaş ne olduğunu, daha önce ne olmuş olduğunu unutmaya başlar. Çevresindeki dünya da onu daha çabuk unutur."
Reklam
"Sığ insanları derin sevmeyin" diyordu şair Birhan Eroğlu "Derin insanları sığ sevmeyin" dedi şair Celil Taş ekleme yaparak. Ne de haklı ikisi de... Ama ben de dayanamayıp belki de haddimi aşarak, desem ki: "ısmarlama olmuyor azizim sevmenin sığlığı, derinliği... Sevmek sevenin derinliğindendir, adamlığındandır, sevilenin sığlığı ya da derinliği ne yazar." Suat Sakalli
192 syf.
7/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 1 hours
17 bölümle, birbirine bağıntılı, harikulade bir anlatımla hikayelendirilmiş bu kitapta bence en dikkat çeken konu; Maddi dünyadan nimetlerinden ziyade arkadaşlık, gönül zenginliğinin getirisi dostluğun vurgulanması oldu. Ne diyordu yazar, kitabının ön sözünde: "Danny'nin evi dediğinizde, çevresini iyilik ve neşe, sevgi ve sonunda da derin
Yukarı Mahalle
Yukarı MahalleJohn Steinbeck · Sel Yayıncılık · 20182,136 okunma
“BEN BİR ULU ŞEHRE VARDIM” M.NİHAT MALKOÇ Oldum olası şehir yazıları yakından ilgilendirir beni. Bu hususta şehir ayrımı da yapmam; fakat doğduğum şehir söz konusu olunca ilgim daha da artar şüphesiz… “Ben Bir Ulu Şehre Vardım” adlı kitap bu yüzden ilgimi iki kere çekti. Birincisi bu kitap birbirinden güzel ve özgün şehir yazılarını ihtiva
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.