272 syf.
·
Puan vermedi
·
12 saatte okudu
Kitapta batının kafa yapısını en yalın haliyle görüyorsunuz. En ilginç yanı da yeni kıtların keşfi esnasındaki betimlemeler. Kötülük bilmeyen elindeki her şeyi, dilini anlamadığı ilk kez gördükleri ile koşulsuz paylaşanlar ama buna karşılık iyilik gösterilerini bile bir menfaat karşılığında yapan batı düşüncesi.. Kitap Kolomb'un dört sefer notundan oluşuyor. Keşiflerin ana gayesi Hıristiyanlığı yaymak üzerinden ganimet toplamak. Her gittilleri haç dikip buraya el koyduk diyorlar. Tuhaf bir kafa yapısı ama Filistin'i düşününce kafa yapısının aynen devam ettiğini bir kez daha anlıyorsunuz. okunası bir eser, batının aslında nasıl bir sömürü sistemi üzerine kurulduğunun en yalın haliyle karşılaşacaksınız. Tarihe ilginiz varsa okunası bir eser. Çevirisi de oldukça iyi.
Seyir Defterleri
Seyir DefterleriKristof Kolomb · İş Bankası Kültür Yayınları · 2015358 okunma
304 syf.
9/10 puan verdi
Marco Carrera ile İtalya'da yol alıyoruz, 1960ların sonundan 2030lara. Marco - namıdiğer sinekkuşu - üç kuşak ailesi ve arkadaş çevresiyle geçmiş, şimdi ve gelecek arasında dolaşıyoruz, durup dururken hatrımıza gelen anlar gibi akıyor kitap ve fakat bu durum asla okumayı zorlaştırmıyor aksine olaylar arasındaki bağı daha sağlam kurabilmeyi sağlıyor. "Sen bir sinekkuşusun çünkü sinekkuşu gibi tüm enerjini olduğun yerde kalmaya harcıyorsun. Tam olduğun yerde kalabilmek için saniyede 70 kez kanat çırpıyorsun. Bu konuda mükemmelsin. Dünyada ve zamanda durabiliyorsun, çevrendeki dünyayı ve zamanı durdurabiliyorsun, hatta bazen de geri geri uçma yeteneğine sahip sinekkuşu gibi zamanda yeniden yükseliyorsun ve kaybettiğini yakalıyorsun." Peki neden sinekkuşu diyorlar Marco'ya? Eğer istediği sinekkuşu gibi olabilmekse bunu başarabiliyor mu hayat akıp giderken? Ebeveynler, kardeşler, arkadaşlar, evlilik, çocuklar, ölümler, pişmanlıklar,... Her birinin merkezinde duruyor Marco, her birimiz gibi. Edebiyatta defalarca işlenmiş olan by konuyu Sinekkuşu'nda özel kılan ise anlatımı; Sandro Veronesi'nin zamandaki gelgitleri, duyguları hayatta olduğu gibi okura yansıtması ve pek tabi zaman akarken asla fark edemediklerimizi geçmiş ve gelecekten bakınca rayına oturtabileceğimizi göstermesi. Kitabın son sayfasından sonra Tatar Çölü'nü bitirdiğimde hissettiğim gibi hissettim: "Hepimiz Giovanni Drogo' yuz." Sinekkuşu'ndan sonra da: "Her birimiz hayatlarımızın sinekkuşuyuz." Çemberin tam ortasındayız; olan bitene etkimiz ne kadar bilemiyoruz ve fakat olduramadıklarımızın keşkesiyle büyüyoruz gün gün.
Sinekkuşu
SinekkuşuSandro Veronesi · Can Yayınları · 2022517 okunma
Reklam
155 syf.
10/10 puan verdi
hayatım boyunca bende sıklıkla varoluşsal soruları hep kendime sordum durdum. hayatta daha önce “hayatınızın amacı” adlı başka bir kitapta okumuştum. “ ben neden geldim bu hayata? beni mutlu eden ne var? ne yaparsam mutlu olurum?” gibi hep derin düşüncelere daldım. kitabın başında da yazara diyorlar zaten kitabınızın çok satanlarda ne düşünüyorsunuz diye. yazarda gerçekten çok etkileyici bir şey söylüyor:” Yüz binlerce insan, adı hayatta anlam bulma arayışına ilişkin bir şeyler vadeden bir kitabı alıyorsa, bu sorunu saç diplerine kadar hissediyor demektir.” artık şu gerçeği anladım ki ben bu hayata sadece deneyimlemeye geldim. ne mesleğim ne evliliğim ne ailem beni var edemez. ve benim bu hayattaki amacım zamanla değişebilir. insanın sadece tek bir amacı yoktur. kimisi için sağlıkla nefes alabilmekken kimisi için kariyerinde zirve yapmaktır. Viktor E. Frankl’ ye hayran kalmamak elde değil. Onca acı, ıstırap ve gözyaşına rağmen, toplama kampı gibi bir yerde dimdik durabilmek acı çekerken, hiç kolay değil. çoğu insan da olmuyor zaten. muhtemelen bende de olmazdı, ben de öyle diranetli duramazdım. hem kendisine hayran oldum, hem de kitabına. bize anlattığı olaylar da çok etkiledi beni. oradaki insanları çöldeki bir çiçeğe benzettim. ya ortama ayak uydurarak hayatta kalmaya çalışacak; ya da bırakacak kendini öylece solup gidecek. gerçekten her ıstıraptan bir ders çıkarabilir miyiz? beyhan budak’ ın bu konu hakkındaki youtube videosunu da izlemenizi tavsiye ederim. “insan en fazla ne kadar acıya katlanabilir?”
İnsanın Anlam Arayışı
İnsanın Anlam ArayışıViktor E. Frankl · Okuyan Us Yayın · 202336,2bin okunma
284 syf.
·
Puan vermedi
·
16 günde okudu
Muamma
Orada burada denk geldiğimiz ama tanımadığımız insanların hayatlarını bazen merak ederiz, hatta kurgularız. Maria'nin da böyle uzaktan gözlediği bir çift var, kusursuz çift. Çift de onun farkında, hatta ona ölçülü genç diyorlar. Bir gün bu çiftle karşılaşmamaya başlıyor. Onlarla ilgili bir haberi gazetede görünce bir anda kendini bu çiftin öyküsünün ve sonrasında yaşanan olayların içinde buluyor Maria. Her şey yaşanıp bittikten sonra başından geçenleri anlatırken, diğer karakterlerin de bu olaylar yaşanırken, yaşamış, düşünmüş olabileceği şeyleri de aktarıyor bize. Anlattıkları, varsayımları ne kadar gerçek ya da güvenilir bilmiyoruz ama biz de kapılıp gidiyoruz arkasından.  Ölüm, yas, kayıp, evlilik, arkadaşlık, hafıza, güven, kadın-erkek ilişkileri, ahlaki ikilem temaları, Marías'ın diğer kitaplarından da alışık olduğumuz temalar. Ancak hepsi hayattan konular olunca, daima merakla ve sorular sorarak okuyoruz. Her Marías çevirisi kolay okunmuyor ancak #salihanilüfer çevirisi su gibi aktı. Balzac’ın Albay Chabert'ini, Alexandre Dumas'nın Üç Silahşörler’ini dahil ediyor Marias romana. Ve olmazsa olmaz Shakespeare göndermeleri de var. Javier Marias'tan okuduğum beşinci kitap oldu Karasevdalılar ve bence Marias okumaya başlamak için en uygun romanı. Yine severek okudum. Özellikle okuyucuyu muammalar ve belirsizliklerle bırakıp, oralara da siz karar verin demesini sevdim.
Karasevdalılar
KarasevdalılarJavier Marias · Yapı Kredi Yayınları · 2022773 okunma
360 syf.
8/10 puan verdi
https://balkandays.blogspot.com
Kudüs için ne yapabilirim, diyenlerin muhakkak okuması gereken bir kitap… Semiha Karahan hocanın bu kıymetli eserine bir çok denemenin sonunda sevgili Hatice’nin hediyesi olarak kavuşmuş oldum. Bu güzel eseri iki farklı okuma grubuyla değerlendireceğiz nasipse. Lakin öncesinde kitaba henüz ulaşamayan ve okuyamayanlar için son bölümünü sizlerle
Bir Hakikat Şehri Kudüs
Bir Hakikat Şehri KudüsSemiha Karahan · İnsan Yayınları · 20216 okunma
1062 syf.
·
Puan vermedi
Ben şöyle bir hikaye duydum Tolstoy Anna Karenina'yı yazarken hizmetçisine benim odama girme demiş. Kapıda yemeği bırak ve git demiş. Çok acil birşey olursa kapıyı çalarsın demiş. Hizmetçide korkuyur tabii Tolstoydan hiç çalmamış kapısını. Sanah verdiği yemeği yememiş, öğlende yememiş birşey olduğunu düşünerek kapıyı çalmış ama kadın kapıyı açmayı cesaret edememiş. Sakın buraya girme dediği için. Kadın gidip aktabalarına haber vermiş, ben endişeleniyorum galiba birşey oldu siz bakabilirmisiniz diye. Sonra arkabaları tabii bir telaş koşuyorlar eve kapıyı açıp içeri gidiyorlar. Tolstoy yerde cenin pozisyonunda yayıyor baygın halde. Saatlerce yememiş, içmemiş ve ağlıyor... Noldu diyorlar Tolstoy'a Tolstoy uyanıyor ve şöyle söylüyor -Anna Karenina öldü... Böyle hissedilip yazılmış bir kitap
Anna Karenina
Anna KareninaLev Tolstoy · Türkiye İş Bankası Yayınları · 201940,1bin okunma
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.