Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
"Anlayamadığım" diyor Nermin Hanım, "Bir ölüyü neden çalarlar ki?" "Kadavra olarak hastanelerde satmak için." diyorum. "Aman Allahım!" diyor kadıncağız. "Merak etmeyin" diyorum, "Buna izin vermeyeceğiz."
Sayfa 52 - Çalınan Ceset / Başkomiser NevzatKitabı okudu
Herkes kafasına göre Kuran-ı Kerimi yorumlayabilir mi ? sorusuna cevap
İlkokuldaki çocuk üniversitedeki profesörü tenkit edebilir mi? Edemez. Neden? “Hocam artık bu soru da sorulur mu?” İnsaf yahu! O çocuk, bu profesör! “Ama bu çok çalışkan bir çocuk, ilkokulun birinci sınıfında teşekkür almış.” Ne alırsa alsın. Bin tane teşekkür alsa daha çok fırın ekmek yemesi lazım. Fırınlara çok ekmekler atılacak, o ekmeklerden çok satın alacak, o çocuk o ekmeklerden çok yiyecek, uyuyacak da büyüyecek, ondan sonra adam olacak. Öyle kolay mı? İnsan birdenbire adam olmuyor ki! Ben bazen çocukların çenesini tutuyorum; “Nerede sakalın?”diyorum. Şaşırıyor. Büyüyünce çıkacak, hemen çıkmaz ki! Sakalı birden çıkmaz, yavaş yavaş çıkacak. Onun için Kur’ân-ı Kerîm’in mealini okuyup da müçtehidliğe kalkma! Haddini bil, kenarda dur! Yüzme bilmeyen insan gidip de Karadeniz’in ortasına atlamaz. Karadeniz bu, şakası yok! Sahil- de olanları bile alıyor, yutuyor. Oyuncak değil. Onun için Kur’ân-ı Kerîm’de münakaşa etmeyin. “Peki hocam, dinimizi nereden öğreneceğiz?” Dini en iyi bilen, en takvâ sahibi, en salâhiyet sahibi alimlerin kitaplarını okuyacaksın, oradan incelikleri anlayacaksın.
Reklam
Allah beni kahretsin ve ediyor da. Montaigne, kötü davranışlardan, istemediğiniz için kaçının, diyor: beceremediğiniz için değil. Beni ne güzel açıklıyor. Ben de diyorum ki: Sayın Montaigne ve sizin gibiler! Canınız cehenneme! Sizin haklı olmanız bana hiçbir şey kazandırmıyor. Köşemde kıvrılıp ölüyorum işte. Siz de sevimli akrabalarım kadar yabancısınız bana. Adınız Marki bilmem ne de olsa... Tabii siz gurur duyuyorsunuz düşüncelerinizden. Diyorsunuz ki, Selim Işık diye bir mesele olmamıştır. Olmayan bir mesele için, düşünce tarihinin insanı yücelten gelişimini bozamayız. Siz, kendini şövalye sanan Don Kişot gibi ilginç de değildiniz üstelik. Özür dileriz, bizi rahatsız etmeyin. Düşünecek meselelerimiz var. Her gün yüz binlerce insan ölüyor. Ancak ilginç olaylarla uğraşabiliriz. Next please!
... ÜSTEĞMEN - Bana öyle geliyor ki Yüzbaşım, ümit zaif... YÜZBAŞI - Allahın dediği olur. TEĞMEN - (Patlarcasına) Allah!.. Allah!.. YÜZBAŞI - (Gayet tatlı) Teğmenim? TEĞMEN - Efendim, Yüzbaşım! YÜZBAŞI - Sen Allahın adını ömründe kaç kere andın? TEĞMEN - Ne bileyim, Yüzbaşım? YÜZBAŞI - Sık mı, seyrek mi? TEĞMEN - Cevap veremiyeceğim! YÜZBAŞI -
Aydınlık dostlarının politikası yoktur, ama düşmanlarının vardır.
Soruşturma açılınca, kime yaslanacağımı bilemedim. Bizde halk seyretmeyi sever; genellikle işe karışmaz. Bizde halk acayip yıldırılmıştır; amirlerden korkar. Amirler de birbirinden korkar. Nevşehir Valisi Mehmet Aldan, müfettişin raporunu okuyunca bana acıyıp ağladı; ama korkusundan, 'Hayir, bunlar yalan, bunlarin aslı faslı yok! Ben onun amiriyim. Memurumu savunuyorum. Bu adam karda kışta köylere kitap götürdü, halka hizmet etti; yapmayin etmeyin, ayiptir!" diyemedi! Dese, o zaman sen de onunla birliksin diyecekler. Bu kez onun da durumu sarsılacak. Bundan korktu. Bundan ötürü, ben diyorum ki, aydinlik politikası yoktur; ama düşmanlarının vardir.
canınız cehenneme!
Montaigne, kötü davranışlardan, istemediğiniz için kaçının, diyor: beceremediğiniz için değil. Beni ne güzel açıklıyor. Ben de diyorum ki: Sayın Montaigne ve sizin gibiler! Canınız cehenneme! Sizin haklı olmanız bana hiçbir şey kazandırmıyor. Köşemde kıvrılıp ölüyorum işte. Siz de sevimli akrabalarım kadar yabancısınız bana. Adınız Marki bilmem ne de olsa... Tabii siz gurur duyuyorsunuz düşüncelerinizden. Diyorsunuz ki, Selim Işık diye bir mesele olmamıştır. Olmayan bir mesele için, düşünce tarihinin insanı yücelten gelişimini bozamayız. Siz, kendini şövalye sanan Don Kişot gibi ilginç de değildiniz üstelik. Özür dileriz, bizi rahatsız etmeyin. Düşünecek meselelerimiz var. Her gün yüz binlerce insan ölüyor. Ancak ilginç olaylarla uğraşabiliriz. Next please! İyi
Sayfa 612 - İletişim yayınları
Reklam
Her daim pratik insanların eksikliğinden yakınılır… Derler ki: Birçok siyasi, birçok general bulunur… Kurumların yöneticilere ihtiyacı olsa, istenilen miktar ne kadar olursa olsun, her çeşidinden derhal bulunabilir. Fakat pratik insanlara gelince, onlara hiç rastlanamaz da, bu gibilere hiç rastlanmadığından şikâyet edilir hep. Bazen daha da ileri
Merhaba Bildiğiniz gibi güzel bir okuma süreci içerisindeyim ve doya doya Ecinniler okuyorum. Kitabın 3/1'ini az önce bitirdim. İkinci kısma geçmeden önce biraz izlenimlerimden bahsetmek ve alıntı bırakmak istedim. Böylece belki de hem sayfa sayısı gözünü korkutmaz hem de okuma isteğiniz artar. Merak etmeyin olaylardan bahsetmeyeceğim 🤗
Birinci kısım izlenimlerimdenKitabı okudu
Diyorum ki ; Dünya yi birilerinin güzelleştirmesini beklemek yerine kitap okuyup kimseye minnet etmeyin.
Sayfa 100 - Koyukitap
Gözlerimdeki donukluğu fark edemiyor hiç biri. Buna üzülmüyorum, aksine iyi ki diyorum, iyi ki fark etmiyorsunuz beni. Fark etmeyin beni, acımı kutsadım ben sıradan değil artık.
Simer YayineviKitabı okudu
Reklam
Evet, haklıydı akrabalar. Ben, normal olmadığım için anormal olan bir çocuktum. Allah beni kahretsin ve ediyor da. Montaigne, kötü davranışlardan, istemediğiniz için kaçının, diyor: beceremediğiniz için değil. Beni ne güzel açıklıyor. Ben de diyorum ki: Sayın Montaigne ve sizin gibiler! Canınız cehenneme! Sizin haklı olmanız bana hiçbir şey kazandırmıyor. Köşemde kıvrılıp ölüyorum işte. Siz de sevimli akrabalarım kadar yabancısınız bana. Adınız Marki bilmem ne de olsa... Tabii siz gurur duyuyorsunuz düşüncelerinizden. Diyorsunuz ki, Selim Işık diye bir mesele olmamıştır. Olmayan bir mesele için, düşünce tarihinin insanı yücelten gelişimini bozamayız. Siz, kendini şövalye sanan Don Kişot gibi ilginç de değildiniz üstelik. Özür dileriz, bizi rahatsız etmeyin. Düşünecek meselelerimiz var. Her gün yüz birlerce insan ölüyor. Ancak ilginç olaylarla uğraşabiliriz. Next please!
Sayfa 612 - İletişim 45. BaskıKitabı okudu
İsa: "Zina etmeyin, dendiğini önceden duydunuz. Fakat ben de diyorum ki bir kadına şehvetle bakan adam zaten onunla kalbinde zina etmiştir. Eğer sağ gözün tuzak kurar seni günaha sokarsa onu sök, at! Çünkü tüm vücudunun cehenneme atılmasındansa azalarından birini kaybetmen daha iyidir." Matta:5/27-29 Kuran'da da der ki "Zinaya yaklaşmayın." zina etmeyin demez, yaklaşmayin, der. Yani bahçesinden bile geçmeyin.
Bu kıskanç korku gelinceye kadar, yaptıklarım bakımından değilse de, aklımdan geçenler bakımından aşağılık bir hayat yaşadım. Büyük ve güzel şeyler yerine, aşağılık şeyler düşündüm. Şimdi de durum düzelmiş değil: hiçbir şey düşünemiyorum. Çok bayağı bir olay. Neresinden tutulsa insanın elinde kalıyor: dağınık ve çürük bir örgü. Evet, haklıydı akrabalar. Ben, normal olmadığım için anormal olan bir çocuktum. Allah beni kahretsin ve ediyor da. Montaigne, kötü davranışlardan, istemediğiniz için kaçının, diyor: beceremediğiniz için değil. Beni ne güzel açıklıyor. Ben de diyorum ki: Sayın Montaigne ve sizin gibiler! Canınız cehenneme! Sizin haklı olmanız bana hiçbir şey kazandırmıyor. Köşemde kıvrılıp ölüyorum işte. Siz de sevimli akrabalarım kadar yabancısınız bana. Adınız Marki bilmem ne de olsa… Tabiî siz gurur duyuyorsunuz düşüncelerinizden. Diyorsunuz ki, Selim Işık diye bir mesele olmamıştır. Olmayan bir mesele için, düşünde tarihinin insanı yücelten gelişimini bozamayız. Siz, kendini şövalye sanan Don Kişot gibi ilginç de değilsiniz üstelik. Özür dileriz, bizi rahatsız etmeyin. Düşünecek meselelerimiz var. Her gün yüzbinlerce insan ölüyor. Ancak ilginç meselelerle uğraşabiliriz. Next please.
Sayfa 612Kitabı okudu
"Soruşturma açılınca, kime yaslanacağımı bilemedim. Bizde halk seyretmeyi sever; genellikle işe karışmaz. Bizde halk acayip yıldırılmıştır; amirlerden korkar. Amirler de birbirinden korkar. Nevşehir Valisi Mehmet Aldan, Müfettiş’in raporunu okuyunca bana acıyıp ağladı; ama korkusundan, "Hayır, bunlar yalan, bunların aslı faslı yok! Ben onun amiriyim. Memurumu savunuyorum. Bu adam karda kışta köylere kitap götürdü, halka hizmet etti; yapmayın etmeyin, ayıptır!" diyemedi! Dese, o zaman sende onunla birliksin diyecekler. Bu kez onunda durumu sarsılacak. Bundan korktu. Bundan ötürü, ben diyorum ki, aydınlık dostlarının politikası yoktur; ama düşmanlarının vardır. Bu yüzden, tıpkı sizin o ateşi çalan, neydi adı, Prometeus gibi, sürekli yenilirler. Yenildim ben de. Gayet açık. Zaman içinde kazansalar da, yenilirler."
67 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.