Kurtarıcı Kahraman “İki Dünya” Arasındaki Habercidir
Kadim zamanların pagan bilgeleri her insanın EİDOLON adında ölümlü bir alt benliği ve DAEMON adında ölümsüz bir üst benliğe sahip olduğuna inanıyorlardı. Eidolon fiziksel beden ve bu bedenle bağlı arzularımız, isteklerimiz, bu dünyada edindiğimiz kimliklerimiz ve bu kimliklerle beraber ortaya çıkan inançlarımızdır. Eidolon dünyadan gelip geçen, zamana bağlı ve ölümlü yanımızdır. Pagan bilgelerin Eidolon verdikleri bu alt benlik daha önce de dediğimiz gibi Islam tasavvufunda "beşer" olarak tanımlanır. Daemon ise ölümsüz olan yanimizi ifade eder. Bu en yüce ruhtur. Insanin tanrisal yönüdür. O, toprak bedenimize hapsedilmis özümüzdür; görünen varlığımızın içindeki görünmeyen gizemdir; ancak ego ve nefs canavarlarini yenerek kendisine ulaşabileceğimiz okyanustaki bir inci tanesidir; asikâr olanin içine nakşedilmiş büyük sırdır. Bu üst benligi geleneğimizdeki bilgeler INSAN olarak tanimlarlar. "Insan dendiğinden ise maksat, sira disi ve gizemli üstün bir hakikattır.
Sayfa 145Kitabı okudu
Her şeyi tek başına halletmiş olma güçlüğü insanı bazen bir bankta hüngür hüngür ağlatıyor. Çok güçlü olmak da yenilmektir bazen. İnsan en dik yokuşları aşıp bir düzlükte yere yıkılabilir. Olabilir.
Reklam
II. Mehmed, Bizans İmparatoru XI. Konstantinos Palaiologos'a (1449-1453) kenti teslim etmesini resmen bildirdi ve Haziran 1452'de savaş durumu ilan etti. (...) II. Mehmed, saltanatını İstanbul'un fethiyle taçlandırmakta kararlıydı. (...) Otağını St. Romanus Kapısı'nın karşısında kurduran II. Mehmed topların ateşlenmesi
Sayfa 96 - 7- Fatih Sultan (II.) MehmedKitabı okudu
416 syf.
·
Puan vermedi
·
14 günde okudu
Anlatım teknikleriyle okura ulaşmayı amaçlayan Peyami Safa ve okura yalnızlığı ikilemlerle anlatarak okuru içine çekmeyi başaran Yalnızız kitabı. Yalnızız, Peyami Safa’nın en çok beğenilen romanlarından birisidir. Aşk ve Psikolojik roman türünde olan bu eser ilk kez 1951 yılında yayımlanmıştır. Türk edebiyatının en usta yazarlarından biri olan
Yalnızız
YalnızızPeyami Safa · Ötüken Neşriyat · 201921,9bin okunma
"Benliği acıya alışkındı ama dili değildi."
Sayfa 116Kitabı okudu
Kendine bir benlik uydurmak istiyorsan diğerlerine sorman gerekir; benliği icat etmenin tek yolu budur insanların senin hakkındaki düşüncelerini toplamak. Tüm hayatımız boyunca bunu yapıp dururuz. Bu yüzden insanların bize saygı duymamasından bu kadar korkarız. Bu bizim esaretimize dönüşür. Saygın biri olmak isteriz çünkü saygın olduğumuzda diğerleri hakkımızda güzel şeyler düşünür. Bizi överler ve o zaman daha iyi bir benliğe sahip oluruz. Saygın değilsek insanlar bizi kınar ve o zaman asla güzel bir benliğe sahip olmayız, çirkin bir benliğimiz olur. Benliğin yalnızca diğerlerinin görüşlerinden oluşur; kırk yama gibidir o.
Reklam
1.000 öğeden 381 ile 390 arasındakiler gösteriliyor.