Efendiler!
Bütün cihanın bilmesi lazımdır ki Türk halkı, Türkiye Büyük Millet Meclisi ve onun hükümeti, uşak muamelesine tahammül edemez. Her medeni millet ve hükümet gibi varlığının, hürriyet ve istiklalinin tanınması talebinde kesin olarak ısrar etmektedir. Ve bütün davası da bundan ibarettir... Yüksek heyetinizin başkanı olarak beyan ederim ki biz savaş değil barış istiyoruz. Eğer Yunan ordusunun bizi, bu meşru, haklı davamızdan vazgeçirebileceğini düşünüyorsa, bu mümkün değildir.
Efendiler!
Ordumuz, vatanımızda bir tek düşman eri bırakmayıncaya kadar takip ve taaruzuna devam edecektir.
Bir memur "Ordu dağılırsa, bir daha toparlanamayız" dedi. Yaşlı bir Kızılaycı azarladı:
"Sus! Ordu yenilebilir ama millet yenilmez"
Milli Mücadeleyi tükenmez, Kuva-yı Milliyecileri iyimser yapan sır buydu işte.
Din konusunda cahilliğin ne kadar tehlikeli olduğunu sürekli görmekteydiler. Dinde cahillik ile ihanet arasında usturanın ağzı kadar incecik bir aralık vardı.
Çürümeyi durdurup yok edecek tek çare eğitimdir. Ama şimdiki gibi yetersiz, ilkel, ezberci, kaderci, çağdışı medrese, cami eğitimi değil, sahici eğitim. Çocuklarımızı iyi insan, iyi yurttaş yapacak gerçek bir milli eğitim.
Bilinen, bilinmeyen kısa ve uzun vadeli İngiliz çıkar ve hesapları için alacak Yunan kanının bedeli olarak Yunanistan'a, İzmir ve Doğu Trakya'yı vermişti.
Demek ki Sakarya'da tam bağımsızlık istegi ile emperyalizm çarpışacaktı.