Mutluluğu hak ettiğini düşünüyordu. Hiç kimseden yardım görmeksizin ulaşmıştı ona.
Sayfa 218Kitabı okudu
mutsuzluk...
Mutsuzluk, çevresini kuşatmıştı. Kaş dibine kadar yakınlaşma küstahlığını gösteren bir karanlıktı. Yakınlığıyla soluksuz bırakıyordu onu. En kötüsü, haindi. Sabah uyanıp, pencereden giren güneşi gördüğünde, yatağında oturup artık yok olduğunu düşündüğünde yine aynı yerde, kulaklarının arkasında ya da yüreğinin içinde buluyordu onu.
Sayfa 154Kitabı okudu
Reklam
Sormak gerekir
Neden kendi özgürlüğünü benimsemiyorsun? Yaşamak için neden ille birine tutunman gerekiyor?
Sayfa 147Kitabı okudu
Dünyanın her yerinde bir tek savaşım var, yeryüzündeki hayatın iğrenç karanlığını aydınlatmaya çalışan özgürlük ateşi var yalnızca.
Sayfa 143Kitabı okudu
Kendi umutlarıyla duygularının amansız buyruğunda yaşıyorlardı. Acı çekiyorlardı.
Sayfa 140Kitabı okudu
Bazılarımız öbürlerinden çok fazla sayıda hayat yaşamışlardır.
Sayfa 131Kitabı okudu
Reklam
Sık sık bana kitlelerin nasıl olup da birkaç kişi tarafından sömürülmeye razı oldukları soruluyor. Yanıt, kendilerini onlarla bir tutabileceklerine kandırdıklarından.
Kadınlar bedenlerinden ibaret değildir!!
...kadınlar oy kullanamazlar, istediklerini sevemezler, beyinleriyle ruhlarını geliştiremezler, yaşamlarını hayatın ruhsal serüvenine adayamazlar, evet yapamazlar yoldaşlar! Nedenmiş? Bizim dehamız yalnızca rahimlerimizde mi? Biz kitaplar yazıp bilimsel yapıtlar veremez miyiz, müzik yorumlayamaz mıyız, insanlığın ilerlemesi uğruna felsefe modelleri geliştiremez miyiz? Bizim yazgımız hep fiziksel mi olmalı?
Orta
Bir şeyi ortasında bırakırsan yeniden başlaman daha kolay olur.
Sayfa 155Kitabı okudu
Reklam
Önsöz
E. L. Doctorow, gözlemini, "Bomba 1945'ten beri hep aklımızda, diye aktarıyor. "Önce silahımız, sonra diplomasimiz ve şimdi de ekonomimiz hâline geldi. Bu kadar güçlü bir şeyin, kırk yıl sonra, kimliğimizi şekillendirmediğini nasıl düşünebiliriz? Düşmanlarımıza karşı yaptığımız büyük golem mantığı, inancı, vizyonuyla kültürümüz, bomba kültürümüzdür"
Yoksa adaletsizlik, bir kere başa geldi mi, mantık yasaları ve akıl yürütme ilkeleri, uygarlığınkine tam ters düşen bir ayna-evren midir?
Kalıcı olan dostluktur. Paylaşılan idealler, bir insanın kişiliğinin bütününe duyulan saygı. Neden kendi özgürlüğünü benimsemiyorsun? Yaşamak için neden ille birine tutunman gerekiyor?
Gerçeğe bakılırsa, diye hızla sözünü sürdürdü Goldman, kadınlar oy kullanamazlar, istediklerini sevemezler, beyinleriyle ruhlarını geliştiremezler, yaşamlarını hayatın ruhsal serüvenine adayamazlar, evet yapamazlar yoldaşlar! Nedenmiş? Bizim dehamız yalnızca rahimlerimizde mi? Biz kitaplar yazıp bilimsel yapıtlar veremez miyiz, müzik yorumlayamaz mıyız, insanlığın ilerlemesi uğruna felsefe modelleri geliştiremez miyiz? Bizim yazgımız hep fiziksel mi olmalı?
“Bu parçayı çabuk çalmayın Ragtime asla çabuk çalınmaz” Scott Joplin
127 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.