Her yaralı topluluğun içinde doğal olarak önderler belirir. Öfkeli ya da hesapçı bu kişiler, yaralara merhem olan “sonuna kadar gidelim” söylemleriyle ortaya çıkarlar. Bir hak olarak saygıyı karşıdakilerden dilenmemek gerektiğini, ama bunu onlara dayatmak gerektiğini söylerler. Zafer ya da intikam sözü verir, zihinleri ateşler ve zaman zaman incinmiş kardeşlerinden bazılarının için için rüyalarına girmiş olabilecek aşırılıklardan da yararlanırlar. Artık dekor hazırdır, savaş başlayabilir. Ne olursa olsun “ötekiler” bunu haketmişlerdir, çok eski zamanlardan beri “bize çektirdikleri her şeyi” “bizler” bir bir hatırlamaktayızdır.
müthiş...
Topluluk insana, yalnızken kolayca yitirebileceği bir cesaret, metanet ve asalet verebilir. İçinde, insanlar arasında bir insan olduğu anısını canlandırabilir. Fakat bu ona, bir birey olarak sahip olamayacağı özellikler atfedilmesini engellemez. Hak etmediği bu armağanlar insana başta büyük bir lütuf gibi gelse de, uzun vadede bunların bir kayba dönüşmesi tehlikesi vardır, çünkü insan doğasında armağanları doğal saymak gibi bir zaaf vardır; sıkıntı anında bizzat çaba göstermek yerine, bunlar üzerinde hak iddia eder. Her şeyi devletten bekleme eğilimi maalesef bunun en belirgin örneğidir, oysa en nihayetinde devlet de bu talepkâr bireylerden oluşur..
Reklam
128 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 saatte okudu
Medeniyetler Savaşı (Pers-Yunan), Roma İmparatorluğu ve İstanbul: Persler
"Böyle mutsuzluklarla sarılmış olsanız da kapamayın yüreğinizi günlük sevinçlere, ölülere zenginlik kâr etmiyor." -Darius (sayfa 57) Not: Mitos Boyut Yayınları çift yazarlı bir kitap olarak yayımlamış:
Persler - Antigone
Persler - Antigone
. Ama ben bu incelemede yalnızca Persler’e değineceğim. Sophokles'in
Antigone
Antigone
tragedyasını ise ilerleyen zamanlarda kendi
Persler - Antigone
Persler - AntigoneAiskhylos · Mitos Boyut Yayınları · 2011132 okunma
Bugüne kadar yediğiniz tüm duyarları unutun...
"Biz her hayvanın özgür ve eşit doğduğuna inanıyoruz," dedi Wanlee. "En ufak polipin ve en önemsiz yumuşakçanın bile seninle ve benimle aynı hakları, aynı mutluluğu ve hayatı hak ettiğine inanıyoruz. Hepimiz kardeş değil miyiz? Hepimiz ortak bir evrimin sonuçları değil miyiz? Neden biz, insan hayvanlar, bu büyük ailenin imtiyaz sahibi üyeleriyiz? Massachusetts'li Senatör Newton'ın, Avustralya kabilelerinden ve yassı kafalı yerlilerden akıl olarak farkı, o kabileler ile Senatör'ün katledip yediği sığır arasındaki farktan çok mu uzak? Evrimin bize verdiği hayattan bir parça bile çalmaya hakkımız var mı? Bir sığırın veya tavuğun katli, cinayet değil mi - hatta bir kardeş katli sayılmaz mı? Kardeşimiz olan hayvanların etini yemek ve onların hayatını ve haklarını doğadışı bir iştah için kurban etmek, en feci türünden bir yamyamlık değil mi? "Hiç bunları düşünmemiştim," dedi Bayan Clara yavaşça. "Onlara, yani tavuklara, sığırlara ve babunlara oy hakkı tanır mıydın?" "İşte Massachusetts senatörünün kızı konuşuyor," diye feryat etti Wanlee. "Hayır, onlara oy hakkı tanımazdık - en azından henüz değil. Yaşamak ve yaşamdan keyif alabilmek doğal ve geri alınamaz bir hak. Oy hakkı ise toplumun şartları ve bireysel akli yeterliliğe bağlı. Sığır, tavuk ve babun henüz seçim sandığı için hazır değiller. Ancak onlar henüz embriyo aşamasında birer seçmen; bizim atalarımızın geçtiği süreçten geçmeye çalışıyorlar ve onların geleceğini ve hayatını bir yemek uğruna kesip atmak doğadışı ve felaket bir suç!"
Sayfa 89
598 syf.
10/10 puan verdi
Dine ve Dini İlgileyen Konulara Felsefi Bir Bakış
Not: İncelememi 1000Kitap için kısalttım. Uzun hâlini okumak ve bu kitaptan yaptığım alıntılara ulaşmak için aşağıdaki linke tıklayınız: medium.com/@sametonurr/314... Cemil Sena'nın "Hazreti Muhammed'in Felsefesi" kitabı İslam dinini merkeze alarak yazarın hem din ve İslam hakkındaki görüşlerini yansıtması hem
Hazreti Muhammed'in Felsefesi
Hazreti Muhammed'in FelsefesiCemil Sena Ongun · Remzi Kitabevi · 199319 okunma
299 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
BİLİMİN BİNBİR YÜZÜ - AHMET İNAM - 1997
En kadim çağlardan, Sümer'lerin matematiği bulmasına da değinerek; fiziğin de ilk ispatçısı ilk filozof Didim/Miletos'lu Thales'ten ta Manhattan'lı Oppenheimer'a kadar olan serüveninde Felsefenin gözlüğünü takmış mitoloji, edebiyat, resim, müzik, tarih gibi farklı farklı disiplinlerde yetişmiş nice bilim neferinin bu yoldaki başarısı/başarısızlığının romanı bu. Batıda doğayı açıklamakta kraldan kralcı Newton'un hegemonyasına karşı en büyük hareketlerin tamamen farklı bir alanda WilliamBlake ve Goethe'nin sanatsal edebiyatta ortaya koyuşu vurgulanırken, ülkemizde değil temel bilimler, mühendislik harici hiçbir şeyin eğitimde ve öğretimde hak ettiği değere neden kavuşmadığı ve ne yapılması gerektiği de anlatılıyor. Ki mühendislikler de aman yılan olmasın böylelikle denirken toptan yalan olmaktadır. Yazar Ahmet İnam hocamız, elektrik mühendisliğinden mezun olduktan sonra felsefe üzerine doktora yapıp şu an ODTÜ'de felsefe profesörü olduğu için disiplinlerarası ilişkileri çok iyi kotaran gayet 'Hazerfen' bir edebiyatçı da olduğu bu kitapta anlaşılıyor zaten. Aristoteles'in 'Metafizik' adlı meşhur kitabına "Bütün insanlar doğal olarak bilmek isterler" sözüyle yorumumu daha fazla uzatmayarak burada bitirmek istiyorum ki bu güzel, dopdolu ve sürükleyici eserden daha fazla spoiler olmasın. Not: İnternette aratırsanız bir kaç tane yazar Ahmet İnam var dikkat ediniz lütfen...
Bilimin Binbir Yüzü
Bilimin Binbir Yüzü
Metafizik
Metafizik
Ahmet İnam
Ahmet İnam
Johann Wolfgang Von Goethe
Johann Wolfgang Von Goethe
William Blake
William Blake
Aristoteles
Aristoteles
Thales
Thales
Isaac Newton
Isaac Newton
Renk Öğretisi
Renk Öğretisi
Bilimin Binbir Yüzü
Bilimin Binbir YüzüAhmet İnam · Vadi Yayınları · 20168 okunma
Reklam
112 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
FENOMENOLOJİ ÜZERİNE BEŞ DERS - EDMUND HUSSERL -1907
Fenomenoloji terimini en çok Hegel, metafizik açımlamalarında hatta "Tinin Fenomenolojisi" gibi kitap başlıklarında kullansa da Husserl nedense yeni bir bilimin ilanı olarak yayınladığı; Göttingen Üniversitesindeki derslerinden derlenen bu sansasyonel kitapçığında Hegel'den hiç ama hiç bahsetmez. Çünkü Fenomenolojiyi metafizik gibi
Fenomenoloji Üzerine Beş Ders
Fenomenoloji Üzerine Beş DersEdmund Husserl · Bilgesu Yayıncılık · 2010157 okunma
#Felsefe #Düşünce #Fikir #1000k
Müslüman olmayanlar düşünür diye genellikle filozoflarını zikrederler. Filozoflarsa geleneksel olarak birbirlerini çürüterek bir öncekinin doktrinine karşı çıkarak kendi doktrinlerini geliştirmişlerdir. Ekoller böylece doğmuştur. Yani onların başat özellikleri birbirine aykırıklarıdır. Birbirlerine aykırı fikirleri imal eden ancak filozof olmaya hak kazanırlar.Bundan daha doğal bir sonuç olamazdı.
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.