“Hep uyumdan söz ediyoruz. Oysa uyumsuzluğun ta kendisi bu tür davranışlar. Ulaşım teknolojisindeki son üç-bin yıllık gelişme at, eşek, tekerlek, otomobil, uçak derken ayağımızı yerden kesti. Şimdi 20. yüzyılın son çeyreğinde uzaya doğru yola çıkmışken birdenbire binlerce yıl öncesindeki 'doğal' insana dönüş yaparak sağlıklı olmak için trafikte, otomobiller arasında jogging dedikleri bir şey yapıyor insanlar. İşte bir toplu çılgınlık, tabiat kaidelerine bir uyumsuzluk örneği. Çağımızın yeni sağlıklı insanı kirli havada, ozon deliğinin ışınlarında yaşayabilen, genetik mühendisliğiyle üretilmiş ilaçlı domatesleri, hayatında bir adım atmamış ve güneş görmemiş hormonlu tavukları yiyen insandır. Eski sağlık anlayışına uygun biçimde sağlıklı kalmaya çalışan, bugünün hasta insanıdır. Ciğerleri ne kadar temiz, kam ne kadar katıksız ise o kadar daha fazla ölüme yakın, ölüme mahkûmdur. Darwin'in güçlüsü bu ortamda yaşayabilen yeni insandır; akıntıya kürek çekerek artık var olmayan bir dünyayı yapayca yaratarak yaşayan, artık olmayan bir dünyaya uyum sağlamaya çalışan değil. Gelecek nesilleri belirleyecek doğal seleksiyon türümüzün sağlıklı evrimi için ciğerleri kirli, kanlan zehirli olduğu için hayatta kalabilen güçlü insanları seçecek. Kısaca dayıcığım, kızın olsaydı, sakın sağlıklı yemek yiyen, rakı ve sigara içmeyen, temiz havaya, yüzmeye, koşmaya meraklı, ne idüğü belirsiz bir herifin tekine verme derdim. Pişman olurdun,
Allah göstermesin ama, pek sağlıklı torunların olmazdı.”