Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Doğanın rehberliği
Yaşam gücü hakkında o kadar büyük bir bilgisizlik hüküm sürmektedir ki insanlar duyguların kendileri için doğal rehber olduğunu bilmezler. Yaşamları boyunca düzenleri bozulmadıkça onların güvenilir bir bilgilendirme görevi yaptıklarını görmezler.
424 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
Ölmeyi Öğrenmek
NOT: Montaigne'in hayatı hakkındaki incelemem: #83445002 Önsözde, insanların, zor günlerinde Montaigne'den destek aldıkları vurgulanmış ve buna verilen örneklerden en göze çarpanı ise 1910'da evini terk edip Astapovo garına giden Tolstoy'un yanında, Montaigne'in Denemeler'i olduğu bilgisidir. Bunun nedeni, Montaigne'in
Denemeler (Cilt 1)
Denemeler (Cilt 1)Montaigne · Say Yayınları · 201854,8bin okunma
Reklam
264 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Geçen sene koronanın yayıldığı günlerde okusam beni çok büyük bir karamsarlığa itebilecekken üç beş sene önce okusam muhtemelen şimdi okurken etkilendiğim pek çok şey -salgınların Orta Çağ'da kaldığı yanılgısıyla- hiçbir şey ifade etmeyecekti. Bu sebeple kitabı çok doğru bir zamanda okuduğumu düşünüyorum. 1665 yılında Londra'da yaşanan büyük
Veba Yılı Günlüğü
Veba Yılı GünlüğüDaniel Defoe · İş Bankası Kültür Yayınları · 2020852 okunma
Bir sabah bu konuyu kafamda evirip çevirirken büyük bir huzurla şunu farkettim: Mademki tanrısal kudretin rehberliği veya izni olmadan başımıza hiçbir şey gelemezdi,bu hüsranların da kaynağı doğanın ötesinde olmalıydı ve Tanrı katından,belki doğrudan,belki de telkin yoluyla gitmemem isteniyordu. Klamam gerçekten Tanrı'nın isteği ise, etrafımı saran bütün bu ölüm ve tehlikenin ortasında beni onun koruyacağını düşündüm. Tanrısal olduğuna inandığım bu telkinlere rağmen buradan kaçıp kendimi korumaya kalksam Tanrı'dan akçmış gibi olacaktım. O da beni nerede ve ne zaman uygun görürse yakalayıp adaletini yerine getirecekti.
Şengör'ün bilimden ahlaki rehber yaratmaya çalıştığı örnek bu değildir. Şengör, 1980 darbesi sonrasındaki işkencelerle ilgili yorumunda da benzer bir çabaya girişir. Bu röportajda Şengör, insanlara dışkı yedirmenin işkence olmadığı çünkü gorillerin de dışkı yediğini belirtmiştir. " Bir kere dışkısını yedirmek işkence değil... Ben bal gibi yerim. Niye biliyor musun? ... Ben bunların yendiğini gördüm. Bir gün San Diego Hayvanat Bahçesi'nde goriller birbirlerini dışkılarını ikram ediyorlardı. Onlar da bizim gibi primatlar. Gayet güzel, hiçbir şey de olmaz. " Yukarıdaki altında da görmekteyiz ki Şengör'e göre, doğa, neyin ahlaki olup neyin olmadığını da belirleyen bir otorite halini almıştır. Ayrıca şunun altını çizmem gerekir ki Şengör, zaman zaman " bilimin rehberliği" ile "doğanın rehberliği" ni de birbirine karıştırmaktadır. Esasen bilim, doğayı anlamamızı sağlayan araçtır. Ancak bilim bize, Şengör'ün düşündüğü gibi " Doğada gördüklerinizi kopyalayın, taklit edin. " demez. Diyelim ki bilimin yardımıyla doğada gorillerin dışkı yediğini gördük. Hiçbir bilimsel yasa, bize dışkı yememizi gerektiğini öğütlemez. Bilim sadece şahitlik ettiğini söyler. Ne yapmamız gerektiğini değil.
136 syf.
10/10 puan verdi
·
3 günde okudu
İnsanın Acayip Kısa Tarihi - Güray Süngü
Acıyı unutursun acı diner de, hayattan acıyı çıkar, geriye ne kalır ki? Allahım unutturmuş bana acımı, şükür, ama… İnsanı insan yapan çektiği acılarıymışsa. Dünya boşlukta nasıl duruyor sanıyorsun. O, boşluk değil keder. Kederi çıkar, dünya düşer. Hatırladıkça anlarmış insan. Unuttukça tükenirmiş. Güray Süngü’nün kalemiyle yeni tanıştım. Samimi
İnsanın Acayip Kısa Tarihi
İnsanın Acayip Kısa TarihiGüray Süngü · Ketebe Yayınları · 20211,734 okunma
Reklam
Mademki tanrısal kudretin rehberliği ve izni olmadan başımıza hiçbir şey gelemezdi, bu hüsranlarin da kaynağı doğanın ötesinde olmalıydı.
192 syf.
·
Puan vermedi
Japon Edebiyatı'ndan yeni bir yazarla daha tanışmamı sağladı, Kiraz Çiçekleri! Yazarının özgün üslubunu, geleneksel olanı anlatıyla yoğurarak ortaya çıkardığı formu, doğanın değişimiyle birlikte insanın ruh halinin de değiştiği -nokta atışıyla- iddiasını metne yediren bir tutumu var. Hatta öyle iddialı ki bu durumu metnin başındaki durağanlığı sonuna kadar vardırmasında görebiliyoruz. Yine yerinde bir gerekçe olarak doğanın ve insanın değişken ruh haliyle birlikte okuru da peşinde sürüklüyor. Kiraz çiçekleriyle açılan metin zamanla Kyoto'nun doğa güzelliğini betimlemeye dönüşüyor, bu akışta Chieko'nun ailesine ve kimliğine dair sorgulamalarıyla birlikte atmosfer devamlı değişerek zihinde görsel bir şölen oluşuyor. Kitabın bitiminde garip bir şekilde kendimi boşlukta buldum. Şimdi ne yapacağım ya da ne olmalı diye sordum? Chieko'nun rehberliği eşliğinde şehrin doğasında gezinirken Japon geleneğini, festivallerini, kumaşlarını, arayışı, değişimi okumak oldukça keyifli bir okuma süreciydi. Diğer kitabını da okumayı düşünüyorum.
Kiraz Çiçekleri
Kiraz ÇiçekleriYasunari Kawabata · Can Yayınları · 2022695 okunma
20 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.