Dinlersin doğayı Osmanlı kahvesi elinde, reyhan şerbeti yanında…
Seversin hayatı huzurun yerinde, kalbin Sahibinde…
İran Yahudilere kastetmiş,
Soykırım imâ etmiş,
Soykırım yapmıştır.
İran'a otoriter rejim yerine demokrasi gelmelidir.
Demokrasi yabancı firmaları İran'a sokmalı ve bu firmalar, seçim yaptığını sanan insanlar bir sonraki seçimi beklerken,
İnsanı, doğayı hiçe sayan işler çevirmelidir.
ESAS OLAN PAYLAŞMAK
Bu yazımda birkaç konudan, birkaç meseleden, birkaç fikirden görüşlerimi sizlerle paylaşmak istiyorum. Paylaşmak güzeldir esasına dayanarak duygu ve düşüncelerimi dile getirmek istiyorum. Samimiyetle samimi cümleler kurmaya gayret edeceğim. Beni okuyanlar, doğal yazdığımı ve sade bir dil kullanmaya özen gösterdiğimi bilir! Beni ve kalemimi
Dostluğu klavyelerinde, yaşamı monitörlerinde arayanlar, Size sesleniyorum!
Hangi tuş daha etkilidir ki sıcacık bir gülüşten ya da hangi program verebilir bir ağaç gölgesinde uyumanın keyfini?
Copy-paste yapabilir misiniz dalgaların sahille buluşmasını?
İçinizi ısıtan gün ışığını gönderebilir misiniz maille arkadaşlarınıza?
Sevgiyi tuşlarla mı yazarsınız?
Öpüşmek için hangi tuşlara basmak gerekir?
Ya da geri dönüşüm kutusunda saklanabilir mi kaybolan zaman?
Doğayı bilgisayarlarına döşeyenler, neden görmezsiniz bahçedeki akasyanın tomurcuklandığını?
Ve ıslak toprak kokusu var mıdır dosyalarınız arasında?
Koklamak, duymak, dokunmak yok mu yaşam skalanızda?
Bilgi toplumu oldunuz da, duygu toplumu olmanıza megabaytlarınız mı yetmiyor?" - Müşfik KENTER
İyi ve kötü
İnsanoğlu çok anlaşılır, anlaşılmaz olması ise çok garip olurdu. Anlamlandırılamayan davranış ise genelde beklentiyi karşılamayan bir davranıştır. İnsanlar neden kötüyü seçer veya insanlar neden rezilliği çeker gibi sorular sormak ise tamamen saçmalıktır. İnsanoğlunun kötü veya iyi gibi irrasyonel ve yapay bir şeyden medet umması bunun üzerine
Huzur veren insanları, doğayı, mekanı, herşeyi seviyorum.
Deniz gibi,
Berrak,
Coşkulu,
Alabildiğine mavi...
Umut dolu.
Beni neden hak eden biri yok diyor. Ben dişiliğimi yükseltmek istiyorum. Benim auram var diyor. Bunları "bir kadını partneri ile görünce kıskanarak , hiç tanımadığı bir çifti insanı görünce arkasından çekiştirerek , hemcinsine her ne olursa olsun gerçek anlamda destek olmak yerine köstek olarak. Bir hayvanı ağacı insanı doğayı koşulsuz sevmeyerek , nefret ederek kin tutarak" söylüyor. Koşulsuz seven yaradılan her şeyi. Koşulsuz sevilmeyi de bilir. Parası ünü şöhreti olmadan da parlar. Onun tek ışığı sevgidendir. Önce kendine sonra âşka ve aşkla olan her maddeye.
(Benle tanışın)
(elif version)
~ismim elif annem beni doğurduktan sonra içine bu isim doğmuş ve ismim elif olmuş (babaanneme kalsa nergis, firdevs olacakmış iyi ki de olmamış, ismimi seviyorum)
~gözlerimin rengi mavi, yeşil kimisi sadece mavi ya da yeşil diyor (bende emin değilim)
~ilkokuldan beri kitap okumaya karşı ilgim var hatta annem beni ilkokula erken
Gittikçe yalnızlaşıyorsunuz insan kardeşlerim
Ne bir ortak sevinciniz kaldı sizi çoğaltacak
Ne bir içten dostunuz var acınızı alacak
Unuttunuz nicedir paylaşmanın mutluluğunu;
Toprağı rüzgârı denizi göğü
O her zaman bir insanla anlamlı
Tükenmez bir hazine gibi kendini sunan doğayı
Unuttunuz, gömülüp günlük çıkarların
Ve ucuz korkuların kör kuyularına
Daraldıkça daraldı dünyaya açılan pencereniz.
Şükrü Erbaş
Doğayı dinliyorum.
Kalabalıktan daha huzurlu, insanlardan çok daha güvenilir.
Doğayı dinliyorum.
Kuş cıvıltıları arasında, rüzgarın saçlarımı okşayışını hissediyorum.
Doğayı dinliyorum.
Kendimi kaybettiğim anlarda onunla buluyorum... (Gece)
#KızımınKitaplığından
Eyvah Mutfakta Fil Var!
Doğayı neden korumamız gerektiğini çok tatlı bir dille anlatan, çocukların hem eğlenip hem çevre bilinci kazanacağı ve bunu nasıl yapacağını öğreneceği güzel kitap. Hoşgeldin kitaplığımıza
