Nasipsizlikten sana sığınırım Allah'ım.
İMAN لا İLE BAŞLAR TAĞUT NEDİR? ALLAH SEVGİSİ ile TAĞUT SEVGİSİ ASLA BİR ARADA BULUNMAZ. “(Ey Peygamber!) Sana indirilen ve senden önce indirilmiş olan Kitaplara inandıklarını iddia eden şu ikiyüzlülerin hâllerine bir baksana; (hem Müslüman olduklarını söylüyorlar, hem de Kur’an’ın hükmünü terk edip) tağut’un, (yani Allah’ın hükümlerini hiçe
Sevgilim Hayat ~İsmet Özel
Yüzüme bak ve yüzümü hırpala yüzümü değiştir, dağlı bir anlatım bırak sen her hafta oğlunu leğende yıkayan hayat yaban, diri memelerinden ısırmak dudaklarındaki tuzu dudaklarıma almak için çok oldu tepelere vurdum kendimi bulutlara karıştım ve karanlık kahvelerde tıraşı uzamış adamlardan huylarını öğrendim senin. Mahmur bir tohumdun delikanlı
Reklam
Okursanız bir kitabı Sahibini sorarsınız. Gördünüz mü hoş bir yapı Yapan kimse ararsınız. Sahipsiz mı yerler, gökler? Düşününce insan anlar Her şey bize ispat eder Büyük, kadir bir Allah var. Hepimizi yaratanı Sorup bilmek vazifedir. Vazifedir, fakat onu Bize işte din öğretir. Doğruluğun, iyiliğin Yolu onunla bulunur. Bunu iyi bilin ki din Vicdanların kanunudur. Allah bize bir peygamber, Bir de Kur'an'ı göndermiş Onun ile bize söyler, Doğru nasıl olur bu iş. alıntı
Kolay olmayacağı başından beri belliydi! İlk insan ve ilk Peygambersin ama bir oğlun bir oğlunu öldürüyor. Nuh aleyhisselam’sın ama eşin ve çocuğun iman etmiyor. İbrahim aleyhisselam’sın ama ateşe atılıyorsun. İsmail aleyhisselam’sın ama bıçak boynuna dayanıyor. Yakup aleyhisselam’sın ama çocuğunun hasretiyle yaşıyorsun. Yusuf aleyhisselam’sın ama
karanfil
(16 Haziran 2004) Ayça okulunun kapısından koşarak çıkarken etrafına göz gezdirdi. Tanıdık hiçbir yüz görmemenin verdiği üzüntüyle omuzları çökmüştü. Bugün annesi de babası da onu okuldan almaya gelmemişlerdi. Bu çok sık yaşanan bir durum değildi. Sadece annesinin ve babasının işi olduğu zamanlar olan bir durumdu. Babası muhtemelen daha işten
Güngörmez
"Hiç sevmem kışları" derdi. Neymiş üşürmüş de kalın giymek zorunda kalırmış. "Hahh" dedim içimden. "Yazın da, kışın da mahallenin en pejmürdesi sensin..." Bunları o zamanlarda çok yakın olup da sevemediğim, şimdilerdeyse rahmetli olan canım arkadaşıma söylerken yıl 1995 aralığın 17'siydi. Şimdiyse 2006 yazının
Reklam
ACABA BUGÜN O GÜN MÜ?
👉Allah Resûlü (s.a.v.) bir gün ashabına geleceğe ilişkin bir şeylerden bahsediyordu. Sözünün bir yerinde “bu söylediğim, [dine ilişkin] ilmin ortadan kalkmasından sonra olacak” dedi. Sohbeti dinleyen Ziyad bin Lebîd isimli sahabî şaşkınlıkla peygamberimize sordu: “Ey Allah’ın Resûlü! İlim nasıl ortadan kalkabilir ki? Biz Kur’an’ı okuyoruz,
Öyle bi düşünmekten geldi¡
Yine çokça düşündüğüm saatlerdeyim… Konumuz empati: Hani şu bazı şeyleri sadece başına geldiğinde anlayanların noksan olduğu duygu. Aslında kesince konuşamayacağım. Çünkü bu eksikliği yaşayanlarla empati yapamıyorum. Yine de bu anlamlandıramadığım insanların varlıkları hakkında konuşmak istiyorum. Bazıları var ki başlarına gelseler de anlamıyor.
Vaktiyle bir Atsız varmış var olsun!
DAVETİYE Ey Benito Musolini! Ey gayet yüce, İtalyanlar başvekili muhterem Düce! Duydum ki, yelkenleri edip de fora Gelecekmiş orduların yeşil Bosfora. Buyursunlar... Bizim için şavaş düğündür; Din Arab'ın, hukuk sizin, harp Türk'lüğündür. Açlar nasıl bir istekle koşarsa aşa Türk eri de öyle gider kanlı savaşa. Hem karadan, hem denizden
Aslında din diye bir şey yok. Sistem var... Zaten Diyn sistem demektir... Ve Muhammed-i Frekans sistemi, arınmak için muhtelif teklifler getirmiştir... Ne saçma sapan tarikat liderleri nede başkası, bir başkasına kesinlikle kefil olamaz, şefaat edemez... Çünkü şefaatin ne olduğu dahi yanlış anlaşılmış, yanlış değerlendirilmiştir... Eğer Allah
Reklam
Her şeyin boş olduğu doğru değil. her şey, sanal da değil. birine söylediğin bir söz, yaptığın bir iyilik, uçup gitmiyor ki. birini güldürdün mü mesela, uçup gitmiyor ki; yanağında izi kalıyor, belki bin yıl…
Her şeyin boş olduğu doğru değil. her şey, sanal da değil. birine söylediğin bir söz, yaptığın bir iyilik, uçup gitmiyor ki. birini güldürdün mü mesela, uçup gitmiyor ki; yanağında izi kalıyor, belki bin yıl…
Seni sevmeme izin verdiğin için teşekkür ederim...
Merhaba sevgilim :). Bugün çok özel bir gün ve dahası yarın çok çok daha özel bir gün. Nasıl başlayacağımı bilmiyorum. Seninle bize ait günlerin konuşmasını çok çok erken yapmıştık aslında. Sen takvimine not almıştın, bense birkaç kez unutup 17 Mart tarihinde sonsuza kadar aklıma kazımıştım. Senden saklı bir şeyim olmadığı için bunları anlatmamda
öykü denememsi bir şey
Sen benim kim olduğumu biliyor musun dedi. Bilmiyorum dedim. Kim olacaktı ki babamın kızı çıkmasın da gerisinde hiç sorun yoktu. Bilsen iyi olur bir daha bana yazma dedi Peki dedim. Sustum. Bir sustum iki sustum Bekledim . onun bir şey diyeceği yoktu bana Benimkiler sırada bekliyorlar birbirlerini itiştirip duruyorlardı Sıradan çıkanları şöyle
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.