“Simon de Beauvoir, boşuna sevememiş Sarte’ı” dedirtti bu kitap; beraber geçen ve okumaya, yazmaya, öğrenmeye adanmış 2 hayat. Entelektüel birikim, duygular ve biraz da zorbaların yol açtığı dönemsel facialar birleşince böyle kederli ve kaliteli eserler yazdırtıyor insana. Sartre’ın neden edebiyata bulaştığı araştırılmak istenirse herhalde
Genel okur kitlesinin seveceğini neredeyse her şey mevcut Dün Görüşürüz romanında. Kısmen ilgi çekici bir hikaye, ana karakterin yaşadığı enteresan durumun etrafında şekillenen birçok olay, oldukça akışkan bir dil, merak duygusunun neredeyse hiç eksilmediği bir anlatım bulunmaktadır bu romanda. Bütün bunlar, benim daha önce şu incelemede
Bugün dünya ülkelerinin özgürlükle ilgili istatistiklerine bakıldığı zaman, bir toplumun refah seviyesi ile fikir/ifade özgürlüğünün doğru orantılı olduğu görülür. Yani toplum ne kadar zenginse, o kadar özgür ve ne kadar fakirse, o kadar baskı altındadır. Basın özgürlüğü istatistikleri bu duruma iyi bir örnektir. Güç bir merkezde ne kadar çok temerküz ederse, o merkez, hükmettiği insanlara o kadar çok baskı uygular. Ve bu baskıdan en çok nasibini alanlar, her zaman entelektüeller olur. Çünkü bilim, kültür, sanat ve fikir insanları, toplumun geri kalanını etkileme potansiyeline sahiptir ve güç merkezleri onları kontrol etmek ister.
İmgelere Temel Oluşturan Kavramlar: ölüm, sevgi, tedirginlik, güven, iletişimsizlik, korku, arayış, kaçış, yalnızlık, yabancılaşma, umutsuzluk, cinayet, kaza, intihar, gizem, hesaplaşma...
Metnin Türü: Metin! Karasu’nun kendi arzusu üzere yazdıklarını metin olarak sınıflandırmak doğru olacaktır.
Yer: Yazı çalışmalarında Karasu’nun özel hayatında
Okurken Aldığım Not 1:
"Doğanın altta kalan etkisi. Görünmez ve hissedilmez olup yine de çalışmaya devam eden etkisi. Günümüz hayat şartları ile çelişen etkisi."
Gözlerimizin önüne bir insanı getirelim -eğer cesaretiniz varsa ve ikiyüzlülüğünüz yoksa kendinizi düşünürsünüz-. Yaşadığı çevreye sağladığı uyumu ve bu uyumla birlikte