Yunus'un, Vilâyetnâme'de Hacı Bektaş-ı Velî'nin huzuruna gidişi anlatılırken şöyle deniliyor:
"Hacı Bektaşi Veli, Horasan diyârından Rûm'a gelip yerleştikten sonra veliliği ve kerâmetleri etrâfa yayıldı. Her taraftan mürid ve muhibler gelmeye, büyük meclisler kurulmaya başlandı. Fakir halli kimseler gelir, nasib alır
"Söylemek istediğimiz şey şudur: Avrupa yağlıboya resim kültürü bir bütün olarak ele alınır, bu kültürün kendini değerlendirişi bir yana bırakılırsa o zaman yapılan resmin dünyaya açılan çerçeveli bir pencere değil daha çok duvara gömülmüş bir kutu, görünülerin içinde sakladığı bir kasa olduğu anlaşılacaktır.
Bizi sürekli mülkten söz etmekle suçluyorlar. Bunun tam tersidir doğru olan. İncelediğimiz toplumun, kültürün ta kendisidir mülkten başka bir şey düşünmeyen. Ne var ki bir şeye saplanıp kalan kişiye saplantısı, nesnelerin doğasında varmış gibi gelir. Bu yüzden de o şey, olduğu gibi algılanamaz hiçbir zaman. Mülkle Avrupa kültüründe ortaya çıkan sanat arasındaki ilişkiler bu kültüre doğal gelmektedir. Bu yüzden birisi çıkıp da belli bir kültürel alanda mülk çıkarlarının ne denli yaygın olduğunu gösterdiğinde bu tutum, gerçeği göstergenin saplantısı olarak yorumlanıyor. Böyle bir yorum, Kültürel Kurum'un benimsediği kendi yalancı imgesini bir süre daha sürdürmesine yardım ediyor."
#johnberger #görmebiçimleri #sanattarihi #sanat
Diyelim sapına kadar şair bir herif çıkmış ortaya Çakmak çakmak gözleri
Meydan ya Taksim ya Beyazıt meydanı
Herkes orda sen de oradasın
Herif bizden söz ediyor bu ülkenin çocuklarından
Yürüyelim arkadaşlar diyor yürüyelim
Özgürlüğe mutluluğa doğru
Her işin başında sevgi diyor
Gözlerin yağmurdan sonra yaprakların yeşili
Bir de başını çeviriyorsun ki
Yanında ben varım
Can YÜCEL
"Yapmak zorunda olduğumu hissettiğim bir şeyi asla yapmam seninle. Seninle yaptığım her şeyi isti- yorum. Seni o kadar çok istiyorum ki, bunu sana ver- mekten başka bu isteğin tamamıyla nasıl başa çıkabi- leceğimi bilmiyorum. Bu yüzden otur," dedi ve elini ona doğru bastırdı. Sonra aniden durdu. "Fantezinin, benim sana oturmanı
"Bir kötülüğü engellemenin söz konusu olabilmesi için bu kötülüğün açıkta işlenmesi gerekir. Buna göre insanların özel hal ve durumlarını araştırarak buralardaki bir takım yanlışlıklar ve kötülükleri tespit etmek ve bunları engellemeye çalışmak doğru değildir. Zira Kur'an, özel hayatın gizliliğine büyük bir önem vererek insanların gizli hallerinin araştırılmasını yasaklamıştır."
Bir kitap bittiğinde ben aynı "ben"sem, bana göre o kitap okunmaya değmez. İşte Tutunamayanlar asla bu tür kitaplardan değil. Hani bazı yazarlar da vardır, hayat değiştiren. Ve evet, Oğuz Atay kesinlikle bunlardan birisi. Hayatı genç yaşta sonlanmış, ve bizi belki de birçok şaheserden mahrum bırakmış birisidir ayrıca.
Tutunamayanlar,