Anlambilimcilere göre, anlama faaliyetinin altı temel unsuru vardır. Bunlar:
1. Anlatan,
2. Anlatılan (ifade),
3. Amaç,
4. Bağlam (tabii, tarihsel, toplumsal),
5. Anlaşılan,
6. Anlayan.
Anlatılan, anlaşılana tekabül ediyorsa, bu 'doğru anlama'dır.
Doğru anlama, anlama faaliyetinde bulunurken, yukarıdaki
Altı unsuru da bütün detaylarıyla göz önünde bulundurmaya bağlıdır.
Tarih boyunca anlama yöntemleri arasındaki fark, yukarıdaki unsurlardan birine öncelik tanımaktan kaynaklanmıştır.
Klasik anlambilimciler, daima anlatana öncelik tanırken, çağdaş anlambilimciler anlayanı esas almışlardır.
Bizim usûlcülerimiz, anlatanın şahsında anlatılanı esas almış, anlatılana kuşkusuz iman edilmiş, anlaşılandan da hep kuşku duyulmuştur.
Ortada bir yanlışlık görüldüğünde, bu hiçbir zaman ne anlatımda ne de yazılı metinde değil, anlayanın zihninde ve birikiminde aranmıştır.
Problem halledilemediği zaman bir de tevakkuf kavramı geliştirilmiş, anlatan ile çelişme korkusuyla nötr kalma tercih edilmiştir.
Modern anlama yönteminde ise belirleyici unsur tabii, tarihsel ve toplumsal bağlam olmuştur.
Oysa bir anlama metodolojisinin mükemmelliği, yukarıdaki unsurların tamamını göz önünde bulundurarak bir anlama faaliyetini gerçekleştirmesine bağlıdır.
Elinizdeki çalışma ile böylesine dengeli ve kapsamlı bir metot ortaya koyduğumuz iddi- asında değiliz.
Ancak hadis ve sünnetin doğru anlaşılabilmesi ve yorumlanabilmesi için, anlama faaliyetinin tüm unsurlarının göz önünde bulundurulmasının, oluşacak bir metodolojiye katkı sağlayacağını söyleyebiliriz.