Bir Martıyı Ağlattın Sen bir martıyı ağlattın işte bir çocuk garanti intihar eder artık kütür kütür küfrediyor gece imanıma bir yaprak kırılıp suya düşüyor su yaralanıyor su kanıyor şelale! ah nasıl titredim tensiz bir piyanist büküldü sanki kesişen ayrışık doğrular gibi çarpışıverdim yüzünle. Yüzün öyle düzgün suna bir elyazısı yüzün yüzüme aksedince yüzün ayna alnımda yüzün uzun hüzünlü bir alınyazısı! bitmemiş bir ömrün yalanısın sen: kabuslarımın tabiri çocukluğumun arta kalanısın! öldüreceğim kendimi dudaklarınla dudaklarin etle, şehvetle seferber sen! bana inen son kutsal kitap son fakir yatır son aciz peygamber! bir martıyı ağlattın işte bir çocuk garanti intihar eder artık
Sayfa 55
"Eğer yenilgi öksüzse ve utkunun yüz babası varsa, yalanın da birçok çocuğu vardır. Buna karşın doğrunun soyunu sürdürecek kimsesi yoktur. Doğru yalnızdır, bekardır. Kişiler bu yüzden yalanı yeğlerler. Yalan başkalarıyla iletişim kurmamıza, keyiflenmemize yarar, bizi suça ve sevince ortak eder. Öteki yanda, doğrular bizi insanlardan uzaklaştırır, bizi kuşku ve kıskançlıklarla çevrili adacıklara dönüştürür. Bu yüzden yalanlarla dolu oyunlar oynarız. Doğruların neden olduğu yalnızlıklardan kurtulmak için."
Sayfa 407Kitabı okudu
Reklam
"Bazen öyle anlar vardır ki, doğrular sadakatten daha önemlidir."
349 syf.
8/10 puan verdi
Kitabın sonuna doğru " başa dönüp tekrar mı okumalıyım, acaba ben yanlış mı yorumladım " diye düşündürüyor.Bir hayat hikayesi ; iki farklı bakıştan taban tabana zıt doğrular....Çok enteresan bir yorum.. Kitabı ve hikayesini çok beğendim..
Saklı Kalanlar
Saklı KalanlarSebastian Barry · Epsilon Yayınları · 200925 okunma
Kaliayev : Öldürmenin pek kolayca yapılacak bir şey olduğunu sanıyordum, inanç ve cesaret yeter diyordum. Ama öylesi bir büyüklük yok bende ve şimdi biliyorum ki nefrette mutluluk yok. Tüm bu kötülükler, tümü, hem bende hem başkalarında. Öldürme, ödleklik, haksızlık... Oh! Öldürmem gerekiyor, onu öldürmem gerekiyor... Sonuna değin gideceğim! Nefretten de öteye! Dora : Daha öteye mi? Onun ötesinde hiçbir şey yok. Kaliayev : Aşk var. … Aşk dediğin bu işte, her şeyi vermek, geri dönüş umudu olmadan her şeyi feda etmek.
''Doğrular, Bayan Eyre. Yeni bir yasa gerektiriyor olabilirler. Hiç duyulmadık durumlar, hiç duyulmamış kurallar gerektirirler.''
Sayfa 183Kitabı okudu
Reklam
Sonuç, doğrusu ve yanlışıyla hayat gibi bir hayat yaşadığıma inanıyorum. İnsanların bana dayattığı doğrular, kurallar, beni ve içimde beslediğim köpeği pek ilgilendirmedi. Kendi kurallarımla, kendi doğrularımla yaşadım bir ömür.
Bazıları var ki büyük yalanlar için, büyük doğrular söylerler önce. Aldanma!
"Bugüne kadar yasaklanan, istisnasız doğrular olmuştur."
"Bu kitap en azlarındır. Belki de onlardan hiçbiri yaşamıyor daha. Onlar, benim Zerdüşt'ümü anlayanlar olacaklar : kendimi, daha bugünden işitilecek kulaklar bulanlar ile nasıl karıştırabilirdim ki? Ancak öbürgündür benim olan. Kimileri öldükten sonra doğar. Kişinin beni anlamasının, hem de zorunlukla anlamasının koşulları, —bunları pek iyi bilirim. Benim yalnızca içtenliğime, tutkuma dayanabilmek için, düşünsel konularda katılık kertesinde dürüst olması gerekir kişinin. Dağlarda yaşamaya, alışkın olması gerekir— çağın siyasetinin ve halkların çıkarcılıklarının sefil gevezeliğini kendi altında görmeğe. Aldırmaz olmuş olması gerekir, hiç sormaması gerekir, doğruluk yararlı mıdır diye, bir kötü kader olup çıkar mı diye... Bugün kimsenin sorma yürekliliğini göstermediği sorulara sertliğin verdiği yatkınlık; yasaklanmış olana yüreklilik; labirente önceden-belirlenmişlik. Yedi yalnızlıkta edinilmiş bir deneyim. Yeni bir müzik için yeni kulaklar. En uzaklar için yeni gözler. Şimdiye dek sağır kalınmış doğrular için yeni bir vicdan. Ve yüce üslubun iktisat istemi: gücünü, heyecanlanmalarını derli-toplu tutmak... Kendi kendine saygı; kendi kendine sevgi; kendi kendisi karşısında koşulsuz bir özgürlük... İşte! Bunlardır benim okurlarım ancak, benim sahici okurlarım, benim önceden belirlenmiş okurlarım: geri kalan neye yarar ki —geri kalan, insanlıktır yalnızca.— Kişinin, gücüyle, ruhunun yüksekliğiyle, insanlığa tepeden bakması gerekir —hor görüşüyle..."
Resim