Derler ki, tabiatta haksızlık etmek iyi, haksızlığa uğramak kötü bir şeydir. Haksızlığa uğrayanlar ise haksızlık edenlerden çok fazladır. İnsanlar, birbirlerine haksızlık ede ede, haksızlığa uğraya uğraya, birinin tadını, ötekinin acısını duymuşlardır. Haksızlığa uğramaktan sakınmayacaklarını, haksızlık etmeyi de her zaman beceremeyeceklerini anlayınca, bir anlaşmaya varmayı düşünmüşler, kanun koymuşlar, kimse haksızlık etmeyecek, haksızlığa uğramayacak diye. Kanunun buyurduğuna, kanuna uygun olana da doğru demişler, İşte doğruluğun kaynağı, özü budur. Doğruluk, en iyi şeyle en kötü şeyin ortasında, yani haksızlık edip ceza görmemekle, haksızlığa uğrayıp öç almamanın arasındadır. Bu iki şeyin arasında olan doğruluk iyi bir şeydir diye sevilmez.
Doğruluk ve haksızlık üzerine
Derler ki, tabiatta haksızlık etmek iyi, haksızlığa uğramak kötü bir şeydir. Haksızlığa uğrayanlar ise haksızlık edenlerden çok daha fazladır. İnsanlar, birbirlerine haksızlık ede ede haksızlığa uğraya uğraya, birinin tadını, ötekinin acısını duymuşlar. Haksızlığa uğramaktan sakınamayacaklarını, haksızlık etmeyi de her zaman beceremeyeceklerini anlayınca, bir anlaşmaya varmayı düşünmüşler, kanun koymuşlar, kimse haksızlık etmeyecek, haksızlığa uğramayacak diye. Kanunun buyurduğuna, kanuna uygun olana da doğru demişler. İşte doğruluğun kaynağı, özü budur. Doğruluk, en iyi şeyle en kötü şeyin ortasında, yani haksızlık edip ceza görmemekle, haksızlığa uğrayıp öç alamamanın arasındadır. Bu iki şeyin arasında olan doğruluk iyi bir şeydir diye sevilmez: Ona değer verdiren, insanın hep haksızlık etmeye gücünün yetmemesidir. Gücü yetseydi, haksızlık etmeyi, haksızlığa uğramayı ortadan kaldırmak için kimseyle anlaşmaya kalkmazdı. Böyle yapması delilik olurdu.
Sayfa 43 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 42.Basım - Nisan 2020 (Glaukon'un doğruluğa dair düşünceleri)Kitabı okudu
Reklam
Kur'an anlayışına göre, doğruluğun kaynağı gelenekte değil, Allah'ın iradesinde yatmaktadır.
Haksızlığa uğramaktan sakınamayacaklarını, haksızlık etmeyi de her zaman beceremeyeceklerini anlayınca, bir anlaşmaya varmayı düşünmüşler, kanun koymuşlar, kimse haksızlık etmeyecek, haksızlığa uğramayacak diye. Kanunun buyurduğuna, kanuna uygun olana da doğru demişler. İşte doğruluğun kaynağı, özü budur. Doğruluk, en iyi şeyle en kötü şeyin ortasında, yani haksızlık edip ceza görmemekle, haksızlığa uğrayıp öç alamamanın arasındadır. Bu iki şeyin arasında olan doğruluk iyi bir şeydir diye sevilmez: Ona değer verdiren, insanın hep haksızlık etmeye gücünün yetmemesidir. Gücü yetseydi, haksızlık etmeyi, haksızlığa uğramayı ortadan kaldırmak için kimseyle anlaşmaya kalkmazdı.
Kanunun buyurduğuna, kanuna uygun olana doğru demişler. İşte doğruluğun kaynağı, özü budur. Doğruluk en iyi şeyle en kötü şeyin ortasında, yani haksızlık edip ceza görmemekle, haksızlığa uğrayıp öç alamamanın arasındadır.
Sayfa 43 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Kavram oluşumu problemi, mantığa ve dil felsefesine çok yakın biçimde temas eden bir noktaya işaret eder; hatta bu noktada onlar ayrılmaz bir birlik halinde birbirine karışmış gibi görünürler. Bütün mantıki kavram analizleri, en sonunda kavramların incelenişinin isimlerin ve kelimelerin incelenişine geçtiği bir noktaya dayanmış görünür. Mantıki nominalizm kavram ve kelime problemini tek bir problem halinde daraltır. Bu anlayışta kavramın içeriği kelimenin içeriğine ve işleyişine devredilir. Böylece nominalizmde doğruluğun kendisi mantıki değil, daha ziyade dilsel bir belirleme haline gelir: veritas in dicto, non in re consistit. Doğruluk şeylerin ken­disinde, hatta fikirlerde bulunabilen bir uzlaşmaya değil, kesinlikle işaretlerin, özellikle ses işaretlerinin bağlanışıyla ilişkili olan bir uzlaşmaya karşılık gelir. Kesin bir "saf' dilsiz düşünme, öncelikle konuşmada ve konuşma vasıtasıyla meydana getirilen doğru ve yanlış karşıtlığını tanımayacaktır. Bu takdirde burada kavramınkaynağı ve geçerliliği sorusu zorunlu olarak kelimenin kaynağı so­rusuna dayanır: Kelime anlamlarının ve kelime sınıflarının oluşu­munun araştırılması, kavramın içkin anlamını ve onun bilgininin­ şasındaki fonksiyonunu açıkça anlaşılır hale getirmek için biricik vasıta olarak ortaya çıkar
Gerçeklik kavramı objelerde değildir.Kitabı okudu
Reklam
83 öğeden 61 ile 70 arasındakiler gösteriliyor.