Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
"Para basma işini ve mahkemeleri kontrol et... varsın gerisi ayak takımının olsun. "İmparator Padişah size bunu tavsiye ediyor. Ve size diyor ki: "Kâr istiyorsanız, yönetmelisiniz. "Bu sözlerde dogruluk payı var ama ben kendi kendime şunu soruyorum: "Kimdir ayak takımı ve kimdir yönetilenler? "
Gözlerin ağlamaya ihtiyacı var ve doya doya ağlamak çok güzel bir şey. Unutma, doya doya ağlamazsan gülemezsin de, çünkü o da aynı şeyin diğer kutbudur. Gülebilen insanlar ağlayabilir de; ağlamayan insanlar gülemez. Bazen çocuklarda görmüşsündür; uzun uzun, yüksek sesle gülünce ağlamaya başlarlar. İkisi birleşir. Bazı anneler çocuklarına "Çok gülme, sonra ağlarsın." der. Bunda doğruluk payı vardır çünkü ikisi aynı enerjidir; sadece farklı kutuplardan çıkıyor.
Reklam
6 )Sözel judo: eleştiri ateşi altında olduğunuzda karşılık vermeyi öğrenin değersizlik hissinizin nedeninin süregiden de öz eleştirileriniz olduğunu öğreniyorsunuz Bu durum sürekli kendinize nutuk çektiğiniz ve sertt gerçekçi olmayan bir şekilde zulmettiğiniz üzücü bir iç konuşma şeklini alır Genellikle öz eleştiriniz başka birinin sert bir
Sayfa 143
Günümüzde de doğruluk payı var:)
Birçok erkeğin birden çok kadınının ama sadece bir kafesinin olduğu söylenirdi…
''Fransızların bir lafı vardır: 'İşlerdeğiştikçe aynı kalır' Bunda bir miktar doğruluk payı olduğunu kabul etmek lazım. Özellikle de toplum dediğimiz şeyi düşününce. Biz her ne kadar üstünkörü de olsa medeniyetin değiştiğini düşünsek de karanlık geçmişin ana hatlarında pek de değişen bir şey olmuyor. Ne yalan söyleyeyim artık gelişme diye bir kavrama inanmıyorum. İnsanın hayatta baş etmek zorunda olduklarına saygım var. Zaman zaman bunu başarma şekline de saygı duyuyorum. Yine de medenileşmiş gibi davranmaya başladığından beri pek az değişti. Aynı şey bizim toplumumuz için de söylenebilir. Bunlar benim hislerim tabi, yine de hazır itiraf etmişken tahmin etmiş olabileceğin gibi ben biraz iyimserim. Yani, iyimser gibi davranırım çünkü kötümserliğe kapılırsam hiçbir şey yapamıyorum. İnsan böyle karmaık zamanlarda çaresizliğe kapılıyor. Kontrol edilemeyen olaylar ve deneyimler yaşamak,anlamaya çalışmak ve eğer mümkünse bunları bir düzene koymak. Yine de insan küçük de olsa bir katkıda bulunabileceğini biliyorsa, bundan geri durmamalı. Çabadan vazgeçtiğimiz an insanlığımızı kaybetme riskiyle karşı karşıya kalırız.''
Reklam
“İnsanlar sadece fark etmek istediklerini fark eder.” sözünde doğruluk payı var, kendi hayatları içinde o kadar kaybolmuşlar ki çoğu zaman etrafında olanları görmezden geliyolar.
Okuduğum birkaç yazıda kalbin anahtarı varsa sevgidir diyor. Doğruluk payı %100 lakin sevmeyi bilmeyen insanlar seviyormuş gibi yaparak aldatmacayla kalbin anahtarını yok ediyorlar. Kalbimi açıp girmeye cesareti olan var mı ? Diyor birisi de bir cevap alamıyor. Kalbe girmeye çalışmadan önce sor bakalım girişinde ne yazıyor. Şahsen ALLAH yazıyor ve ardından bir besmele çek uzat elini ve hoş geldin. Hayırlı sabahlar mı desem yoksa yeni yalanlara günaydın mı bilemiyorum....
Rodyard Kipling, “Kadının tahmin ettiği şey, erkeğin emin olduğu şeyden daha doğrudur” diyor. Bu sözde abartı payı olduğu gibi, doğruluk payı da var şüphesiz.
Sert bir eleştiri ama doğruluk payı var ve düşündürmeli
"Türk halkının en büyük sıkıntısı, bugüne kadar kör topal da olsa sahip olduğu kişisel hak ve özgürlükleri mücadele etmeden elde etmiş oluşudur. Türk devrimi dediğimiz olay, tabandan tavana gelen bir talep sonucu gerçekleşmemiştir. Aksine Mustafa Kemal ve ekibinde bulunan ufku açık, dünya görüşü olan, entelektüel ve dirayetli adamların
Poyraz Ayrıç

Poyraz Ayrıç

@PoyrazA
·
26 Mart 23:12
Armağan, hele ne olduğunu bilmediğimiz bir şeyse bizim için bir değer oluşturmaz. - Size Sidney'den bumerang getirdim efendim! diye paketi uzatan dostunuza boş boş bakarken, hıyarağa getire getire ne getirmiş, diye. düşünebilirsiniz. Böyle abuk hediyeler aldığımız ve nereye koyacağımızı, ne yapacağımızı bilemediğimiz çok olmuştur. Oysa sahip olmak için uğraştığımız, didindiğimiz güç bela edindiğimiz şeyler, bir bisiklet, bir cep telefonu, bir walk-man bizim için ne kadar değerlidir. Bu yüzden Atatürk tarafından bize bir demet çiçek olarak sunulan demokrasinin değerini ve ne olduğunu bilmiyoruz.
Sayfa 160 - Ortaoyuncular YayınlarıKitabı okudu
Reklam
293 syf.
9/10 puan verdi
·
46 günde okudu
Bütün hasta insanların hastanelerde olduğunu mu sanıyorsun sen?
BLAU, DEBORAH F. 16 Yaş ÖNCEKİ HASTANELER: Yok İLK TANI: ŞİZOFRENİ "Hiçbir zaman soğuk ya da açlık tehdidiyle karşılaşmadı," kızına yeterince sevgi ve ilgi verdiğini düşünen bir babanın sözleri bunlar. "İnsanlar onu hiçbir zaman sevmemişti zaten." Bu da kızın düşüncesi? Neden akıl hastanesine düşer insan? Ya da neden
Sana Gül Bahçesi Vadetmedim
Sana Gül Bahçesi VadetmedimJoanne Greenberg · Metis Yayınları · 202113,9bin okunma
592 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
Olayın büyük bir kısmı gerçekte var olmayan bir ada da kurgulanmış. Kökburun. Bir kısmı da İstanbul’da geçiyor. Böyle bir ada yok ama olayların büyük bir kısmının doğruluk payı yüksek. Ada sakinleri de biliyor böyle bir yerde yaşanmayacağını ama bir şekilde de kopamıyor. İstanbul’da yaşayanlar demez mi İstanbul’da yaşanmaz dedikleri halde yaşadıkları gibi. Onur öğretmen ile başlıyor daha sonra idealist bir öğretmen olduğunu anlayacağımız öğretmenlerden, şimdi kalmayanlardan 12 Eylül döneminin Türk ve Rumlar arasında ki ilişkilerin yanı sıra karakterler arasında ki şehvet ve ihtiras, aşk ve gurur, öfke ve nefret, hırs, yalnızlık, bütün hislerin yaşandığı ilişkiler. Sayfa sayısı yüksek olduğuna bakmayın sıkılmadan okunacak bir kitap. Az çok bildiğimiz olayların karakterler üzerinde ki etkisini kendi üzerinizde hissettiğinizi fark edecek bazı yerlerde üzülecek ve böyle olmasaydı diyeceğiniz yerler olacaktır. Okunur diyorum iyi okumalar.
Körburun
KörburunHikmet Hükümenoğlu · Can Yayınları · 20161,315 okunma
Verdiğim hükmün adil olup olmadığını bilmiyorum, Fakat senin sözlerinde bir doğruluk payı var: İnsan bilmediği bir şeyle ölçmemeli.
328 syf.
8/10 puan verdi
Mahfi hoca ekonomiyi bırakıp polisiye roman yazmaya başlamış.. Gayet sürükleyici olmuş. Bir önceki "inferis" adlı romandaki ana karakterler bu kitapta da var. Bana biraz Dan Brown'ın kitaplarını hatırlattı. Bir önceki romanda da belirtildiği gibi olay hayal ürünü diyor ama değindiği birkaç konu var ve bunlar üzerine çok söylentiler de var. Yine acaba doğruluk payı olabilir mi diye demeden yapamıyorum..Kitabın konusuna gelince; On dokuzuncu yüzyılda padişahın davetiyle İstanbul'a gelmiş bir İtalyan ressamın, kayıp olduğu düşünülen gizemli tablosu, şans eseri bulunduktan seksen yıl sonra sergilenmek üzere Londra'ya gönderilir. Ancak Londra'da büyük skandala yol açan bir gelişme yaşanır. (Tablonun sahte olduğu anlaşılır.) Gerisi romanda...
Sahte Sultan
Sahte SultanMahfi Eğilmez · Remzi Kitabevi · 0516 okunma
586 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.