242 syf.
8/10 puan verdi
Ötekiler kimlerdir ve bunların hak'ları nereden gelir? Öteki, bizden olmayanı kasteder elbette. Fakat açıklama bu haliyle yeterli midir? Çünkü aslında herkes, bir diğerine göre öteki değil midir? Bu durumda öteki hakları diğer insanları kastedebileceği gibi hayvanları da kastedebilir. Sadece burada da durmakla kalmaz, bitkileri ve nihayetinde
Ötekilerin Hakları
Ötekilerin HaklarıSeyla Benhabib · İletişim Yayınları · 201410 okunma
148 syf.
10/10 puan verdi
Tiyatromuz, Güngör Dilmen ve günümüz üzerine.
30 Aralık 2019 Pazartesi 14:04 Güngör Dilmen ismi daima edebiyat kitaplarında karşıma çıkan bir isimdi. Özellikle Canlı Maymun Lokantası kimin diye sorduklarında Güngör Dilmen diye cevap verirdik. Geç kalınmış bir okuma süreci olsa da bu son aylarda tam 8 tane Güngör Dilmen kitabını okudum. 20 Aralık - 20 Ocak arası devam edecek olan bir
Toplu Oyunları 4
Toplu Oyunları 4Güngör Dilmen · Mitos Boyut Yayınları · 199811 okunma
Reklam
Aferin Ayu
(Hikâyeyi ya Sayın ismail Yakıt'tan ya da Sayın Hüsrev Hatemî'den duymuştum, tam hatırlayamıyorum): Bir zaman cennette iki salih kul ve muttaki mü'min gezi-niyorlarmış. Bir ara, armut ağacının altına gururla bağdaş kurmuş bir ayıya rastlamışlar ki bir eli armutta, bir eli balda!.. Biri diğerine hayretle sormuş: - Azizim! Cennette bazı hayvanların olacağını biliyor dum, ama onlar içinde ayı var mıydı, Allah aşkına!?.. -Vallahi muhterem, Üzeyir Aleyhisselam'ın eşeği, Salih Peygamber'in devesi, Ashâb-ı Kehf in Kıtmir'i falan cennete gireceklerdi. Ama doğrusu bu ayı kimin nesi olur, ben de şaştım. İki ahbap düşünüp taşınmışlar ve nihayet bu müşkil vaziyetin izahını ayının kendisinden sormaya karar vermişler. Birisi ayıya yaklaşmış, bakmış ki ayı bir hayli yaşlı ve gün-görmüş, XVI. asır diliyle suâl eylemiş: - Ey ayu! Ne sevâb işleyüpsen ki cennete girüpsen? Ayu ayutmuş (Ayutmak, söylemek demektir): - Ben ki dağların efendisiyem, vakt-i zamanında Priz- ren'den îşkodra'ya ma'zûlen âzm-i râh olan bir kadıyı ol yolda yedigüm içün, Rab Teâlâ beni bu ecr-i cezîl ile mücâzât eyledi. Ayıya mübarek olsun!..
Kapı
“Hep başın arkaya dönük mü ilerlersin sen?” ya da “Gördüğün şey hep geride kalan mıdır?” ya da daha doğrusu “Yalnız geçmişe mi senin yolculuğun?”
– Böyle şey olur mu? Bir insan iki türlü düşünür mü? İki türlü mantık bir kafada bulunur mu? – Tabiî bulunur. Daha doğrusu menfaatler istikametini değiştirirse mantık da değişir.
İşin doğrusu kimse kimseyi sevmez. Aslolan istifade etmektir. Herkes önce istifade eder, sonra dininden utanır, sevdim der. Düşmanını seven görülmüş mü? Severim diyen görülmüş. Lâkin demek başka, sevmek başka.
Sayfa 29
Reklam
“Bu dünya... Güçlülerin dünyası, arkadaş! Var oluş ritüelimizin temelinde, güçlünün zayıfı yutarak daha da güçlenmesi yatıyor. Buna göğüs germeliyiz. Doğrusu da o zaten. Doğal dünyanın bir kanunu olarak kabul etmeyi öğrenmeliyiz bu gerçeği. Tavşanlar bu ritüelin içindeki rollerini kabul eder ve kurdu güçlü bellerler. Savunma olarak tavşan, kurt yakındayken sinsileşir, korkaklaşır, atikleşir, kendine delik kazar ve saklanır. Böylece sebat eder ve hayatını sürdürür. Yerini bilir. Kurda asla ve asla meydan okumaz. Akıllılık olur mu hiç öylesi? Söylesene, olur mu?” (ritüel: ayin, âdet hâline gelmiş) (sebat: sözünden veya kararından dönmeme)
Sayfa 106 - Nemesis KitapKitabı okudu
136 syf.
5/10 puan verdi
Öz güvensiz bir kadının pek gerekli olmayan draması
Kahve içerken okumalık, bir günde bitirmelik, kısa ve kolay okunan bir kitap. Tamamen mektuplardan oluştuğunu söyleyip sizi uyarmalıyım çünkü beni kimse uyarmamıştı. Yine de kendi kitabım için mektup yazmam gerektiğinden bu kitabı dikkatle okuyup bir şeyler kapmaya çalıştım. Fakat üzülerek söylüyorum ki 5 puanı zar zor hak etti. Hatta beş puanı da
Yasak Aşkın Kanıtı
Yasak Aşkın KanıtıTaylor Jenkins Reid · Yabancı Yayınları · 2021718 okunma
Tasarladım mı, tasarlandım mı; bir düş mü görüyorum yoksa başka birinin düşü müyüm; daha doğrusu düşümde, başka birini düşleyen birinin gördüğü düşteki sonsuza kadar uzatılabilecek sayıda bir ayna oyunu muyum?
- Siz dedi , söyledikleri gibi hiç de korkunç , kötü bir adama benzemiyorsunuz. - Damarıma basmazlarsa... - Sizde iyi bir adam hali var... - Öyleyimdir. - Size bir iyilik yapmak isterim. Sonra ciddi bir tavır takınarak , -Azizim , dedi , ciddi , ilmi eserler , sanat eserleri gitmiyor , bunlar satılmıyor. Çünkü halkın palavraya karnı tok. Siz aşk eserleri... ha... ama , şöyle çok sulu ,rezilane bir aşk... içinde , anadan doğma zina , babadan doğma suçüstü , tabanca , ihanet , gözyaşı olan cıvık bir aşk romanı yazar mısınız? - İşte o haltı yiyemem. - O halde bir cinayet romanı yazın. İçinde kan... kan , yine kan , sonra dan , dan , dan... Hırsızlık , polislik , cinayet , tabanca , bıçak , heyecan. - İmkanı yok... - Peki , fal kitabı da yazamaz mısınız? Tramvaya atlarken polisin görüp göremeyeceğini , el falından anlamak , demokratik , gelişmelerin kahve falından çıkarılması yada iskambil kağıdıyla... - Valla beceremem... Kitapçı umutsuz bir tavırla , - Son bir teklifim var , dedi , dini eserler de yazamaz mısınız? Mesela gusül abdesti almak için ne yapmalı? - Maalesef... '' O halde sen ne işe yararsın? Ne biçim yazarsın? '' der gibi küçümseyerek baktı. Doğrusu ben de ağlayacak gibi oldum. Tam kapıdan çıkarken. - Bana bakın , dedi , bir teklif daha... Cinsel ilişkiler üzerine kitap yazın. - Ayıp yahu!... dedim. - Ne münasebet , dedi. Cinsel ilişki ayıp olur mu? Cinsel olmayan ilişki olsa belki... Bütün kitapçılar şimdi böyle kitaplar yayımlıyorlar. Geçende en son çıkan seks kitabı yüzbin sattı. Maalesef böyle bir yazar bulamadım , para var para dostum bu işte , para...
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.