Gazze ve Doğu Türkistan
"İnsanın onuru ikimizin elinde. Sensiz de bensiz de bir gelecek kurulamaz. Hiçbir güç senin yaşama hakkından büyük değildir."
Kırmızı Kedi Yayınevi: 376 Türk Edebiyah: 72 (Epub)
Birçoğumuz artık Filistin, Gazze, Kudüs, Mescid-i Aksa ve Doğu Türkistan gündeminden sıkıldık. Eskisi kadar refleks gösteremiyor ve uzaklaşıyoruz. Bu süreç bir samimiyet testi oldu inananlara. Bu testi eliyle, diliyle ve kalbiyle geçenlere selam olsun.
Reklam
"...Bu eserlerde genelde İskit ve İranlıların dinleri karşılaştırılarak, İskitlerin İranî bir kavim olduğu ileri sürülmektedir. Ayrıca, İskitlerden kalma bazı kelimelerin İranlıların diline ait olduğu da belirtilmektedir. Bu araştırmaların iddiaları daha sonra yapılan bilimsel çalışmalarla çürütülmüştür. Tabiatıyla, ta Doğu Türkistan'ın kuzeydoğusundan Avrupa içlerine kadar uçsuz bucaksız bir coğrafyada yayılmış bir topluluğun şu ya da bu kökten olduğunu sadece bazı dinî motifler ve birkaç kelime örtüşmesinden öteye gidemeyen dili, örgüdeki benzerlikler ile ortaya koymak şüphesiz ki, bilimin temel düsturları göz önünde bulundurulduğunda mümkün değildir. "
“İnsan kafasını fare kafasından ayıran en temel özellik zalime karşı duyduğu öfkedir. Küfre öfkesi olmayan bir iman sinede yük, Ahiret’te vebaldir.”
Sayfa 19 - Hüküm KitapKitabı okudu
Babası ve üvey annesinin entrikalarına rağmen kendisine kurulan tuzaklardan kurtulan Mo-tu (Bahadır) , MÖ 209'da babasını öldürüp Hun tahtına çıkmıştır. Bundan sonra derhill devletini güçlendirmeye girişen Mo-tu, önce doğuda kendini tehdit eden Tung-hu'ları, daha sonra güneydeki Yüe-chih'ları yenerek, rakipsiz olduğunu göstermiştir. Akabinde kuzeybatı Çin' deki atalarının eski topraklarını alarak devletini özellikle ekonomik açıdan kuvvetlendirmiştir. Bunun yanında Orta Asya'da Kırgızlar, Ting-ling'ler gibi yirmi altı boy ve devletçiği kendine bağlamıştır. Asya Hun Devleti'ni geniş bir imparatorluk haline getirmiştir. MÖ 199 yı­lında kendisinden en az dört kat büyük orduya sahip Çin İmparatorluğunu kuşatarak, büyük bir tehlike yaşatmış, bu yüzden Çin kaynaklarında en az bin yıl sürecek ölümsüzlüğe kavuşmuştur. Kendisi yirmi altı devlet ve beyliği itaat ettirdiğini açıklamaktadır. Devletin sınırları Kore' den, Aral Gölüne Baykal Gölünden Çin Seddine, Doğu Türkistan'ı içine alacak şekilde Tibet'e ulaşmıştır. Tamamını işgal edecek gücü olduğu halde Çin'i ele geçirmemiş; ancak, kendi ekonomisini güçlendirmek maksadıyla üstünlüğünü tanıtmış ve vergiye bağlamıştır.
MÖ 1700'lerden itibaren Orta Asya'da göçebe ve savaşçı bir kavmin hakimiyeti görülmeye başlar. Antropologlar tarafından "Andronovo insanı" denilen bu kavmin kültürü, Sibirya'nın MÖ 1700-1200 tarihleri arasındaki "Bronz Devri"ne işaret etmektedir. Adı geçen kültürün kalıntıları, ilk olarak Yenisey Nehri'nin baş taraflarındaki "Minusinsk" bölgesinde bulunmuştur. Yayılma sahası açısından baktığımızda yapılan araştırmalar, "Andronovo Kültürü"nün Doğu Kazakistan'da da yayıldığını göstermektedir. Tarih öncesi kültürlerden çok geniş bölgelere yayılan nadir bir örnek olan Andronova kültürüne ait buluntular, en çok Doğu Türkistan'da ele geçirilmiştir.
Reklam
Müslümanların Filistin'de, Kırım'da, Doğu Türkistan'da, Keşmir'de veya Etiyopya'da çektiklerine ilişkin haberler her yerde hüzne yol açıp aynı ölçüde kınanırken niçin hiçbir zaman eyleme geçilmiyor veya eylemler, hissedilenlerle büsbütün farklı oluyor?
MS Gerçekleşen Türk Göçleri:
• 1. yy. sonlarında Hunlar, Orhun bölgesinden Güney Kazakistan bozkularına (2. yy. ortalarına kadar sürdü) , • Bunlar daha sonra 375'i takip eden yıllarda Orta Avrupa'ya, • War (Uar)-Hunlar, Afganistan ve Kuzey Hindistan'a, • Ogurlar, Güneybatı Sibirya'dan Güney Rusya'ya (461-465) , • Sabarlar, Aral'ın kuzeyinden Kafkaslara (5. yüzyılın ilk yarısı) , • Avarlar, Batı Türkistan'dan Orta Avrupa'ya (6. yüzyıl ortası) , • Peçenek, Kuman-Kıpçak ve Uzlar, Hazar Denizi'nin kuzeyinden Doğu Avrupa ve Balkanlara (9-11. yüzyıl) , • Macarlarla birlikte bazı Türk boyları, Kafkasların kuzeyinden Orta Avrupa'ya (830'dan sonra) , • 359 ve 373 yıllarından Hunlardan bir kitle Kafkaslar üzerinden Anadolu, Suriye ve Azerbaycan'a, • Sonra Maveraünnehir üzerinden İran'a ve Anadolu'ya (11. yüzyıl) , • Bulgarlar, Karadeniz kuzeyinden Balkaniara ve Volga Nehri kıyıları­na (668'den sonra) , • Uygurlar, Orhun Nehri bölgesinden İç Asya'ya (840'ı takip eden yıllarda) göç ettiler.
İnsan türü, tarihî süreçte hep kazandıklarını kutsadı; kaybettiklerini kasdî bir şekilde görmemezlikten gelmeye çalıştı. Tam da 'antroposen' çağının zirvesinde insanlığımızın eksildiğini görmüyor muyuz? Doğu Türkistan'da, Gazze'de, hatta İstanbul'da... İnsan, insanlığı eritiyor.
İhsan Fazlıoğlu
İhsan Fazlıoğlu
Aç gözünü artık Müslüman!!!
Yüzyıllardır Acem'in (İran) İslam alemine verdiği zararları saymaya kalksak ciltlerle ansiklopedi olur. Irak, Suriye, Yemen vb örneklerde de göreceğiniz gibi mezhep kafasıyla kan akıtmak dışında herhangi bir eylemleri yoktur. Hiç kendinize sordunuz mu 16 milyon yahudi dünyada bu kadar etkiliyken 2 milyardan fazla Müslüman neden bu kadar etkisiz? Bizi kendi içimizde bitmek tükenmek bilmeyen kavgaların içine atanlar kimler? Hiç düşündünüz mü? İslam dünyası neden birlik olamıyor hiç düşündünüz mü? Bizi parça parça bölüp birbirimizle kavga ettirenlerin karşımızda nasıl birlik olduğunu hiç düşündünüz mü? Ama yok biz düşünmeyiz! Çünkü her zaman bizim yerimize düşünen birileri vardır değil mi? Aklımızı ipotek ettiğimiz birileri hep vardır değil mi? Müslümanlar akıllanmadıkça Gazze'de Filistin'de Doğu Türkistan'da ve başka başka yerlerde zulüm asla bitmeyecek! Bunu görmek bu kadar zor mu Müslüman???
Fatma Buse Aksak

Fatma Buse Aksak

@fatmabuse_aksak
·
14 Nisan 13:52
İran'dan bir şey çıkacağını beklemeyin.
İsmet Özel
İsmet Özel
Reklam
Diğer taraftan efsanevi ilk Çin yazılı metinlerini dikkate alırsak yazılı Türk tarihini MÖ 2250'lere götürmek mümkündür. Hunların yıkılımasından sonra Orta Asya'da egemenlik Tunguz ve Hsien-pi kökenli (Juan-juan) topluluklara geçti. Ama bu esnada bölgeden Çin'e göç edenler, Kuzey Çin'de küçük çaplı Hun devletlerini ve Tabgaç devletlerini kurdular. Batıya yönünde göç edenler, Batı Türkistan, Afganistan'da Akhun, Orta ve Doğu Avrupa'da Avrupa Hun devletlerini kurdular.
Men sene gülüm demem, gül koklanır atılır Men sene şeker demem, aci çaya katılır Men sene altın demem, pazarlarda satılır Men sene Erbil diyerem, Men sene Kerkük diyerem, Men sene Doğu Türkistan diyerem, Men sene Gazze diyerem. Gölgesinde yatılır...!
Var Olmak, Pek Ne İçin
Var olmalı insan, ne için yaratıldıysa onun için… Arayışta olan, aklı bunalan, nereye gideceğini, huzurun nerede kimde olduğunu bilemeyen genç dimağlar için. Yeni nesillerin puslu sokaklarda büyümemesi için. Ana babalarımızın, kardeşlerimizin, evlatlarımızın ve dahi torunlarımız için var olmalıyız. Büyük bir şuur, bilinç ve azimle yetiştirmeliyiz kendimizi. Okumalı çok okumalıyız. Bugünümüz ve yarınımız için. Başkasını diriltmenin yolu önce kendini diriltmekten geçiyor. Var olmak… Bir dava uğruna, Filistin uğruna, Doğu Türkistan uğruna. Zulüm gören Müslümanlar, haksız yere öldürülen çocuklar uğruna. Ağıt yakan analar, çaresiz kalan babalar uğruna. Aziz genç! Sen var olmasan İslam'ın uğruna, ümmet uğruna kim cihat edecek. Cihat : Sadece savaşla verilir sanma. Cihat, en çok da fikirle, sözle, okumayla verilir. Sen fikirleri değiştirmezsen, başkaları fikirleri zehirler. Aziz genç! Sana düşen fikrinle cihat etmendir. Cihat elinden gelen neyse onu yapmandır. Okumaksa okumak, fikirse fikir, koşmaksa koşmak, yürümekse yürümektir… Var olmayı, diri olmayı, fikrinle olmayı UNUTMA!!!
TÜRKÇÜLÜK FİKRİ VE İNGİLİZ-RUS MÜNASEBETLERİ
Bilinmektedir ki, 1860 yıllarına doğru Rusların Asya' da yayılmaları İngilizleri ürkütecek kadar hızını arttırmıştı: Batı Türkleri, yani Osmanlı saltanatı aleyhine yüzyıllardanberi devam eden istilâcı Rus siyaseti XIX. yüzyılın ortalarında Batı Avrupa devletlerinin silahlı direnişiyle sekteye uğrayınca, Rus imparatorluğu, bu direnişin acısını almak için, Doğu Türkleri, Orta Asya hanlıkları üzerine şiddet ve hızla yürüdü: 1860'dan itibaren Ruslar Orta Türkistan'la Doğu Türkistan'a saldırdılar. General Cernayef, 1865'de Orta Asya'nın en büyük şehri ve Aksak Timur'un başkenti olan «Taşkent»i alır; 1867'de Orta Türkistan'ın büyük ismi «Türkistan eyaleti» adiyle Rus Çarlığının ülke başbuğluğuyle Çin hâkimiyeti aleyhine ayaklanarak Rus tabiiyetini (Vassaleg'ini) kabul eder. Yine o yıllarda Doğu Türkistan'ın «Kaşgar» bölgesi, Muhammed Yakup Bey'in başbuğluğuyle Çin hâkimiyeti aleyhine ayaklanarak Ruslarla iyi geçinmeye çalışır; «Kulça» bölgesi 1865'de Çin tabiiyetinden çıkarak, 1871'de Rus tabiiyetine girer... Kısacası, bütün Orta Asya Türklüğü 1860-1870 tarihlerinde Rus etki ve baskısiyle kaynaşmaktadır.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.