_Oturarak başarıya ulaşan tek yaratık bir tavuktur. _Seksten daha ilginç bir şey keşfetmiş kişiye entelektüel denir. _Eğer doğru kullanırsan sözcükler X ışınları gibi her şeyi delip geçebilirler. _Dertlerini gözyaşlarında boğmak isteyenlere, dertlerin yüzme bildiğini söyle. _Dertten kim öImüş sanki bırak her şey dağınık kaIsın.
Ölüm diye bir şey yoktur. Bunu, sevdiğim bir Doğu­lu düşünürden öğrenmiştim. Şirazlı Bedreddin, ölümün, salt biz dış dünyayı algıladığımız için var olduğunu savu­nurmuş. Yoksa, biz kendimize, içinde yaşadığımız insan­lık alemine dışarıdan, sözgelimi bir ağacın gözünden baksaymışız, ölümümüzün bir değeri olmadığını, ne ki ancak bir yaprağın toprağa düşmesi değerinde hüzün ge­rektirdiğini görmemiz işten bile değilmiş.
Reklam
Batılı görüşte ölüm yaşamın sonu anlamına gelir. Doğu'da ise ölüm upuzun bir yaşam geçidinin içinde yer alan güzel bir olaydır ve bir çok kere tekrarlanacaktır. Her ölüm başka bir yaşama; farklı bir biçim, farklı bir tanımlama, farklı bir bilince geçmeden önceki finaldir. Ölünce yaşamınızı noktalamıyor, yalnızca başka bir yere
Artık cevabı bulmuştu, çözümü bulana dek endişelenip durduğunuz ve ardından bunu nasıl gözden kaçırdığınızı anlayamadığınız bir bulmacaya benziyordu. Cevap barizdi. Hayatın hiçbir anlamı yoktu. Dünya yüzeyinde, uzayda hızla yol alan bir yıldızın bu uydusunda yaşayan canlılar, gezegen tarihinin parçası olan koşulların etkisinde ortaya çıkmıştı;
Sayfa 682Kitabı okudu
Galiyev'in 1995'e kadar saklı kalmış bir raporu
ASYA ve AVRUPA HALKLARININ SOSYO- POLİTİK,EKONOMİK ve KÜLTÜREL GELİŞMELERİNİN ESASLARINA İLİŞKİN BAZI GÖRÜŞLERİMİZ *Sultan Galiyev Metodoloji Asya ve Avrupa Türk halklarının çağımızdaki sosyo- politik. ekonomik ve kültürel gelişmelerini tesbit etmek için kullanılacak olan esasların belirlenmesinden önce konu ile ilgili görüşlerimizin
Doğulu için Yaşam ve Ölüm
Türk insanı felaketler veya kayıplar karşısında yakınmayı doğru bulmaz. Yaşam devam edecek ve ölümle son bulacaktır. Duyarlı batılılar, felaket olarak nitelendirdikleri bir olay karşısında Türklerin soğukkanlı tutumuna tanık olduklarında, bu davranışın arkasında yatan olağanüstü ruhsal gücü anlamaya çalışmalıdırlar.
Reklam
Şirazlı Bedreddin'e Göre Ölüm
Ölüm diye bir şey yoktur. Bunu, sevdiğim bir Doğulu düşünürden öğrenmiştim. Şirazlı Bedreddin, ölümün, salt biz dış dünyayı algıladığımız için var olduğunu savunurmuş. Yoksa, biz kendimize, içinde yaşadığımız insanlık alemine dışarıdan, söz gelimi bir ağacın gözünden baksaymışız, ölümümüzün bir değeri olmadığını, ne ki ancak bir yaprağın toprağa düşmesi değerinde hüzün gerektirdiğini görmemiz işten bile değilmiş. Gerçi, burada insana "iş işten geçti" dedirtecek bir şey de yok değil kuşkusuz; bir kere, ne de olsa dış dünyayı algıladığımız bir gerçektir. Bu durumda, insanın kendisine dışarıdan, söz gelimi bir yaprağın gözünden bakması nasıl mümkün olsun? Yine de elbette Şirazlı'nın söylediği de yabana atılacak cinsten değil. En azından, bu düşünce, ölüm karşısında insana biraz güç veriyor. Yaşama, biz de yaşadığımız için değil de, sırf yaşam olduğu için değer verilmesi öğütlemiş oluyor.
Resim