Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Anne
Dizlerinin üstünde başımı koyacak yerim hâlâ var mı anne Bir solukluk düş kursam yeter orada Beşikten çoktan vazgeçtim, eteğinde oturmak mümkün mü şimdi Saçlarım dikken diken senin elinden ayrılalı Dalıp gittiğin boşlukta ne var bulabildin mi anne Şimdi ben de aynı boşluğa dalıp dalıp gidiyorum Bir çıkar yolu var mı anne yoksa kaybolmaya meyilli bu aklım Hâlâ ekmek kokar mısın eskisi gibi, ben hangi ekmeğe dokunsam sen kokuyor Büyüdüm ben anne, ne mel’em bir şeymiş bu büyümek Büyüdükçe kendime sığamıyorum, yurdumdan taşıyorum Kuşlar yuva yaptıkça saçlarım azalıyor Ama olsun kuşlar üşümesin bana yeter Büyüdüm ben anne hem de çok Baba oldum, şimdi kızımla sohbet ediyoruz Onunla çocuk oluyorum, yine ve yeniden Seni anlatıyorum ona, gözlerim yan çiziyor hemen sulanıveriyorlar Yutkununca geçiyormuş gibi yapıyorlar Gittikçe büyüyorum anne, yokuşları çıkmakta zorlanıyor dizlerim Nefes alıp vermek de zahmetli olmuş Büyüdükçe sana yaklaşıyorum anne, oturduğun taşın üstünde bekle beni Beklemek doğum sancısı gibidir derler sen daha iyi bilirsin Ama fazla bekletme seni kuşluk vaktine kalmaz yetişirim sana.
Her güçlükte cayması, kor düştüğünde yakmasından Ruhum delik deşik, zor düştüğünde kalkması Bana aşkı dilettirdi gördüğüm her yıldız kayması Kalbim surlarla çevrelendi, hırsızlara kalmadı Yalnızlığım demirbaşım, sebebi ne şansımın Zamanla soğur yangınım, bu sanki doğum sancısı
Reklam
Teslimiyet...
Hamile bir ceylanın doğum sancısı başlar ve rahat doğum yapmak için, ormanın uzak bir köşesine gider. Nehrin kenarında, doğum yapacağı esnada, bir anda gök gürler, şimşek çakar ve ormana yıldırımın düşmesiyle ormanda büyük bir yangın çıkar. Ceylan, yangından uzaklaşmak için sağına döner, bir bakar ki, ona ok atmak için bekleyen bir avcı var. Bu sefer soluna döner, ancak o tarafta da aç bir aslanın kendisini yemek için pusuda beklediğini görür. Ceylan bir kıskacın içinde kalmıştır. Ya avcının okuna teslim olacak, ya aç olan aslana yem olacak, ya da yanan ormanda kül olup gidecektir. Dört bir yanı tehlikeyle doludur ceylanın. Tehlikenin ortasında, hiç bir yere kaçışı ve yapacak bir şeyi olmayan ceylan, hem hamile hem de zayıf olmasına rağmen, gücünün yettiğini yapmaya yani doğumunu gerçekleştirmeye karar verir. Ceylan gözlerini kapatmış doğumunun gerçekleşmesini beklerken, okunu atmaya hazırlanan avcının yakınlarına bir anda yıldırım düşer. Düşen yıldırımdan etkilenen avcının yayından çıkan ok, yön değiştirerek aslana isabet eder. Aslan oracıkta ölür. Yağan yağmur ise kısa sürede yanan ormanı söndürür. Ve ceylan sağ salim doğumunu yaparak kurtulur..
Bir yaz günü üşürsün Güneşi görmeden, çırılçıplak Nehir durgun satırlarda Ağaçlar kabir boyunca pak Bak, cebinde yalnızlığım. Kasvetli yaşamın yağmurunda Ümide sarılır, boşluklar Şayet kapıyı çalarsa yalnızlığım Akar gözümden iri tabutlar Bak, tabutumda renklerim Ölümün namluları aramızda Kefensiz ağustosa baş kaldırma Bunak düzen, rahmetli kanımda Toprak, doğum sancısı evvela Bak, annemin karnında cesedim Sevgi Uçar/ Hissettiklerimin hissizliği
Öngörüm
Öncelikle belirtmek isterim ki yanılıyor olmayı ve ileride ben demiştim dememeyi, ya da birilerinin bir zamanlar biri bunları tahmin etmişti dememesini çok istiyorum. Yıllardan beri süren savaşlar, zulümler, pandemi, starlink uyduları aşılar ve daha bir çok şey ile amaçlanan; yeni dünya düzeni. Yani tek Dünya devleti, tek elden yönetim ve tabii ki şer elden yönetim. Eğer başarabilirlerse sonrası büyük çapta nüfus planlaması yani nüfusun bir şekilde amaçlanan sayıya düşürülmesi. Hastalıksız ve kusursuz insan ırkı. Devamında asiller ve kölelerden oluşan yeni bir yaşam tarzı.. Tabii ki işin içinde dünyanın kendi kaderini yaşıyor olması da var. Dikkatle bakıldığında hem insan ırkı hem de hayvanlarda çok net görülebilecek değişiklikler var. Boyut atlıyoruz. Dünya'nın düzeni degişmezse bile doğası yavaş yavaş değişecek ve bambaşka bir hal alacak. Bu aslında iyi bir şey ama kötüye kullanma çabaları hat safhada .. Şu anda insanlığın çektiği sancı doğum sancısı. Hem küreselciler ve ulusalcarın kavgası, hem de küreselcilerin kendi aralarında yaptığı taht kavgası. Tabii ki olan bize oluyor. Dilerim bu planların hiçbiri tutmaz,gerçekleşmez ve her şey doğal döngüsünde evrilip güzelleşir... Saçmaladığımı düşünebilirsiniz ama benim saçmalamam da sizin saçmaladığımı düşünmeniz de özgürlük sonuçta... Kays Mahfi
Sakallarımdan özlemin damlaları akıyor şimdi. Yanaklarım gerçekleri bilmenin verdiği üzüntü ile morarmış bir tene dönüşmüş. Yüreğim bir annenin doğum sancısı gibi ona kavuşmayı bekliyor. Gözlerimdeki fer ise tutuşmak için gözlerini.
Reklam
Cennetimi ararken, kader çizgimi ellerimle silmiş olmalıydım. Her insan seçmediği bir hayata, çizmediği bir kadere doğar, bende annemin hayatına doğmuş, onun çizdiği , dilediğinde çentik attığı, dilediğinde tekmelediği o kaderime doğmuştum. Doğumumla çizilen kader çizgimi değiştirme irademin farkına vardiğımda ise 20 lerimin sonlarındaydım. Kaderi Sev diyenlere inatlamı ta da inançlamı bilmem isyan ederken, bir gün Kaderi Sevmek ve kabullenmenin aslında beni bambaşka yollara sürükleyeceğini o yıllarada hiç tahayül etmemiştim. Belkide bu yüzden bugün kaybettiğim bir yolda Cennetimi ararken, kendimi yeniden tanıyor, neredeyse yeni bir kadın doğuruyordum kendimden. Korkutucu bu kadınıda sevmem gerekecekti. Muhtemelen Hocam başta olmak üzere, tüm o toplum, elalem ağız birliği edip sev sev sev diye tribünlerden slogan atacaktı. Ama ben içimde ki o sesten başka hic bir şey duymuyordum. İçimde yeni bir doğum sancısı ve ben korkulu gözlerle kendine bakan kayıp bir Sevda. Turkuları olan, arzuları, kadın oluşunu belkide hiç bu kadar güçlü hissetmeyen Sevda. Ve bir gün tamda herşey yolunda derken, ışıklar söndüğünde ve karanlikta kaldığımda orada önce kendimi gördüm. Uzandım ve tuttum kendimi. Merhaba ben Sevda, memnun oldum Sevda.
Suskunluğun adres şaşkını ellerin Doğum sancısı bekleyiş Çığlık çığlığa kalbin Ve merhaba Hal bilmez ve lâl merhaba #avaşîn
Regl sancısı ve kadınların doğururken çektiği acıyı erkekler sanki yaşamış gibi yorum yapmaları tamam beyler siz öyle yaparsınız regl olurken ve doğum yaparken.
HANİ ORADA İŞTE NERGİZLER
Yerine sevemem, Doğum sancısı ağır olur. Güneşi seremem ölüme, Hüzün, hasret hastalık olmuş gönüllere, Dertleri perişan edemem. Allah veriyor her bir sabahı, Her bir şükrü kalbime.
Reklam
dogum sancisi
Fatma

Fatma

@_eylul_eylul
·
21 Şubat 09:05
Canım ülkem benim ya , her gün bir kargaşa her gün bir atışma kıyamam ben sana 🥹
Bir fikrin doğum sancısı, bir şiirin hatırası gibi bir sıkıntıydı. Acı lakin tanıdık.
Peki Her umudun sevincin sana açılan kapı olduğunda biliyormuydun.... Peki....Ya da göğsünü delen acı sansandigin yaprak gibi sağa sola savurlurken....Yeni hikayelerin başlaması için doğum sancisi olduğunu da biliyormudun....
666 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.