Kırk yaşındaki Muhammed'e (sas) düşen Risalet davası uğrunda koşmak, tebliğ, talim, tebyin, tezkiye ve davet için çırpınıp durmaktı.
Elli beş yaşındaki Hatice'ye düşen, koşan eşinin terleyen alnını silmek, ayağa batan dikenlerin kanattığı yerleri temizlemek; şefkat ve merhametle yürekte oluşan fırtınaları dindirmekti.
On yaşındaki Ali'ye düşen davette misafirlere su ikram etmek, sofralara yardımcı olmak, eğer havaya kalkan eller yoksa el kaldırıp "Ben varım." diyebilmekti
Doksan yaşındaki Varaka'ya düşen ise tecrübe ve bilgileri ile yardımcı olmak, hiçbir şey yapamıyorsa bile dualarla davaya destak olmak ve "Ahhh... keşke genç olsaydım da senin arkanda yer alsaydim!" diye temennide bulunmaktır.
Demek ki; herkes her işi yapamaz ama herkesin yapabileceği bir iş vardır? Ne yapacagını doğru tespit edenler, risaletin davasının ötelere taşınması için gayret ortaya koyabilirler.