Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Sapasağlam görünüşlü insanlarımızın konuşulanların tümünü, bütünüyle anlamadıklarını, kelimeleri kullanma yetilerinin kaybolmuş olduğunu söyleseler de inanmamayı seçerdik. Büyük ihtimalle “konuşuyor işte” der geçiştirirdik. O yıllarda dilimize pelesenk ettiğimiz tepkiydi bu; “konuşuyor işte”. Söylenenlerden etkilenmemeye niyetli olduğumuzda kullanırdık, “konuşuyor işte”. Karşı tarafın ahmak olduğunu, boş konuştuğunu ima ederdi; konuşuyor işte. Uzun bir süre bende Devrim‟i öyle geçiştirmeye çalışmıştım, “konuşuyor işte”. Adetti, babalar çocuklarını, çocuklar babalarını, öğrenciler hocalarını, avukatlar hâkimleri, milletvekilleri bakanları, muhalefet iktidarı, doktorlar hastaları, hepimiz hepimizi böyle geçiştirirdik, “konuşuyor işte”. “Konuşuyor işte” bizi geçmişimizin hâsılatından yalıtan barbar Avarlardan bu yana en masum vahşeti güle oynaya benimseten fesadın parolası oldu. Medeni dünyadan sürülmemizle sonuçlanan toplumsal cinnetin özeti…
ŞİİR KERE ŞİİR HEP ACI EDER Acılar yeniden filiz verdi\yeniden yağmur yağdı toprağa annem yeniden dirildi\ gördüm yeniden kurum tutmuş toprakla sıvadım yüzümü benim için budur bahar budur ve söz burada kesilmezse bileklerimden akar kelimeler belki beni biraz daha\ biraz daha ve biraz daha uyutur budur işte anlayamadığım çünkü kelimeler nasıl
Reklam
Kapı kapandı ve başka dünyaların başka insanları ile yeni bir hayat mücadelesine başladık. Doktorlar elbette ellerinden geleni yapacaktı ama benim tek isteğim ço-cuklarımla biraz daha beraber olmak ve onların yanında veda etmekti hayata.
Şirin mektubun da: " İran hasta, başucunda pek çok doktor var. Çağdaş doktorlar, gelenekçi doktorlar... her biri kendi ilacını öneriyor. Onu kim iyileştirirse, gelecek onun olacak. Bu devrim başarılı olursa, mollalar demokratlaşma; olmazsa demokratlar mollalaşma zorunda kalacaklar " diyordu.
Sayfa 200Kitabı okudu
“Ölümden dönen kişilerin neler anlattıklarını bilirsin. Tolstoy, bir öyküsünde bundan söz eder. Bir tünel ve ucunda bir ışık. Yasam ötesinin çekici güzelliği. Oysa, yemin ederim ki ben ışık falan görmedim, işin daha da kötüsü, bilincimi hiç yitirmedim. Her şeyi biliyorsun, her şeyi işitiyorsun, ne var ki onlar, doktorlar, bunun farkında değil ve senin önünde, akıllarına ne gelirse anlatıyorlar, senin duymaman gereken şeyleri bile. Artık iflah etmez olduğunu. Beyninin ayvayı yediğini.”
On sekizinci yüzyılda, insan derisi tıp kitaplarının kaplanmasında kullanılırdı. Kimi doktorlar yazdıkları kitapların insan derisiyle kaplanması gerektiğini özellikle belirtirdi ve bu deriler çoğunlukla idam edilmiş katillerden alınırdı.
Sayfa 198Kitabı okudu
Reklam
Nevruz Türklerin Ergenekon'dan Çıkış Bayramıdır. Bu yazıyı okumaya başladığınızda Bölücüler yine o tehdit dolu Nevruz kutlamalarından birini gerçekleştirmiş olacaklar. Bu yılı "çözüm Nevruzu" ilan ettiler. Muhtemelen yaktıkları nefret ateşinin üzerinden "Öcalan'a özgürlük" sloganlarıyla atlayarak "ayaklanma"
336 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Oldukça güzel bir polisiye roman. Olivia adında yaşlı bir kadın Monica Farrell adında bir doktor ile ilgilenmektedir. Çünkü onun gerçek akrabalarını bilmektedir. Ancak bu durum Gannon vakfıyla ilgilidir. Ve ayrıca mucizevi bir şekilde hastalıkları iyileştiren Catherine adında bir rahibe ile. İşin içinde ciddi bir miras söz konusudur ve Greg zaten vakfın parasını yemektedir. Ancak çetenin elebaşları Greg'in eşi Pamela, doktorlar Clay ve Langdon'dur. Bu işlerin örtbas edilmesi için 3 tane cinayet işlenir. Acaba Monica bu işten sağ salim çıkabilecek midir ve hoşlandığı doktor Ryan Janner ile bir ilişki kurabilecek midir? Soluksuz okunan bir roman.
Cinayet Bölgesi
Cinayet BölgesiMary Higgins Clark · Mavi Ağaç Yayınları · 201429 okunma
İnsanlardan uzak bir sığınak bulmalıyım kendime. Sefilhane iğrençti. Sıradan bireyin yaşamı sıkıcı, ölümden de beterdi. Başka çarem yoktu. Eğitim bir tuzaktı sadece. Aldığım azıcık eğitim beni şüpheci yapmıştı zaten. Doktorlar, avukatlar, bilim adamları, neydi bunlar? Bireysel davranış ve düşünme özgürlüğünü kaybetmiş insanlar.
Sayfa 215Kitabı okudu
Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu komada sevenlerine duyurulur Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu bakım evinde son gün taburcu edilmeden bir gün önce beslenme tüpünün içindeki gıdaların akciğerlerine dolması ve zannerdersek geç farkedilmesi üzerine komaya girdi. Solunum cihazına bağlı yaşatılıyor. elini ayağını oynatabiliyor, söylediklerimizi de anladığını
Reklam
191 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Yazarın en mükemmel eserlerinden biri. Çeşitli bahanelerle 8 kişi Zenci adasına davet edilir. Adaya gelen konuklar arasında doktorlar, yargıçlar ve askerler de bulunmaktadır. İki de hizmetli bulunmaktadır adada. Hepsinin toplandığı ilk gün bir gramofondan konakta bulunan şahısların işlediği suçlar anlatılır. Bu kişilerin hepsi suç işlemiş ancak ceza almamıştır. Ve salonda 10 adet zenci biblosu vardır. Adada cinayetler işlenmeye başlar. Her cinayet sonrasında bir biblo eksilmektedir. Herkes ölür ancak katil kimdir? Katil kendini bir mektup ile ifşa edecektir. Tek kelime ile mükemmel bir roman.
On Küçük Zenci
On Küçük ZenciAgatha Christie · Altın Kitaplar · 200632,1bin okunma
303 syf.
9/10 puan verdi
Kendi psikoterapisini kendi yapabilmeyi öğrenmek isteyenler için iyi bir rehber kitap. Ülkemizde psikoterapi anlamında yardım alınabilecek doktorlar var mı emin değilim; böyle bir durumda maalesef herkesin kendi terapisini yapmayı öğrenmesi gerekebiliyor. Psikoterpinin yöntemlerini didaktik bir dille öğrenmek de sıkıcı olabilir. işte tüm bunlara ilaç gibi gelen bir kitap bu. iyi okumalar
Aşkın Celladı ve Diğer Psikoterapi Öyküleri
Aşkın Celladı ve Diğer Psikoterapi ÖyküleriIrvin D. Yalom · Remzi Kitabevi · 20197,2bin okunma
"Araştırmacılar araştırmacı olmadan önce filozof olmalılar. İnsanın amacının ne olduğunu, insanlığın ne yaratması gerektiğini değerlendirmeliler. Doktorlar, ilk önce, insanların yaşamak için temelde neye bağlı olduklarını açığa çıkarmalıdırlar."
Sayfa 90
Doktorlar, insan adamlardır. Ölecek hastaların anasına, babasına çok hilm ve şefkatle muamele etmeye alışmışlardır. Ölüm yataklarının başında bile onlar için yalancı teselliler icat ederler. Hiç değilse kara haberi biraz daha mülayim kelimelerle söylerler. Onlar, çok iyi bilirler ki, ölmek üzere olan hastaların sahipleri de bir nevi hastalardır. Onlara da tatlılık ve şefkatle muamele etmek lazımdır.
Sayfa 134Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.