105 yaşında Ölen japon Doktordan kafaları karıştıran yazı mutlaka okuyun.
*S*: *Doktor, kardiyovasküler egzersizin ömrü uzatabileceğini duydum. Bu doğru mu?*
*A*: Kalp sadece şu kadar atar sonra durur, o kadar... Egzersiz yaparak zaman kaybetmeyin. Her şey eninde sonunda yıpranır. Kalbi hızlandırmak daha uzun yaşamanızı sağlamaz; Bir arabanın
Michel Foucault 'Deliliğin Tarihi' eserinde büyük kapatmadan bahsetmiştir. Hapishaneler, hastaneler vb. iktidarın gücü elinde bulundurmasının çeşitli yolları olduğunu anlatmaktadır. Diğer eserlerinde de hapishaneler ve cinsellik üzerinden giderken bu eserinde daha çok deliler ve tımarhaneler üzerinden fikirlerini sunmaktadır.
Bir Detaylandırma (II)
Bir kadın sesiyle yerimden sıçradım. Önümde oturan kadın muavine bağırmış, sıcak su dökmüş birisi herhalde. Cehennemi tanımıyorsun daha. Yanıma baktım, ev cücesi gitmiş, muavin gömleği giymiş uzun saçlı, nefesi içki kokan birisi gelmiş. Bana baktı ve “İkinci bir hayata başlamak istesen nereyi tercih edersin?” diye sordu.
Devlet adamı olmak istedi ama yasa onu, cinsiyetine yakışan erdemleri unuttuğundan dolayı cezalandırdı.
1789 yılında yayınlanan insan hakları bildirgesinde insan kavramına kadınlar dahil edilmediği için tabiri caizse ataerkil düzene karşı bir savaş başlatan kadın filozof.
Erkeklerin egemen olduğu bir dönemde ve kuralların erkeklerin ne istediği
Nermin Yıldırım bence son yıllarda kazandığımız en iyi yazarlardan biri. Misafir benim okuduğum altıncı Nermin Yıldırım kitabı, bu incelemeyi yazarken de yedinci ve son romanı olan Ev'i yine büyük bir zevkle okuduğumu söylemeliyim.
Mekan "Ev" diye adlandırılan bir akıl hsstanesi. Bu evde hastalar "misafir", hemşireler
Veronika'nın başarısız bir intihar girişiminden sonra gözlerini Villete akıl hastanesinde açmasıyla başlıyor kitap. Kullandığı tonlarca uyku ilacından sonra kalbine büyük zarar verdiği ve en fazla 1 haftalık ömrü kaldığını söylüyor doktorlar. Veronika ilk başta madem öleceğim ağır doz bir iğne yapın, biran önce öbür tarafa gideyim modunda olsa da
Her günümün aynı olduğu sabaha gözlerimi istemesem de açtım. Karşımda bana gerçeğini göremediğim dağları anımsatan,sigara paketi yığını; günaydın dermiş gibi tebessüm etti. Ölüm gülümser mi hiç ? Sizi bilemem ama benim her gün yaptığım klişelerden. Hemen sigarama uzandım.Günde 16 paket sigara içersem, günaydın gülümsemelerine her zamankinden daha
#okudumbitti #kitapyorumu
Herkese merhaba,sizi bugün Arif ile tanıştıracağım.
23 yaşında mühendislik mezunu olan Arif.Ailesini korkunç bir kazada kaybetmiş,sokaklarda yaşamış kimsesiz Arif.Tek hayali Pilot olabilmektir. Bu isteği için de doktor heyetinin karşısına çıkmıştır.Dosyasını okuyan doktorlar şaşkınlık içinde kalmışlardır.Ergenlik
Esinlenilen Şarkı: Daft Punk - Veridis Quo youtube.com/watch?v=ySLc8gZ...
İniş ve Çıkış
Mikroskop insana önemini gösterdi. Teleskop ise önemsizliğini.
— Manly P. Hall
Kızıl Gezegen’in yeryüzünde, hafif çakıllı toprakta, başı öne eğik volta atıyordu. Volta atmanın benim ömrümü kısaltacağından başka bir yararı yok, diye düşünerek,
19. Yüzyılın başlarında Fransa'da 20 yaşındaki Pierre Riviere bir baltayla annesini,kız ve erkek kardeşlerini katletmiştir. Bu kanlı eylemi gerçekleştirmesinin sebebi ise babasını sıkıntılarından kurtarmaktır.
Kitabın ilk bölünü dava dosyasını,soruşturmaları, resmi yazışmaları, gazete makalelerini ve Riviere'in kendi yazdığı hatıratını
Kitap gerçek bir cinayetin kapı aralığından bakmamızı sağlıyor. Riviere 20 yaşında, sadece okuma yazma bilen, ailesiyle çiftçilik yapan bazı ilginç huyları, oyunları olan bir genç ve annesi, iki kardeşinin katilidir.
Foucault ve ekibi bu cinayeti roman tadında vererek olayların içine girmemizi kolaylaştırmıştır bununla birlikte cinayetin işlendiği dönem Fransa’sını, köylülerin birey olarak haklarını yeni elde ettiği bir zamana işaret eder. Köylüler yasa önünde birey sayılsa bile halk tarafından vahşi ve hayvansı olarak görülmektedirler. Riviere’nin annesinin toprağa olan bağlılığı yine dönemsel sosyolojik bir arka plana işaret etmektedir.
Riviere dini ve milli duygularla harmanlanmış ve sarsılmıştır. Bu değerler karşısında tek başınadır tüm toplum karşısındadır. Her hareketi onun aptal olarak anılmasına yol açmıştır.
Kitap boyunca deli mi akıllı mı diye tartışılan Riviere için donemin doktorları farklı fikirler belirterek bazıları deli olduğunu düşünürken diğerleri delilik belirtileri saptamamıştır. Rasyonalitenin agir bastığı bir dönemde bilim insanlarının iki ayrı fikri benimsemesi ve atesli savunuculuğunu yapması oldukça ilginç asıl ilginç olan hiçbirinin Riviere ile yüz yüze bile gelmemesidir. Riviere’den hayatını anlattığı bir hatırat yazmasını isterler lakin ne doktorlar ne savcı , ne mahkeme hiçbiri bunu dikkate bile almaz. Babasına olan bağlılığı onu hem öldurmeye hem ölüme götürmüştür.
Mutlaka okumalısınız...
Bir Aile CinayetiErdoğan Yıldırım · Ayrıntı Yayınları · 2012315 okunma
Özcan Köknel muayenehanesinde
takılıyor bana, “Akıllı mısın deli misin, karar veremiyoruz. Hamlet gibi bir şeysin.” Doktorlar hastalığımın psikoz mu, nevroz mu, ‘borderline case’
dedikleri sınırda bir vaka mı olduğuna bir türlü karar veremiyorlar.
Bâyezid-i Bistami [kuddise sirruh] bir gün müridleri ile gezinti sırasında yolları bir akıl hastahanesine düşer. Ayaküstü doktorlarla sohbet ederken bir doktor hastalıklar, çareleri ve hangi hastalığa hangi ilacın iyi geleceği hakkında bilgi verir. Gönüller sultanı bu bilgilerden sonra doktora şöyle bir soru sorar:
"Siz bütün hastalıkların ilaçlarını saydınız, peki günah hastalığının ilacı nedir?"
Kısa bir sessizlikten sonra, orada bulunan akıl hastalarından biri edep ile müsaade isteyerek söze girer: "Erenler müsaade ederse bu ilacı ben söyleyeyim mi?"
Bayezid-i Bistami bu samimi teklif karşısında müsaade eder. Doktorlar da can kulağı ile hastayı dinlemektedirler.
"Günah hastalığının ilacı şudur ki, tövbe kökünü, istiğfar yaprağı ile karıştırıp, gönül havanına koyduktan sonra, tevhid tokmağı ile döveceksin. İnsaf eleğinden eledikten sonra, gözyaşı ile hamur edip, aşk ateşinde pişireceksin. Muhabbet balından da birazcık karıştırıp, sabah akşam kanaat kaşığı ile azar azar yiyeceksin."
Bu güzel ilacı öğrenen Bayezid hazretleri,
"Hey gidi dünya hey! Demek, seni de deli diye buraya getirmişler" deyip oradan ayrıldı.
Çiviadam... Nerdesin? Kimsin? Nesin?
Doğan Kitap'tan çıkmış bu güzel eser yine bizleri kendine hayran bıraktı. Efendim, neymiş reklammış. Reklam değil. Böyle bir kaliteli bir yazarın hakkından ancak bu yayınevi gelir.Fiyatı çok ama. Öyle deme efendi! Hele bir oku. Hele bir kafayı ye, kitap seni esir alsın, ondan sonra konuş be adam! Tankut Gökçe.
_Yaşam, ufacık şeylerden, küçük mutluluklardan oluşuyor. Hiçbir şey büyük ve kutsal değil. O yüzden sözde büyük olan şeylere ilgi duyarsan yaşamı ıskalarsın. Yaşam bir bardak çayı yudumlamak, bir dostla sohbet etmek, sabah yürüyüşe çıkmaktır, ama illa belli bir yere doğru değil, amaçsız, son belirlemeden hareket etmektir. Böylece herhangi bir