Hamile kalan, bebeği dokuz ay karnında taşıyan kadındır ama bir çocuk doğurmak eril sperme bağlıdır. Doğuran kadındır ama babanın soyu devam eder. Anne olan kadındır ama çocuğuna babanın değerlerini aktarmakla yükümlüdür.
"Soru - Bir yapıtın ortaya çıkması, "doğum doğurma" olarak nitelendirilirse, bu "doğum doğurma"yı nasıl yaparsınız? Cevap - Hiç belli olmaz... Kimileyin sezaryenle doğururum, kimileyin dokuz doğururum, kimileyin de ışığı gören dışarı fırlar... Bir bakmışsın, iyice kısırlaşmışım, hiç doğurmam... Bu "doğurmak" nitelendirmesini hiç sevmedim ya, bir eserin yaratılmasına doğurmak diyorsanız ne yapalım... Doğurgan sayılırım, ama doğurganlığımdan değil, zora gelmemden çok doğurmam... İster istemez doğuracaksın; yaşam koşullan, geçim zorla doğurtturuyor, yumurtlatıyor bile..."
Reklam
Tek hüneri çocuk doğurmak olan bazı kadınlara hiciv
Dokuz lohusalık döneminde onbir çocuk doğurdu ve karnı burnunda görünmeyi hiç bırakmadı. Şimdi bile muhtemelen hamiledir.
YİRMİ DOKUZ HARFİN EKSİĞİYDİN içimde bir sen var senlerce sennn alfabemin harfleri yetmiyor ne içime ne içimdeki seni anlatmaya bazen harfleri karşıma alıyorum
Çengeloğlu Tahir Paşa (ö. 1851), Osmanlı bahriye teşkilâtının ıslahı için gayretle çalışmış bir amiraldir. Kaptanıderya olduğu dönemde Bahriye Dairesi, Kasımpaşa'daki Divanhane (Şimdiki Kuzey Deniz Saha Komutanlığı) binasında bulunuyordu. O sırada, padişah iradesiyle bütün Kasımpaşa ve Galata havalisinin asayiş görevi kendisine verilmişti.
Derin tefekkürler ve ardından bunu veciz söylemeye çalışmak, bunun için sancılanıp bunun için dokuz doğurmak... İşte benim gecelerimi dolduran sır. Kanaat ve tevekkül, içe doğru yapılacak seyr ü seferler, niçin ve nedenleri çok bir düşünce dünyasında çırpınarak geçen yıllar..
Sayfa 339Kitabı okudu
Reklam
92 öğeden 71 ile 80 arasındakiler gösteriliyor.