KIRMIZI GÜRGENLER O sabah Sherlock Holmes Daily Telegraph’ın küçük ilânlarını okuduktan sonra: —Sanat sanat içindir prensibini kabul etmiş olanlar, basit, önemsiz şeylerden zevk alırlar dedi. Bu hakikati kavradığınıza şüphem yok Watson. Benim büyük rol oynadığım heyecanlı davaları bir tarafa bırakıp, basit ve ehemmiyetsiz sayılacak hadiseleri
“Anlat derdini Markopaşa’ya” diye bir laf vardır ülkemizde… Soruna muhatap bulamadığımızda, bizi dinler gibi yapan ama çözüme dair hiç bir şey geliştirmeyen insanlar ya da kurumlar için söylediğimiz bu söz, benim incelememde yer değiştirecek; bu kez Markopaşa bize derdini anlatmayı deneyecek. Hadi o zaman, çok bekletmeyelim paşamızı. Türkiye
Reklam
Aramızda hiç yabancılık olmadığını hissettiren bir diyalog başladı. Birbirimizle sanki ömür boyu tanışan eski dostlar gibi konuşuyorduk. Onun kulağa hoş gelen sesine doyamıyordum. Elimde olsa telefonun içine girmek isterdim. Gerçekten babamla mı konuşuyordum... Bu gerçek olabilir miydi?
Sayfa 142Kitabı okudu
Saatler sonra babamı tanıyacağım. Saatler sonra adsızlıktan çıkıp tam olacağım. Piç sözünü hayatımdan atacağım ve toplumun tam bir üyesi olacağım. Bir daha hiçbir zaman aynaya bakıp "Ben kimim?" diye sormayacağım.
Sayfa 146Kitabı okudu
Müteakip hadiseler, resmiyette Balkan Savaşları’ndan sonra kurulacak (Eşref daha sonra yeniden kurulduğunu söyleyecekti) ve imparatorluğun son yıllarında ekseriyetle dramatik ve trajik sonuçları olan kritik bir rol oynayacak Teşkilat-ı Mahsusa’nın ortaya çıkışında Libya’daki sürecin mühim bir aşama olduğunu gösterecekti. Enver, Eşref gibi fedaî
Rıfat Ilgaz'ın hastaneye yatışı ile ilgili, Başdan gazetesinin, 28.1.1949 gün ve 25. sayısında şu haber verilmiştir: "... hastaneden çıkan Ilgaz, on gün kadar savcılıkta ifadeler ve muhakemelerle meşgul olmuş ve tekrar hastalığı arttığından yatağa düşmüştür. Rıfat'ı para ile yatıracak bir hastane dahi bulunamamış, nihayet Vali Vekili Haluk
Reklam
Bu deneyim bana, hayatta geri döndürülemez şeyler olduğunu göstermişti.