Gençlerde müthiş bir nazlanış vardır. Köyden kaçmak için her çareye başvurulur. Sanki köy üvey evlat.
Sayfa 62 - TimaşKitabı okudu
- Bir ideal uğrunda insan nelere katlanamaz, dedim. Bir filozof, galiba Sokrates: "Bir ideal sahibi olan bedbahttır; fakat ona sahip olmayan daha ziyade bedbahttır." der.
Sayfa 44 - TimaşKitabı okudu
Reklam
Araba kırlara doğru açıldıkça hep o manzara. Kadın erkek, köylü çalışıyor. Oraya alacakaranlıkta gitmiştir. Eve gün battıktan sonra dönecektir. O da şimdi, başakların arasında bağdaş kurmuş, kuru ekmeğini yiyor; ama gönlü ne kadar rahat!
94 syf.
6/10 puan verdi
·
1 saatte okudu
Öncelikle bir oturuşta okunabilecek bir gezi yazısı. Okuduğum ilk gezi yazısıydı. Yazarın dili oldukça basit anlaşılabilir , herkesin okuyabileceği türden. Ama Anadolu'yu bu kadar acındırarak betimlemesini hiç hoş bulmadım. Köylüyü bu kadar sefil anlatmasıbı da aynı şekil .
Domaniç Dağlarının Yolcusu
Domaniç Dağlarının YolcusuŞükufe Nihal · Timaş Yayınları · 2011563 okunma
Reklam
Belki ömründe gülmemiş, karanlık, buruşuk bir surat.
“Bu mavi gök altında, bu yeşil yer üstünde herkesin rahatça doyarak yaşamaya hakkı varken, bu pek mümkünken; neden bir yanda dökülüp taşan sofralar ve neden öbür yanda bir kuru ekmek bile bulamayanlar?”
“Bir ömrün sonunda verilecek bir hesabı olmamak, insanlığın karşısında açık alınla çıkabilmek ne eşsiz mutluluk...”
"Yurda bir şey vermeyenlerin yurttan bir şey almaya ne hakları var? Bu bahçenin dalları, yolunmaktan artık tükendi..."
Reklam
Ey Domaniç kadını, nerede yaşayıp nerede öldüğünü hala öğrenemediğim büyük kadın! sen de bunlardan biriydin. insanların yüzünü kızartan çirkinliklerden, vicdan azaplarından uzak yaşadın. şu bir avuç torağından başka bir köşesini tanımadığın vatan uğruna ne sonsuz azaplar çektin. bir tanecik yavrunu elinle yerlere serdin. "onu kandıranlar kabahatli." demedin, affetmedin. çünkü vatan senin gözünde en kıymetli şeydi! o tertemiz dağlar başında, tertemiz duygularla geçen hayatın, her sevgiden üstün olarak yalnız vatan, millet sevgisi taşımıştı
Sayfa 72
bir ömrün sonunda verilecek hesabı olmamak; insanlığın karşısında açık alınla çıkabilmek ne eşsiz mutluluk...
Sayfa 69
maddi hayat vasıtalarının bolluğu, lüks ihtiyaçlarının çokluğuyla insanlar hangi saadete erdi? bir kısım insanın bu tükenmez ihtiyacını temin için, şüphe yok ki bir başka kısım aç kaldı. bu mavi gök altında, bu yeşil yer üstünde herkesin rahatça yaşamaya hakkı varken; neden bir yanda dökülüp taşan sofralar ve neden öbür bir yanda bir kuru ekmek bile bulamayanlar?
Sayfa 68
hiç sönmem, sanırdım. bulutta düğün var deseler, tırmanıp çıkmak isterdim; meğer insan nasıl da kendinden geçermiş!..
Sayfa 61
yaşamaları, duraksız bir didinmeden başka bir şey değildi
Sayfa 58
379 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.