Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Taklitten Özgünlüğe Arayışlar
Degas kariyerinin başlarında Eugéne Delacroix'ten ve özellikle de Jean Auguste Dominigue Ingres'ten oldukça etkilenmiştir. Degas ilk başlarda antik Yunan'daki durumları resmeden klasik okula gönderme yapan resimler çizerek en sevdiği sanatçıları taklit etmiş, ama kısa süre sonra resimlerinin demode olduğunu anlamış ve yeni temalar aramıştır.
Sayfa 4 - Beta Yayıncılık, Haziran, 2015Kitabı okudu
Delacroix, o dönem sanat okulları üzerinde hâkim olan, Fransız sanatçı ve usta teknik ressam Jean Auguste Dominigue Ingres'in öncülüğünü yaptığı Klasik sanata bir başkaldırıyı temsil ediyordu. Delacroix'in öncülüğünü yaptığı Romantik sanatçılar, boyayı karakalem ressamlığın önünde tuttular ve Ingres'in peşinden gidenlerin betimlediği geleneksel temalar yerine egzotik temalar seçtiler. Klasik yöntemlerin öğretildiği École des Beaux-Arts hâlâ eleştirmenlerin ve halkın gözdesiydi, ama yeni nesil sanatçılarla birlikte yavaş yavaş gözden düşüyordu. Gelecek vadeden ressamlar, yerleşmiş öğretim sisteminin tavsiyelerine bakmıyor, onaylarıyla uğraşmıyorlar ve Salon'da her yıl yapılan resmi resim sergileriyle artık tatmin olmuyorlardı.
Sayfa 4 - Beta Yayıncılık, Haziran 2015Kitabı okudu
Reklam
Don Kişot'un Doğu anlatılarında bir tür olan “makame”lerle de yakın akrabalığı vardır. Makame türünün kurucusu ve ilk örneğini veren Bediüzzaman el-Hamadani'dir. Ünlü Makamat'ı bu alanda yol açıcı olmuştur. Hariri de kendi Makamat'ı da onun kadar ünlüdür. Makamelerde, Hâris ibn Hemmâm ve Ebu Zeyd adlı iki kahraman vardır ve Hâris ibn Hemmâm, Hariri'nin kendisidir. Bütün öykülerde, bu iki kahraman karşı karşıya gelir ve Ebu Zeyd'in, düzenbazlıkları, oyunları ve hileleriyle hikâyeler kurgulanır. İronik tiplerin, anti-kahramanların yaratıcısı olan Makamat'ı mutlaka Cervantes okumuş olmalıdır. Dominigue Sourdel, makamelerin etkisinin genelde İspanya edebiyatında, özelde de Don Kişot romanında görüldüğünü belirtir: “El Hamadani ö. 1007 ve el-Hariri'nin 6. 1122- makamat'ı her çeşit konuyu işleyen kısa ve komik skeçlerdir. Bunlarda aynı kişi sık sık karşımıza çıkar ve İspanyol edebiyatında etkisi hissedilir. (Don Kişot)”!7
Hayat üzerine.
Fransız dergi yönetmeni jean Dominigue Bauby ağır bir hastalık geçirir ve yatağa düşer. Vücudunu hiçbir şekilde kullanamaz. Vücudunda hareket ettirebildiği tek şey sağ göz kapağıdır. Serum dışında hiçbir besin alamaz, tüm vücut fonksiyonları kaybolur. Sağ göz kapağını Mors alfabesi gibi kullanarak asistanın yardımıyla bir kitap yazar;" Dalgıç Giysisi Giymiş Kelebek."
Sayfa 51 - Elma yayınevi.Kitabı okudu
Tanrıların değil, insanların yarattıkları mucizeleri görmüş bir deniz kıyısında, gözyaşlarından yüzü hiç de kızarmayan bir çocuk gibi, acı acı ağladım.
Sayfa 183Kitabı okudu
Ruhun üzgün, gönlün yaralı. Sanıyorsun ki talih bir ara senden yüz çevirdi diye yeryüzü yasa büründü; güzellik tüllere sarındı; bütün yüzler yaşlı, artık ne umut kaldı, ne sevinç, ne bir istek, ne bir dilek.
Sayfa 135Kitabı okudu
Reklam
İlk karşılaştığımızda sonbahardı. Raslantı beni onunla kendisinin en sevdiği mevsimde tanıştırmıştı. Sık sık sonbahardan söz eder; belki de sonbahar durgunluk, suskunluk, pişmanlık dolu doğal bir çerçeve içinde gelişen ya da sona eren her ılımlı varlığı pek güzel yansıttığı için.
Hiçbir şey sona ermez, her şey birinden öbürüne aktarılır, tutkular bile.