“Narinnar," biraz fantastik ve biraz da romantik türde bir kitap. Mistik bir atmosferde, deniz kenarında, ana karakter Niran, yaşam ile ölüm arasındaki dengeye hükmeden Arraf adlı biriyle tanışır. Ölümün kıyısındaki bir balığa yardım ettiğine tanık olduktan sonra, trafik kazası sonucu komada olan kızı ve eşi için de yardım ister.
İşte hikayemiz başlıyor… Mitolojik efsanelerden aşina olduğumuz bedel kavramı, Niran'ın da karşısına çıkıyor. Kısasa kısas misali, bir ailenin felaketi için yola çıkıyor.
Cahide Hanım ve ailesi… Gerçi toplumun en küçük birimi olarak adlandırılmayı hak ediyorlar mı, emin değilim. Evin yardımcısı olarak işe giren Niran, adeta evde domino etkisi yapıyor. Biz okuyuculara da ardında sorular bırakıyor: Ben, Niran gibi her şeyi yapabilir miydim? Sevgiden ve empatiden yoksun bu aile, zaten bu felaketleri yaşamayı hak ediyorlar mıydı?
Heyecanı yüksek aksiyonun kitap boyunca devam ettiği, hem sorgulayıcı hem keyifli bir okuma deneyimine hazır olun.
Mitoloji merakım başladığında ilk olarak Yunan ve Roma mitolojisi ile başlamıştım, çünkü bunlar popüler olarak bilinen mitolojilerdir. Peki Asya Mitolojisi? Köken olarak aynı toprakları paylaştığımız mitolojilere kültür olarak da daha yakınız, tabii ki. Bu kitapta da Arraf ve Hüma’yı okurken bana Asya Mitolojisi’nde ki efsaneleri anımsattı ve aşırı keyif aldım. Hatta daha fazla okumak isterdim, ancak kurgudaki misyonları kısa ve özdü.