Hayatta önemi olan yalnızca dört soru vardır, Don Octavio.
Kutsal olan nedir?
Ruh neden oluşmuştur?
Neyin uğruna yaşanmalı?
Ve neyin uğruna ölünmeli?
Dördünün de cevabı aynıdır.
Yalnızca aşk…
Don Juan De Marco
Don Juan insanları 'sıradan','avcı','savaşçı' ve 'bilge' kişiler olmak üzere sınıflar. 'Sıradan insan' başına gelen olaylara ya şükreder ya da küfreder.'Avcı' sıradan insandan 'savaşçı' olmaya bir geçiş devresidir.'Savaşçı' yaşamın amacının öğrenmek olduğunu bilir.'Savaşçı' gerçekleştirmek istediği amaca ulaşmak için başarıya ve yenilgiye değil, o süreç içinde en akıllı, en etkili, en bilge olanı tüm iradesiyle kullanıp kullanmadığına önem verir.
Don Juan DeMarco (1994) - Hayatta önemi olan yalnızca dört soru vardır, Don Octavio.
Kutsal olan nedir?
Ruh neden oluşmuştur?
Uğruna yaşamaya değer ne var?
Ve uğruna ölmeye değer ne var?
Her birine cevap aynıdır.
Yalnızca aşk.
Karşına çıkan her yola sonunu düşünerek dikkatle bak. Defalarca yap bunu. Sonra sor kendine, kendine sadece kendine sor… Bu yolun bir ruhu var mı? Varsa, yol senin içindir. Ama yoksa, yol senin için gereksizdir.
Doğan Cüceloğlu’nun bir seminerinde tanıştığı öğretmen Arif Bey ile sohbetleri toparlanarak bir kitap olarak sunuluyor bizlere. Arif Bey hayatına anlam bulabilmek için Doğan Cüceloğlu’ndan yardım istiyor ve insan nasıl “Savaşçı” olur konulu görüşmeler başlıyor.
En sevdiğim bölüm nasıl savaşçı olunacağının madde madde ve açıklamalarıyla anlatılmasıydı. Bu maddeleri kendime de not aldım. Bu bölümde ağırlıklı olarak Kızılderili Don Juan ile doktora öğrencisi Carlos’un anılarından faydalanılıyor. Kızılderili öğretisinden anlıyoruz nasıl savaşçı olunacağını.
Kişisel gelişim kitabı olarak çok başarılı buldum ancak bir olumsuz eleştiri yapabilirim. O da konunun dışında verilen ayrıntıların (Buluştukları yerler, saat kaçta buluştukları, ne içtikleri, sohbet sırasında etrafta olup bitenler, hava durumu, vs.) gereksiz olduğu. Kitaptaki bütünlüğü ve akışı bozduğunu düşünüyorum. Buna rağmen Doğan Cüceloğlu bir romancı olmadığı için bu ayrıntıya çok da takılmamak gerekir. Asıl verilmek istenen düşünce biçimi son derece açık bir şekilde aktarılmış. Kendinizi, özünüzü bulmak ve yaşamınızı anlamlandırmak isterseniz “Savaşçı”da verilen tavsiyelere uymak işinize yarayabilir.
Cinsel kutuplaşma, insanı özgün bir yola,
karşı cinsle birleşmeyi aramaya iter, Erkek ve dişi kutuplaşması her erkeğin ve her kadının içinde vardır.
Fizyolojik olarak kadın ve erkek, her ikisi de kargı
cinsin hormonlarına sahiptirler, Ruhbilimsel olarak
da kadın ve erkek iki cinsiyetlidir, İçlerinde alma ve
nüfuz etme, nesne ve ruh unsurları
Uzun zamandır böyle keyifle kitap okuduğumu hatırlamıyorum.
1 seneden çokca zaman bu kitabı okumak için içimde tarif edilemez bir istek vardı. Sonra doğum günüm nedeni ile kuzenim tarafından hediye olarak geldi. İlk tepkim "çok kalın ben bunu nasıl okurum ki" olmuştu :)))
Ne kalınlık ne başka bir şey kitabı sıkıcı kılmadı. Bilakis çok
Albert Camus'un Yabancı ve Düşüş kitabından sonra okuduğum üçüncü eseri. Ve okurken en çok zorlandığım eseri. Bu zorlanma kitabın sıkıcı veya anlaşılamayacak derecede felsefik olmasından kaynaklanmıyor. Neredeyse her paragrafın üzerinde durulması gerektiğinden kaynaklanıyor. Camus deneme türündeki bu kitabını genel anlamda üç başlık altında