... ''ama sevgili dayıcığım, sizi bu kavgalara kim sokuyor? Ava giden avlanır diye düşünmeden, dünyayı dolaşıp olmayacak şeyler peşinde koşacağınıza, sakin sakin evinizde otursanız daha iyi olmaz mı?"
Dilleri susturdularsa da kalemleri durduramadılar; onlar, dillerden daha serbest bir şekilde, ruhun gizlediklerini, sevenlere anlatabilirler. Çünkü çoğu zaman, sevilen şeyin varlığı, en kararlı iradeyi, en cüretkâr dili susturur, çaresiz bırakır.
Tanrı, kâinatı ve değerler düzenini yönettiği, iyiyi kötüden ayırdığı ve her şeye bir anlam verdiği yeri yavaş yavaş terk ederken Don Quijote evinden çıktı ve artık dünya tanınmayacak hale geldi. Dünya, ilâhi yargıcın yokluğunda birden kuşku verici bir bulanıklığın içinde kaldı; tek ilahi gerçek, insanların paylaştığı yüzlerce görece değer halinde parçalandı. Böylece Modern Çağ'ın dünyası, onunla birlikte de yansıması ve modeli olan roman doğdu.