Yolculuk
Seni her gördüğümde uzun bir yolculuğa çıkıyorum. Yüksek dağların zirvelerinde buluyorum kendimi. Penceremden girip yüzümü okşuyorsun, Bahar çevreliyor kalbimi. Yamaçları dönerken izlediğim manzara gibisin, Denizin hemen üzerinde beliriyor yüzün, Ufukta kocaman gülümsüyorsun. Bazen falezlerin ardından sarkıyorsun, Yaramaz çocuk edasıyla. Koskoca
Her birimiz birer labirentiz; içinde kaybolduğumuz, her dönemeçte kendimizle yüzleşiriz
Franz kara
Franz kara
Reklam
Nicelik ve Nitelik Niceliğin niteliğe dönüşmesi yasası, maddenin atomaltı düzeydeki en küçük parçacıklarından, insanın bildiği en büyük olgulara kadar son derece geniş bir uygulama alanına sahiptir. Her türden görünümde ve her düzeyde bunu görmek mümkündür. Yine de bu çok önemli yasa layık olduğu kabulü görmeyi beklemektedir. Bu diyalektik yasa, her dönemeçte kendisini zorla dikkatimize sunmaktadır. Niceliğin niteliğe dönüşümü, zaman zaman şakalar biçiminde bazı paradoksları göstermek için onu kullanan Megaralı Yunanlılar tarafından biliniyordu. Örneğin, “kel kafa” ve “tahıl yığını”: bir saç telinin eksilmesi kel kafa anlamına gelir mi, ya da bir tahıl tanesi bir yığın eder mi? Cevap hayırdır. Peki bir tane daha? Cevap yine hayırdır. Sonra soru, bir tahıl yığını ve bir kel kafa oluşana kadar tekrarlanır. Burada karşımıza çıkan şey, nitel bir değişime yol açmak için güçsüz olan tek tek küçük değişikliklerin, belirli bir noktada tam da bunu yaptıklarını, yani niceliğin niteliğe dönüştüğünü gösteren çelişkidir. Belirli koşullarda küçük değişikliklerin bile büyük değişimlere yol açabileceği fikri, her türden deyiş ve atasözlerinde ifadesini bulmuştur. Örneğin: “devenin belini kıran saman tanesi”, “çok el iş hafifletir”, “damlaya damlaya taş aşınır” vb. Niceliğin niteliğe dönüşümü yasası, Troçki’nin zekice belirttiği gibi, birçok biçimde halkın bilincine sinmiştir:
Yolculuk
Seni her gördüğümde uzun bir yolculuğa çıkıyorum. Yüksek dağların zirvelerinde buluyorum kendimi. Penceremden girip yüzümü okşuyorsun, Bahar çevreliyor kalbimi. Yamaçları dönerken izlediğim manzara gibisin, Denizin hemen üzerinde beliriyor yüzün, Ufukta kocaman gülümsüyorsun. Bazen falezlerin ardından sarkıyorsun, Yaramaz çocuk edasıyla. Koskoca
-Bazı şiirleri eskiden hatırlar gibiyim. Hangilerini? -Bilmem, kuyu muydu? Senin için yazmıştım. -Çok çektirmiştim sana. Gençlik işte... Dünyanın dışına atılmış bir adımdın sen Ömrümüzse karşılıksız sorulardı hepsi bu Şu samanyolu hani avuçlarından dökülen Kum taneleri var ya onlardan birindeyim Yeni bir yolculuğa çıkıyorum kar yağıyor Bir aşk tipiye tutuluyor daha ilk dönemeçte Çocuksun sen sesindeki tipiye tutulduğum Çocuksun...
Dünyanın dışına atılmış bir adımdın sen Ömrümüzse karşılıksız sorulardı hepsi bu Şu samanyolu hani avuçlarından dökülen Kum taneleri var ya onlardan birindeyim Yeni bir yolculuğa çıkıyorum kar yağıyor Bir aşk tipiye tutuluyor daha ilk dönemeçte... ( Ahmet Telli )
Reklam
316 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.