Kendimle bir dönemeçte koşan iki çocuğun çarpıştığı gibi karşılaşmışım da hangisinin ben olduğuma karar veremediğim o çok kısa zamanın habire tekrarlamasından perişan çarçabuk gibi ağzım, yorgunum. biraz da. Bilmediğim bir şey sarıyor beni. İçimden başka bir insan çıkıyor. Bana yayılıyor.
Aramızdaki en iyimizi bile, her dönemeçte tökezleten bu putlar oldukça, hakikate yaklaşamayız.
İz yayıncılık,Haziran~2014Kitabı okudu
Reklam
Kendimle bir dönemeçte koşan iki çocuğun çarpıştığı gibi karşılaşmışım da hangisinin ben olduğuma karar veremediğim o çok kısa zamanın habire tekrarlanmasından perişan çarcaput gibi ağzım, yorgunum biraz da...
Allah ihmal etmez ...
Menkıbeye göre Ramazan imamının birisi, bayramdan sonra hocalık yaptığı köyden aldıklarını heybesine, torbasına doldurup atına binerek köyüne doğru yola çıkar. Yolda yaya giden bir yolcuya rast gelir. Onu, atının arkasına bindirir. Heybeleri dolu görünce yolcunun nefsini şeytan dürter: “Ne duruyorsun, bunları al, kaç!” Yolcu yine de hocaya sorar. “Hocam, insan bir haksızlık yapıp günah işlese cezasını ne zaman görür?” Hoca nereden bilsin bu sorunun cevabını... Ama laf olsun diye, “Kırk sene sonra görür.” der. Yolcu hemen hocayı attan ittirip düşürür ve atı mahmuzladığı gibi kaçar gider. Zavallı hoca yerden kalkar, değneğine dayanarak yürümeye başlar. Fakat bir dönemece gelince bakar ki, atı bütün yükleriyle beklemektedir. Hendeğin içinden bir inilti gelmektedir. Hendekte kendisini attan atan yolcu... Dönemeçte atı onu huysuzca bir savurmuş, hendeğe atıp ayağını kırmıştır. Yolcu, “Sen nasıl hocasın? Bana 40 sene sonra, yapılanların cezasının çekileceğini söyledin. Halbuki hemen neler başıma geldi. Böyle hocalık mı olur?” Hoca der ki, “Dur bakalım sen... Şu başına gelen 40 sene önce yaptıklarından dolayı. Bu, bana yaptıklarını ise 40 sene sonra ödeyeceksin!..”
"Pervane böcekleri... Yusufçuk kuşları... Ateş Sarayı'nda duyduğum kanat sesleri onlara aitti, değil mi?" "Onlara aitti benim zeki kızım." "Bu ne anlama geliyor?" "Pervane böcekleri, gecenin kelebekleri ateşe uçarlar. Bir mum ışığının etrafında dönüp dolaşırlar. O mum alevine öyle bağlanırlar ki her dönemeçte biraz daha yaklaşırlar... Yanacaklarını bilseler de alevlere olan sevgileri daha ağır basar, sonunda alevlere sarılmak için koşarlar. Koşarlar ve yanarlar. Bu Ateş Krallığı için ikiz alevini temsil eder. Ve sadece ikiz alevi olanlar duyabilir onların seslerini."
Kalabalık bir yalnızlık benimki.. Şimdi bir dönemeçte, Yaşamın diyezinde Ölümün bemolündeyim.. Sevdiğim şarkıyı çalıyor Başucumda bir kemancı, Adını hasret koydum, yokluğun acı.. Sen düştükçe aklıma, Kopar içimde bir izdiham Sabahlar olmaz, Yırtılır denizlerim kimi zaman.. Ritmi düzensiz ruhuma Güneş sandım mum ışığını, Ne zaman nefes alacak gibi olsam Boğuluyorum sensizliğin kıyılarında.. Kırık döküğüm gel Tut ellerimden beni toparla.. Yokluğun hatırlattı yine varlığını.. 20.04.2022
icequeen
icequeen
Reklam
"Pervane böcekleri, gecenin kelebekleri ateşe uçarlar. Bir mum ışığının etrafında dönüp dolaşırlar. O mum alevine öyle bağlanırlar ki her dönemeçte biraz daha yaklaşırlar... Yanacaklarını bilseler de aleve olan sevgileri daha ağır basar, sonunda alevlere sarılmak için koşarlar. Koşarlar ve yanarlar.''
Sayfa 530Kitabı okudu
Bazan biz yürüyüp geçiyoruz, zaman arkamızda kalıyor. Bu anlarda hem iyiyiz hem temiz. Bazan zaman önümüzdeki dönemeçte kayboluveriyor, böyle anlarda şaşırıyoruz, kızı­yoruz, korkuyoruz, kötü ve kirli oluyoruz.
Dünyanın dışına atılmış bir adımdın sen Ömrümüzse karşılıksız sorulardı hepsi bu Şu samanyolu hani avuçlarından dökülen Kum taneleri var ya onlardan birindeyim Yeni bir yolculuğa çıkıyorum kar yağıyor Bir aşk tipiye tutuluyor daha ilk dönemeçte Çocuksun sen sesindeki tipiye tutulduğum Dönüşen ve suya dönüşen sorular soruyorsun Sesin bir çağlayan
1,000 öğeden 1,751 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.