Bu cehennem sıcağın altında, şu tabutta yatan soğuk ceset de bir zamanlar masum bir çocuktu. Talih on kötü davranmış , çekip almıştı annesini babasını elinden, koruması gereken akrabalar onu terk etmiş, toplum sahip çıkmamıştı. Bırakın sahip çıkmayı umursamamışlar, aldırmamışlar , nihayet istismar etmişlerdi; sadece bedenini değil, ruhunu da kirletmişlerdi.Toplum diyoruz ya , aslında hiçbir anlamı yok bu kelimenin . Akif'i biz koruyamamıştık, biz , bu ülkenin insanları. Akif de psikolojik olarak sakatlanmış, kendisine yapılanı başkalarına yaparak bir tür canavara dönüşmüştü.
Uzak geçmişte de benzer düşünce ve metaforlar sıradan insanların sarsılmaz iyimserliği sayesinde örneğin şu türden özlü sözlere dönüşmüştü, Ne iyilik süreklidir ne kötülük, ya da daha edebi bir ifadeyle, Ne mutluluk sonsuza dek sürer ne de mutsuzluk, bu yüce özlü sözleri yaşamın ve kaderin bahtsızlıklarından geçerek öğrenmeye zaman bulanlar söylemişlerdir, (...)
Sayfa 123 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
Antikçağın içi meyve dolu bereket boynuzu (cornucopiae), Byzantion' da içi palamut dolu bereket boynuzuna dönüşmüştü. Altın ile anlatılmak istenen, palamut balıklarından başka birşey değildir.
Mutluluk, benim için artık doğuştan Allah'ın bana bağışladığı ve bir hak gibi, mesele etmeden benimsediğim bir şey olmaktan çıkmış; talihli, akıllı ve dikkatli insanların çalışarak elde edip koruyabildikleri bir nimete dönüşmüştü.
Hayatının baharındaki gençlerin, kendilerini büyüleyici eğlencelere kaptırmaları gereken bir dönemde, kendimi hapsettiğim bu çalışmalar benim için ölümcül olabilecek bir tutkuya dönüşmüştü.
İnsan kitlesinin çağıldayan, derin ve hazla karışık tınısı parçalanmış ve bir yerlerden gelen müziğin, kaçmak niyetinde olanları bir kez daha kendine çekmek için şiddetli ve ansızın yükselmesi ile parçalanır veren çok sayıda küçük ses adacığına dönüşmüştü.
Sayfa 66 - İndigo KitapKitabı okudu
