Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Benim camlarımdan hiç ışık yansımıyordu, oysa odalarımda hâlâ hayat vardı.
Zamanın olmadığı bir dünyada “kötü zamanlama”dan nasıl söz edebilirim ki?
Reklam
June kendine hiç değer vermemişti. Sevgi, sadakat, fedakârlık onun içine dolmuş, sonra da en küçük bir iz bırakmaksızın akıp gitmişti; dipsiz bir kavanoz gibi.
Bir omuz silkiş gibi, tek bir hareketle, eski usullerin, alışkanlıkların tamamını, eski sorunları atıvermek ne büyük bir ferahlık olurdu.
Kucağıma aldığım, susturmaya çalıştığım çocuk, Emily değildi. Şefkate muhtaç, küçük kollar boynuma uzandı, ama bunlar gün gelecek, sevecenlik nedir bilmeyen o kalın, güçlü kollara dönüşecekti.
Reklam
Kişinin yaşamındaki her şey değişim, hareket, yıkım halindeyse (belki bir yandan da, yeniden inşa halindedir, ama yaşandığı sırada bu pek de aşikâr değildir), insanı ele geçiren tek duygu, bir çaresizlik duygusudur; bir toz fırtınasına ya da santrifüje kapılmış, fırıl fırıl dönüyorsundur sanki.
Dürüst bir öfke; iki yüzlü sevecenlikten iyidir.
Sayfa 11
Çok güzeldi ama sadece atlarla ve dansla ilgileniyordu.
Sayfa 9
İyi ama, kendine hiçbir şey katamayan insan dışarıya ne verebilir ki?
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.