Benim tarafımda hayat sıklıkla kitap okuyarak geçiyordu. Dikkate değer bir yanım yoktu. Sabahları kalkıp kahve yapıyordum, kendimi kitaplara ve­riyor, onları inceliyordum, bir yandan kahve içiyordum ve sonra gidiyordum. Sonra da geri geliyordum.
Ben nehri sordum, karşılığı üç beş fı­sıltı oldu.
Reklam
Bir düşmanı bağışlamak, bir dostu bağışlamaktan daha kolaydır.
Geceleri şiltenin yanında duran lambayı yakıyordum ya da onu yanarken buluyordum, unutmaya başlamıştım, geçmiş günlere ait anılar kayboluyor gibiydi; her şey ağır ağır elimden kayıp gidiyordu ve ben buna dair itirazsızlığımı kabullenmiştim; kalkıyordum ve oturuyordum ve sandalyemin üstünde sakin sakin duruyordum, dünyada olan biten hiçbir şey beni ilgilendirmiyordu.
Yankıyı, sadece içine bağırdığım terk edilmiş kuyularda aramıyordum.
Sayfa 109Kitabı okudu
Ve güneş doğdu ve güneş battı, günler yavaş adımlarla geç­ti; önce yazdı, sonra güz, artık kıştı önümüz.
Reklam
Ben bir yankı ararken, ne bir işaret var ne de mihenk taşı.
Yazarken bir yandan da şöyle düşünüyordum: Yazıyor ol­mam çok saçma, henüz çok gencim. Aynı zamanda: Ama 'daha sonra' demek, 'çok geç' demek; sadece şu an var, her zaman şu an ve ne pahasına olursa olsun.
" Ben de bir zamanlar burada yalnız olduğuma inanırdım. "
Sayfa 132Kitabı okudu
Bırakın, bırakın da tekrar ayağa kalkana kadar uyuyayım.
Sayfa 118Kitabı okudu
Reklam
omuzlarımızı boğazımıza doğru çe­kip çenelerimizi titreten bir his var içimizde. Birazdan se­simizi yükseltmek isteğiyle dolacağız. Bu hissi yasaklamalı mıydık yoksa? Bizi güçten mi düşürür bu? Hayır! Muhtemelen, bir sorumluluk yaratıyor bu!
" Kelimeler kendilerini daha yeni yeni idrak ediyordu. "
Atasözü gibi...!?
" Bırakın,bırakın da tekrar ayağa kalkana kadar uyuyayım. "
Sayfa 118Kitabı okudu
Hikâyenin hiçbir gizemi yok, ama zaman zaman şaşkın­lığa sebep olabilir ve ürkek mizaçlıları telaşa düşürebilir; hayatın kendisinin de sıklıkla yaptığı gibi. Ne yazık ki bu duruma engel olmak mümkün değil.
90 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.