216 syf.
·
Puan vermedi
Sevilay Kaygılak'ın Neoliberalizm Koşullarında Zorunlu Göç ve Kentleşme adlı çalışması kendisinin yüksek lisans tezinin geliştirilmiş bir biçimi olarak karşımıza çıkmaktadır.Yazar dört bölüme ayırdığı kitabında I.bölümde Göç Olgusu üzerinde durur.II.bölümde Yeni Kentsel Gerçeklik ve Göçmenlik Konumu adlı başlıkta ise göç sonucu kentlerdeki değişen görünümü, göçmenlik ve yeni kentsel gerçeklik gibi başlıkları ele alır ve açıklar.III.bölüm Türkiye'de değişen göç, göçmenlik ve Kent yaşamı başlığını taşır.Bu ana başlık altında Türkiye'de geçmişten günümüze iç göç hareketlerinin özelliklerini, yönelimlerini genel olarak anlatır.Kitabın son bölümüyse yazarın tamamıyla kendi inceleme, gözlem ve araştırmaları sonucunda Mersin'de göçmenlik, kent yaşamı, sosyo-ekonomik dinamikler üzerine kurulur.Alanında öncü ve başarılı çalışmalardan birisi olarak özellikle sosyolojik göç konusuyla ilgili çalışma yapan herkese önerebileceğim bir eser.
Kentin Mültecileri
Kentin MültecileriSevilay Kaygalak · Dipnot · 20093 okunma
418 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Dört gözle beklediğim romanı elime aldım.Yine harika,söylenecek çok fazla bişi bulamıyorum.
Beyoğlu'nun En Güzel Abisi
Beyoğlu'nun En Güzel AbisiAhmet Ümit · Everest Yayınları · 201935,5bin okunma
Reklam
"Özgürlük,iki kere iki dört eder diyebilmektir.Buna izin verilirse arkası gelir." George Orwell/Bin Dokuz Yüz Seksen Dört
512 syf.
8/10 puan verdi
"hakikatte kadınlar, bu alem içinde başka bir alemde yaşarlar. içine aşklarını ve büyülerini üfledikleri bir alemdir bu. erkekler biteviye o alemi hırpalar, yıkar. kadınlar ise yeniden üfleyerek nefesleriyle kurarlar o alemi. kadınlar, erkekleri de üfleyerek var ederler. bir erkek, bir kadının nefesi kadardır; başka hiçbir şey değildir." Orta Doğulu dört kadının hikayesi… Tamam, biri anlatıcı olarak orada ama dört kadındır yolları kesişip yola çıkan. İster istemez merak edip Arap ezgilerinin eşliğinde okuyacağınız bir kitap. Hiç değilse Madam Lilla'yı tanımak için okumaya değer :)
Düğümlere Üfleyen Kadınlar
Düğümlere Üfleyen KadınlarEce Temelkuran · Can Yayınları · 20164,236 okunma
392 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Bir insanın hayat denizinde yüzdürdüğü dört gemi; mide, gönül, zihin ve ruh... Sizinkisi hangisi?
Efsane
Efsaneİskender Pala · Kapı Yayınları · 202014,4bin okunma
77 syf.
·
Puan vermedi
Bireyi prangalara bağlayan dört zindandan (naturalizm, sosyolojizm, historizm ve "kendim") kurtuluş yollarını irdeleyen, bireyi düşünmeye, "insan olmaya" yönlendiren ve bunları anlaşılır bir dille anlatan Ali Şeriati'nin, bir konferansından kitaba aktarılmış okunması gerekli bir kitaptır. Ayrıca Bilim-Din ilişkisi, bütünlüğü, sonuç kısmında açıklığa kavuşturulmuştur.
İnsanın Dört Zindanı
İnsanın Dört ZindanıAli Şeriati · Fecr Yayınları · 20174,904 okunma
Reklam
176 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Son derece güzel bir Poirot romanı. Katil koleksiyonu yapan Shaitana, Poirot ile bir müzede karşılaşır ve bir akşam yemeğine davet eder. Bu yemekte öldürülür. Misafirler arasında dört sivil ve Başmüfettiş Battle, Albay Race ve roman yazarı Ariadne Oliver vardır. Yani dört katil namzedine karşılık dört polis. Acaba Shaitana'nın katili bulunabilecek mi? Polisiye severlerin mutlaka okuması gereken bir roman.
Briç Masasında Cinayet
Briç Masasında CinayetAgatha Christie · Altın Kitaplar · 20202,449 okunma
Özgürlük
Özgürlük, iki kere iki dört eder diyebilmektir. Buna izin verilirse, arkası gelir.
Sayfa 106Kitabı okudu
·
Puan vermedi
Sanırım beş defa öldüm.. Sonra da okumayı bıraktım :) kediler dokuz canlı değil midir, diğer dört canı saklamalıyım :)
Şahane Hatalar 1
Şahane Hatalar 1Heather Mcelhatton · April Yayıncılık · 20114,127 okunma
Bu romanda herkesin gözleri lacivert. Hiç lacivert göz görmedim ama lacivert gözleri severim. Lacivert gözlerin derinliklerinde, bilinmeyen diyarlardan maceraperest seyyahların getirdiği anlamlar yatar. Bence tabii... Dışarıda cıvıltılı bir ilkyaz güneşi, tazelenen ve yeniden doğan dünyanın yeşillikleri üstüne, işveli bir salıntıyla sıcacık altın tozları serpiştiriyor. Ben, senin için ey kari, bir roman yazıyorum. Kapı çalınıyor. Kim geldi acaba? Kimi istersem, kimin ismini yazarsam o gelir. Yazmanın bu yararı var işte, küçük bir işaretle, canımın istediğini getiririm. İstersem fikrimi değiştiririm. Kim ne yapabilir? Hadi bakalım, kapının zili çalmadı, gelen giden yok. Tamam mı? Yoo, tamam değil, çünkü fikrimi yeniden değiştiriyorum, zil çalıyor ve Ali, yani kardeşim geliyor. Karşımdaki koltuğa oturuyor, bir yandan da önümdeki kağıtlarla daktilo makinesine şöyle bir göz atıyor. - Ne yapıyorsun? - Roman yazıyorum. Haksız yere azarlanmış bir çocuk gibi, bir an irkilerek anlamadan bakıyor yüzüme. - Niye? dört mevsim sonbahar/ahmet altan
Reklam
Suç ve Ceza, Fyodor Dostoyevski "En az on dört, belki de yüz on dört tane yanlış teori üretmeden bir tanecik gerçeğe ulaşılmaz ve bu da kendine göre onurlu bir şeydir; ama biz yanlışlarımızı bile kendi kafamızdan üretemiyoruz. Bana en büyük yanlışlıklarla dolu saçmalıkları söyleyin, eğer bunlar bizzat sizin saçmalıklarınızsa, sizi bağrıma basarım! Başkalarının doğrularını söylemektense kendi yalanlarınızı söyleyin daha iyidir desem yeri var; böyle yaptığınızda hiç değilse insansınız demektir; aksi durumda ise, papağandan farkınız yoktur. Hakikat hep vardır, varlığını sürdürür; ama hayat tıkanır, kesintiye uğrar, örnekleri vardır bunun. Peki, şu hâlde biz neyiz şimdi? Biz hepimiz, istisnasız, bilim, ilerleme, düşünce, buluş, idealler, arzular, liberalizm, muhakeme, tecrübe bakımından; her şey, her şey, her şey açısından, daha ana okulundaki çocuk hükmündeyiz! Başka insanların fikirleriyle geçinip gitmekten memnunuz..."
“Nerede okumuştum, hani bir idam mahkûmu ölümünden biraz önce şöyle söylemiş ya da düşünmüştü: ‘Yüksek ve sarp bir kayalıkta, ancak iki ayağımın sığabileceği, dar bir çıkıntıda, dört bir yanım uçurumlar, okyanuslar, sonsuz bir gece, sonsuz bir yalnızlık ve hiç bitmeyecek bir fırtınayla sarılmış durumda yaşamak zorunda olsam ve bütün ömrümce, bin yıl boyunca, hatta sonsuza kadar o bir karış toprakta durmamda gerekse o şekilde yaşamak, şu anda bir yarım saat içinde ölecek olmaktan çok daha iyidir.’ Yeter ki yaşasam, sırf yaşasam! Nasıl olursa olsun, ama yeter ki yaşasam!”
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.