- İnsan, iyi tanıdığı adamları sever, kötü sandıklarını sevmez.
- Ama birçoklarını, iyi olmadıkları halde iyi sanmakla,ya da tam tersine, iyi oldukları halde kötü bilmekle yanılmış olmuyor muyuz?
- Böylece iyiyi düşman, kötüyü de dost sanıyoruz!
Aşk üç harf koca bir dünya
Yaşamın en anlamlı üç harfi
Yeryüzünün en heyecan verici anı
Yaşamın en tatlı hali
Olmazsa olmazı insanın, hayvanın
Kimi zaman kadın
Kimi zaman çocuk
Kimi zaman anne
Kimi zaman baba
Kimi zaman bir dost eli
Kimi zaman tanrı
Aşk kimi zamanda……
Tunebuni
"Dünyada sizden, yani bütün erkeklerden niçin bu kadar çok nefret ediyorum biliyor musunuz? Sırf böyle en tabii haklarıymış gibi insandan birçok şeyler istedikleri için... Beni yanlış anlamayın, bu taleplerin muhakkak söz haline gelmesi şart değil... Erkeklerin öyle bir bakışları, öyle bir gülüşleri, ellerini kaldırışları, hülasa kadınlara öyle bir muamele edişleri var ki... Kendilerine ne kadar fazla ve ne kadar aptalca güvendiklerini fark etmemek için kör olmak lazım. Herhangi bir şekilde talepleri reddedildiği zaman düştükleri şaşkınlığı görmek, küstahça gururlarını anlamak için kâfidir. Kendilerini daima bir avcı, bizi zavallı birer av olarak düşünmekten asla vazgeçmiyorlar. Bizim vazifemiz sadece tabi olmak, itaat etmek, istenilen şeyleri vermek... Biz isteyemeyiz, kendiliğimizden bir şey vermeyiz... Ben bu ahmakça ve küstahça erkek gururundan tiksiniyorum. Anlıyor musunuz? Sizinle, bunun için dost olabileceğimizi zannediyorum. Çünkü halinizde o manasız kendine güvenme yok... Fakat bilmem... Ne kuzuların ağzından vahşi kurt dişlerinin sırıttığını gördüm..."
Sen onların dinine uyumadıkca yahudiler de Hristiyanlar da senden asla memnun kalmayacaktır. De ki "Asıl doğru yol ancak Allahın yoludur." Eğer sana gelen ilimden sonra onların arzularına uyarsan, bilesin ki artık Allah sana ne dost ne de yardımcı olacaktır.
Dedi ki:
–Okumak da, bir dostluk kurmak... Diğer dostluklardan farkı, samimiyetinde... Mevzuu bir ölü;bir uzaktaki…Bunun için de hasbî ve içaçıcı! Çirkinliğinden sıyrılmış bir dostluk; saygı, şükran, bağlılık dediğimiz ve o kadar yalanla karıştırdığımız bütün o merasimler, bütün o nezaket gösterileri, kısır ve yorucu. Dostluklarımız çok defa tesadüfün eseri. Bir sempati başlangıcı, düşünülmeden söylenmiş bir söz, yanlış anlaşılan bir iltifat, yazdığımız ilk mektuplar, müebbeden çözemeyeceğimiz bir alışkanlıklar ağının ilk düğümleri. Okuma, dostluğu ilk saf haline irca eder. Kitaplarda merasime ihtiyaç yok; istersek akşamı onlarla geçiririz, istersek...
“Konuşabileceğin biri varsa 'yalnız' degilsindir, dertleseceğin biri varsa 'arkadaş'ın, hemhal olacağın biri varsa 'dost'un var demektir. Ama teklifsiz sükûnet içinde birlikte ağlayabileceğin biri varsa o, 'sensin'...”
İhsan Fazlıoğlu