Boratav ise savunmasında Atsız için şunları söylemektedir: Nihal Atsız'ın Cumhuriyet prensiplerine aykırı düşüncelerinin sadece fanteziden ibaret olmadığı, üniversite yıllarından sonra yavaş yavaş anlaşılıyordu. Nihal, etrafındakilerden ya tam bir alakasızlık ya da tam bir inkıyat görmeye alışmıştı. Ben, herhalde, onun karşısında münakaşa etmeye
Erich From
"iki taraf da sevgiye değer olmaya, sevgiyi canlandırmaya çaba göstermemeye başlayınca, her şey can sıkıcı olur ve güzellikler yitirilir. hayal kırıklığına uğrayan eşler çaresizdirler. kendilerine "başlangıçta bir hata mı yapmıştık? yoksa karşımızdakini tanıyamamış mıydık? veya ben mi değiştim?" gibi sorular soran eşler, genellikle karşı tarafı suçlu bulup, kendilerini aldatılmış hissederler. anlayamadıkları şey, artık ilk zamanlardaki gibi birbirlerini seven insanlar olmadıklarıdır. sevgiye sahip olabileceklerini sanma hataları, onların birbirlerini sevmelerine engel olup, sevgiyi yok etmiştir. işte bir kez bu düzeye gelince, çiftler yeniden sevebilmeyi denemek yerine, sahip oldukları ortak şeylere yönelirler. para, toplumsal yer, ev, çocuklar gibi konular sevginin yerini alır ve sevgi ile başlayan bir evlilik böylece çoğu kez, "dostane bir mülkiyet ortaklığı"na dönüşür. içine kapalı, bencil ve birbirinden kopuk iki kişinin bu beraberliğine de "aile" denir, yanlış bir tanımla."