...
Âdemi sürdün bakmadın
Cennette de bırakmadın
Şeytanı niçin yakmadın
Cehennemin var da senin
Veysel neden aklın ermez
Uzun kısa dilin durmaz
Eller tutmaz gözler görmez
Bu acayip sır da senin
Ben giderim adım kalır
Dostlar beni hatırlasın
Düğün olur, bayram gelir
Dostlar beni hatırlasın
...
Can kafeste durmaz uçar
Dünya bir han, konan göçer
Ay dolanır, yıllar geçer
Dostlar beni hatırlasın...
“İki kapılı bu handa,
Yürürken gündüz gece,
Türkülerin hep sol yanımızda..”
“Madem ki görüyorsunuz,
O zaman ‘hoş görün’ demişti O.
Aşık Veysel Şatıroğlu;
O, küçük yaşta görme yetisini kaybeden, ama yüreğindeki hisleri kaybetmeyen, sadık yâri toprakla koyun koyuna yatan bir halk ozanımız..
O halkça düşünüp konuşuyordu. Hem halktan, hem kendinden olma. Hem düpedüz Türkçe, hem kendince konuşan. Kaybolmadan kaynaşan, çokluğa katılmadan. Ondan alınacak ders, sanatına tertemiz bir gönül ve bir ömür vermesi. İçinde ve dışında olup biteni açık gözlerden daha iyi bilmesi. Sivrialan Köyü’nden dünyaya açılması. Halktan, haktan, iyiden ve güzelden yana, işinin ehli ve sözünün eri olması. İnsanlıkla şairliği ayırmaması. İşte bunlardır bizi onu sevdiren.
Rahmet ve özlem ile..
Her dizeyi hissederek okuyacağınız, bu güzel duygu yüklü biyografi ve şiir kitabını kesinlikle tavsiye ediyorum...
“Aşık Veysel’e sormuşlar;
‘Üstat, dünyadan ne anladın?’
‘Say ki bir pazar yeri dolaştım,
Üç metre bez aldım gidiyorum.
Gözünü açıyorsun ‘Doğdu’,
Gözünü kapatıyorsun ‘Öldü’ diyorlar,
İşte bu göz kırpışa ‘Ömür’ diyorlar...”
~ SON ŞİİR ~
Selam saygı hepinize,
Gelmez yola gidiyorum,
Ne şehire ne de köye,
Gelmez yola gidiyorum..
Gemi bekliyor limanda,
Gideceğim bir ummanda,
Gözüm kalmadı cihanda,
Gelmez yola gidiyorum..
Eşim dostum yavrularım,
İşte benim sonbaharım,
Veysel karanlık yollarım,
Gelmez yola gidiyorum...