Yüzlerce binlerce tanıdığımız vardır. Bunlarla uzun temasların verdiği tecrübelerden sonra içlerinden bir veya birkaçını dost olarak seçeriz. Bazan bu tecrübeler yıllarca sürer. Halbuki aşkta bir iki görüş kâfidir. Çünkü dostluğun temeli hakikat, aşkın temeli hayâldir. Hakikatı anlamak ve itimat edebilmek için uzun uzun zaman ister; hayâlin doğması için bir an kâfi gelir.
Nietzche Ağladığında-Altı Çizili Satırlar *Niceleri kendi zincirlerini çözemezler de, dostlarının azatçısıdırlar. *Kendi alevinle yakmaya hazır olmalısın kendini: Önce kül olmadan nasıl yeni olabilirsin ki? *Sizden iyileştirmenizi istediğim Nietzche’nin bedeni değil, ümitsizliğidir. (s.18) *Zaman hapishanesinden kaçmanın bir yolu yok muydu?
Reklam
Dostluğun hakikati
Mesnevi:" İnsan, âdeta sırf gözden, yani derûni idrâkten ibârettir. Geriye kalansa deridir, hakiki göz ise, ancak dostu gören, yani onu idrak etmiş olandır. Dostu görmeyen gözü, sen göz sayma!" (c.1, 1406)
Sayfa 40
Yüzyıllardır vefanın, sevginin, dostluğun, kardeşliğin, hamuru ile yoğurulan coğrafyamız bir büyük mektebe mensubiyetle hep haklı bir övüncü yaşamıştır. O mektebin adı İrfan Mektebi dir. Maksadı; hakikati aşkla söyleyip yine hakikate insanları çağırmaktır.
Sayfa 23 - Diyanet Vakfı Yayınları
BİLMEK ve İNANMAK...
- " (…) Spinoza'yı Goethe'ye öğreten Jacobi, artık aralarında her türlü dostluğun bitmek üzere olduğunu anladıktan sonra, yazdığı son mektupların birinde ona varlığının en derin yerinden gelen feryatla "Allah'a inanmak lazım!" diye bağırırken, Goethe her zamanki soğukkanlılığı ile şöyle cevap veriyordu: -" Onu seyrediyorum, yani eserlerinde tetkik ediyorum!" Heyhat, hakikati bilip seyretmekle, ona inanmak arasında ne kadar bitmez tükenmez bir fark vardır. Bu ancak yaptığımız hareketlerle belli olur..."
Sayfa 183 - İBDA YayınlarıKitabı okudu
Ona göre aklın, sapıklıklara düşmeden dosdoğru ilerleyişi ile ahlâkın hakikati elde edilir. Ancak aklı iyi kullanmasını bilmek gerekir. Sokrates'e göre, kimse bilerek fenalık yapmaz. Fena adam, akılsızdir. Doğruyu düşünemediği için fenalık yapar. Akıl insanı mutlaka iyiye götürür. Onca fenalık ce akılsızlık gibi iyilikle akıllılık da birbirinden ayrılmayan kavramlardır. Aynı anlamda bizde bir atasözü vardır: 'akılsız dostum olmaktansa akıllı düşman yeğdir.' Çünkü akıllı insan; aklı ile dostluğun değerini anlayacaktır. Akılsız adama gelince onun dostluğu geçicidir, akılsız olduğundan bir gün bana da fenalık yapabilecektir. Bu güzel görüşüyle Sokrates ahlak tarihinde aklın saltanatını ilk kuran düşünürdür.
Reklam
Celal Bayar'ın kadirşinas eşi
Balıkesir Kongresi yapılmış, Celal bayar Akhisar cephesinde alay komutanlığına getirilmişti. 25 Aralık 1919’da yapılan seçimlerde ise Saruhan’dan milletvekili seçilmişti. İstanbul’un işgal edilmesiyle Bursa üzerinden Ankara’ya gitmek için harekete geçiyordu. Ancak Atatürk Anzavur kuvvetlerinin Bursa’ya hareket ettiğini haber almış, Bursa’da
yüzlerce binlerce tanıdığımız vardır. bunlarla uzun temasların verdiği tecrübelerden sonra içlerinden bir veya birkaçını dost olarak seçeriz. bazen bu tecrübeler yıllarca sürer. halbuki aşkta bir iki görüş kâfidir. çünkü dostluğun temeli hakikat, aşkın temeli hayaldir. hakikati anlamak ve itimat edebilmek için uzun zaman ister; hayalin doğması için bir an kâfi gelir.
Sayfa 112 - Ötüken YayınlarıKitabı okudu
152 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Neden Okuyoruz?
Neden okuyoruz? Neyi arıyoruz? Aradığımızı bulabiliyor muyuz? Dahasi ne aradigimizi biliyor muyuz? Kendimizi bulmak için mi? Varoluşumuzu anlamak için mi, hakikati aramak için mi ? bilgi irfan sahibi olmak için mi? hoşumuza gittiği için mi? boş vakit değerlendirmek için mi? ……..Peki öyleyse neden okuyoruz? Bilgi denen şeye susayıp durmuyor
Siddhartha
SiddharthaHermann Hesse · Can Yayınları · 202037,7bin okunma
Ne aşkmış yahu, inanamadım gitti
Dostluğun temeli hakikat, aşkın temeli hayaldir. Hakikati anlamak ve itimat edebilmek için uzun zaman ister; hayalin doğması için bir an kafi gelir.
42 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.