Zevk istediklerinde zevk, dostluk istediklerinde dostluk, güven istediklerinde güven, yardım istediklerinde yardım, sıcaklık istediklerinde sıcaklık, yakınlık istediklerinde yakınlık veriyordu ama bütün bunları bir oyun oynar gibi, kadınları kendine bağlamak için yapıyor, her duyguyu sadece o an için yaşayıp paylaşıyor ama asla duyguları ve yakınlığı geniş zamanlara yaymaya yanaşmıyor, kadınlardan hiçbir şey istemiyordu.
İşte bu seferki sanat gerektiren bir görevdi. Aşk, sevgi, dostluk, güven... Böyle kaypak kavramlar kazık gibi metodlarla öğrenilecek şeyler değillerdi.....Bunların listesini çıkarırken de çok dikkatli davranmak şarttı. Çünkü aynı hareket ve eylemlerin nedeni nefret, delilik veya şantaj da olabilirdi pekala. Zaten sevgi için motivasyon içgüdüsünü saptamak hiçbir zaman kolay değildi. Hele sevgiyi şantajdan ayırmak hemen hemen olanaksızdı.
Reklam
İnsanın ‘kendisini tavaf eden hacı’ olduğu bir zamanda, ilişkiler de kısa ömürlü ve yüzeysel. Coğrafî hareketlilik mekâna sadakati ortadan kaldırıyor. İnsan ilişkilerinde diğerkâmlık ve sadakat mumla aranıyor. Güven aşınıyor. Sadece kendi benliklerini referans alan insanlar, bir diğerine şüpheyle bakıyor. “Beni kullanmak istiyor olmasın? Beni sömürerek kendisine menfaat sağlayacak olmasın?” tarzı şüpheler, dostluk ve dayanışmanın altını oyuyor. Hiçbirimiz karşımızdaki insanın aklını okuyamayız. Ama toplumsal hayat asgarî bir güven duygusuna ihtiyaç duyar, diğer insanların iddia ettikleri ve göründükleri kişi olduklarına inanmamızı gerektirir. Sağlıklı bireyler olmak için başkalarına ve dünyaya karşı temel bir güven duygusu geliştirebilmemiz icap eder. Maalesef günümüzün ruh iklimi fazlasıyla karamsar, duygusuz ve şüpheci. Hayatın sunduğu yegâne armağanın ‘dünyevî zevkler’ olduğunu düşünen ‘ben tarikatı’ üyeleri, yabancılaşmanın öncü kuvveti olarak ‘anlam krizi’ni tırmandırıyor.
Lord Voldemort'un anlaşmazlık ve düşmanlık tohumları ekme yeteneği çok büyüktür. Bununla ancak, aynı derecede güçlü bir dostluk ve güven bağı kurarak mücadele edebiliriz. Eğer hedeflerimiz aynıysa, kalplerimiz de açıksa, alışkanlık ve dil farklılıkları hiçbir şey ifade etmez.
Sayfa 651 - YKY, 36. Baskı, DombledoreKitabı okudu
Eğer bir çocuk sürekli eleştirilmişse, Kınama ve ayıplamayı öğrenir. Eğer bir çocuk kin ortamında büyümüşse, Kavga etmeyi öğrenir.
Sayfa 102 - Remzi KitabeviKitabı okudu
"Güven ve dostluk, güneş ve beyaz evler, ancak hissedilen ayrıntılar; gerçek yankısını ölçtüğü el değmedik mutluluklardan doğardı orada. 'Dünyanın karşısındaki ev' derlerdi, içinde eğlenilen bir ev değil, mutlu olunan bir evdir."
Reklam
640 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.