Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
" Dostun dosta verdiği sükûnet ve güven olmasa hayat, yaşamaya değer mi? Kendi kendinle konuşurcasına sohbet edebildiğin bir arkadaştan daha büyük bir mutluluk bulunur mu ? "
Bulmak için yıllarımızı harcadığımız insandan kaçabilmeye, ondan kurtulmaya çalışıyorduk. Aşk, mutluluk, güven, dostluk, yakınlık yerine güvensizlik, tedirginlik, mutsuzluk, hattâ bazen düşmanlık ve kızgınlık vardı . Bir başka insan, neredeyse hayat boyu bitmeyecek bir sorun haline gelebiliyordu bizim için. Ama onunla yaşadığımız huzursuzluklar, başkalarıyla yaşadığımız sükûnetten daha çekiciydi.
Reklam
Birbirimize "sen" diye hitap etmiyorduk, bu tuhaf bir Kolombiya geleneğidir, ilk selamlaşmada birbirimize "sen" der, sonra evli çiftler arasında olduğu gibi arada büyük bir güven ve dostluk kurulunca "siz" e geçeriz.
Sayfa 125 - Can Yayınları, 7.BaskıKitabı okudu
Hayattaki en hoş şeylerden biri insanların özgür ve samimi bir dostluk kurmalarıdır. Bunun için güven ön plandadır. Birine güvenmek için de birlikte gülebilmeniz gerekir. Demek ki evvela birlikte gülebileceğiniz insanları arayıp bulmanız icap etmektedir. Devamı zaten sabır, emek ve özenle kendiliğinden gelir.
""Tanrı, tüm yengileri kılıçla kazandırmaz; böyle başarılar her zaman savaşmaka elde ediliyor değildir; nice kez, çatışmanın kazandıramadığı, konuşmayla elde edilir; dostluk ve güven havası içinde yürütülecek ilişkiler sayesinde, daha büyük başarılar kazanıldığı olmuştur.."
Kendi kendine, 'O kadınların her şeyi ama kadınlar onun hiçbir şeyi olsun istiyordu,' diye düşündüğünü hatırlıyordu. Zevk istediklerinde zevk, dostluk istediklerinde dostluk, güven istediklerinde güven, yardım istediklerinde yardım, sıcaklık istediklerinde sıcaklık, yakınlık istediklerinde yakınlık veriyordu ama bütün bunları bir oyun oynar gibi, kadınları kendine bağlamak için yapıyor, her duyguyu sadece o an için yaşayıp paylaşıyor ama asla duyguları ve yakınlığı geniş zamanlara yaymaya yanaşmıyor, kadınlardan hiçbir şey istemiyordu.
Reklam
Dostluklar ancak dinlemenin sonucunda oluşur. Çoğumuz dostlukların konuşmanın sonucunda olduğunu sanırız. Gerçekte dostluk, dinlenmenin sonucunda oluşur, konuşmanın değil. Dinlemesiyle insanları anlayan , değer veren insan, öyle bir güven ve anlayış ortamı oluşturur ki, bu ortam içinde herkes onu özler, onunla beraber olmak ister, onu izlemek ister. Karakteri, inandığı temel değerler ona sürekli yol gösterir ve onun inanılır güvenilir bir insan olduğunu tekrar tekrar gözler önüne serer.
İnsan ilişkilerinin pek azının uzun ömürlü olduğu bir zamanda, çocuk müstesna bir duygusal eş olarak görülüyor. Önceleri evlilik, hayat arkadaşlığı, dostluk veya ideolojik dayanışmadan beklenen güven, bugün daha çok çocuktan isteniyor. Yalnızlığın yegâne alternatifi, sevme ve sevilme umudu olarak çocuk.
Oysa Ankara bir "histir". İlkin değer yargıları ve insanlar gelir aklınıza. Milli Mücadele gelir. İnanç gelir. Umut gelir. Yok oluşun, tükenişin üzerine yeniden doğan güneş gelir. "O" gelir. Mustafa Kemal Paşa. Cumhuriyet gelir. Vefa gelir. Dostluk gelir.
Sayfa 9 - Hep KitapKitabı okudu
ÇOCUK NE YAŞIYORSA ONU ÖĞRENİR
Eğer bir çocuk sürekli eleştirilmişse, Kınama ve ayıplamayı öğrenir. Eğer bir çocuk kin ortamında büyümüşse, Kavga etmeyi öğrenir. Eğer bir çocuk alay edilip aşağılanmışsa, Sıkılıp utanmayı öğrenir. Eğer bir çocuk sürekli utanç duygusuyla eğitilmişse, Kendini suçlamayı öğrenir. Eğer bir çocuk hoşgörüyle yetiştirilmişse, Sabırlı olmayı öğrenir. Eğer bir çocuk desteklenip yüreklendirilmişse, Kendine güven duymayı öğrenir. Eğer bir çocuk övülmüş ve beğenilmişse, Takdir etmeyi öğrenir. Eğer bir çocuk hakkına saygı gösterilerek büyütülmüşse, Adil olmayı öğrenir. Eğer bir çocuk güven ortamı içinde yetişmişse, İnançlı olmayı öğrenir. Eğer bir çocuk kabul ve onay görmüşse, Kendini sevmeyi öğrenir. Eğer bir çocuk aile içinde dostluk ve arkadaşlık görmüşse, Bu dünyada mutlu olmayı öğrenir
757 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.