Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
400 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Kitapla ilgili duygularımı anlatmadan önce yayın evinden kaynaklanan kelime hataları vardı kitapta birçok kelimeyi ben kendim tahmin ettim diyebilirim harf hataları mevcuttu ama tabi bu anlatıma engel değildi ben sadece değinmek istedim. Yelda, Aydın'ın Kuyucak ilçesinde üniversiteye yerleşir. Damla, Dilan, Hacer'le ev arkadaşı olur. Emre ve Eren de sınıf arkadaşlarıdır ve olaylar bu kişiler arasında bu küçük ege ilçesinde geçmektedir. Kitapta dostluk, karşılıksız aşk ve ihanet o kadar güzel anlatılmış ki sonlarda yok artık dedim ve itiraf ediyorum bir sahne var ki gözyaşlarıma engel olamadım. Velhasıl kelam övüldüğü kadar var olduğuna inandım ve herkese okuması için tavsiye ediyorum.
Pepuk
PepukSerhat Güven · Agapi Yayınları · 2016228 okunma
onun (voldemort) anlaşmazlık ve düşmanlık tohumları ekme yeteneği çok büyüktür. Bununla, ancak aynı derecede güçlü bir dostluk ve güven bağı kurarak mücadele edebiliriz-'"
Sayfa 292Kitabı okudu
Reklam
İnsan ilişkilerinin pek azının uzun ömürlü olduğu bir zamanda, çocuk müstesna bir duygusal eş olarak görülüyor.Önceleri evlilik, hayat arkadaşlığı, dostluk veya ideolojik dayanışmadan beklenen güven, bugün daha çok çocuktan isteniyor.Yalnızlığın yegane alternatifi, sevme ve sevilme umudu olarak çocuk.
Sayfa 141
çok severim Goethe'yi, bayılırım. Sonra, bir düşünce geçti kafamdan, içimde aşağı yukarı şöyle bir düşünce ya da duygu uyandı: Kendim gibi sandığım, Goethe'yi benim gibi seveceklerini ve onu benim tasarladığım gibi tasarlayacaklarını düşündüğüm insanların yanında oturuyorum; ama görüyorum ki bu insanlar çarpıtılıp tatlı bir görünümle donatılmış zevksiz bir resmi masanın üzerine koyuyor, ona harikulade bir resim diye bakıyor, resimdeki ruhun Goethe'nin ruhuna taban tabana karşıtlığını hiç farketmiyorlar. Resmi olağanüstü güzel buluyorlar, eh varsın bulsunlar; ama bu insanlara beslediğim güven, onlarla aramdaki tüm dostluk, akrabalık ve birliktelik duygusu içimde ansızın silinip gitmişti. Aramızda zaten büyük bir dostluk da yoktu hani. Diyeceğim birden tepem attı, hüzünlendim ve yapayalnız olduğumu, kimsenin beni anlamadığını gördüm. Anlıyor musunuz demek istediğimi?
Sayfa 87
Üzerinde ”EN GÜZELE” yazılı, altından bir elmayı, şölenin yapıldığı salonun ortasına bırakıverdi. Doğal olarak bütün tanrıçalar, bu elmaya sahip olmak istediklerinden uzun tartışmalar oldu. Sonunda üç büyük tanrıça dışında diğerleri çekildiler. Ama kudret tanrıçası Hera, zekâ tanrıçası Palas Athena ve Aşk tanrıçası Afrodit elmaya sahip olmakta
Mutluluk
MUTLULUK Mutluluk deyince aklıma zor bulunan ama bulduktan sonra da kaybedilmesi kolay olan bir hazine geliyor. Evet, mutluluk bir hazine değerindedir bence. Zor elde edilen her şey bir hazine değerindedir. Güven, aşk, sevgi, dostluk kavramları buna dahil. Mutluluk karşınıza her zaman kendiliğinden çıkmaz insanın karşısına onun için biraz da siz mutluluğu aramalısınız. Bana göre gerçek mutluluk, kendimizle barışık olup küçük mutluluk kaynakları ile mutlu olmayı bilmekte saklı. Çünkü büyük beklentiler içinde olmak, sizi umduğunuz gibi mutlu etmeyebilir. Hatta büyük beklentiler size mutluluk yerine, büyük bir hayal kırıklığı yaşatabilir. Bu sefer siz keşke demeye başlarsınız ve bir kere keşke dediniz mi bütün yaşantınızda keşkeleriniz sizin yaşamınızdan, zamanınızdan ve mutluluğunuzdan çalar. Bu keşkeleri ne kadar çok hayatınızın merkezi yaptığınızı fark ettiğiniz zaman ise iç sesiniz sizinle konuşmaya başlar ve şunu der: Bütün bu keşkelerin bu kısa hayatta neye yaradı? Siz ise bu soru karşısında uzun süre düşünürsünüz. Sonunda büyük zaman kaybettiğinizi ve bu hayatta keşkelerin bir öneminin olmadığını anlarsınız. Unutmayın; hayat kısa, keşkesiz bir hayat yaşamanın sırrı küçük mutluluklar durağından geçiyor.
Reklam
Ya duygular? Sevgi, aşk, güven, dostluk? Tabii öbür yanda, kin, nefret, öfke ve kıskançlık. Bütün bunlar ölümlü insanın, ölümsüz duyguları değiller mi?
Sayfa 22
496 syf.
8/10 puan verdi
·
3 günde okudu
İlk defa okuduğum bir yazar. Doğrusu kitabın başlarında biraz durağan bir başlangıç olduğunu düşündüm ancak sayfalar ilerledikçe konusu, hikayesi, olayları anlatım tarzı aldı götürdü resmen. Gerçek sevgi, annelik, bakış açısı, aşk, dostluk, güven vb. gibi bir çok güzel konuları akıcı bir üslup ile harmanlayıp bize sunan yazara ve @postigayayinevi ne teşekkür ediyorum.
Seher Vakti
Seher VaktiNur Ötken · Postiga Yayınları · 201635 okunma
640 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
14 günde okudu
Bir kitabı elimize ilk aldığımızda nasıl bir emeğin ürünü olarak ortaya çıktığını pek de düşünmeyiz. Ne kadar çok işçinin ellerinin hüneri ve gözlerinin nuruyla gelip konuk oluvermiştir dünyamıza, merak etmeyiz çok kez. Buram buram kâğıt kokusunu içimize çektiğimizde dünyamıza neler sunacak, neler katacak bilmeyiz henüz. Kitapların hepsi benzer
Ateşi Çalmak 1
Ateşi Çalmak 1Galina Serebryakova · Evrensel Basım Yayın · 1996232 okunma
Duvar Yazıları
"AH BİR ÇOCUK OLSAYDIM: -Çocuğun öğrenimi -Eğer bir çocuk sürekli eleştiriliyorsa, kınama ve ayıplanmayı öğrenir. -Eğer bir çocuk kin ortamında büyüyorsa, kavga etmeyi öğrenir -Eğer bir çocuk alay edilip aşağılanıyorsa, sıkılıp utanmayı öğrenir. -Eğer bir çocuk devamlı utanç duygusuyla eğitiliyorsa, kendini suçlamayı öğrenir. -Eğer bir çocuk hoşgörüyle yetiştiriliyorsa, sabırlı olmayı öğrenir. -Eğer bir çocuk desteklenip yüreklendiriliyorsa, kendine güven duymayı öğrenir. -Eğer bir çocuk övülüyor ve beğeniliyorsa, takdir etmeyi öğrenir. -Eğer bir çocuk hakkına saygı gösterilerek büyütülüyorsa, adil olmayı öğrenir. -Eğer bir çocuk aile içinde dostluk ve arkadaşlık öğreniyorsa, bu dünyada mutlu olmayı öğrenir. "
Reklam
“Leylâcık, Bazıları öyledir, okumazlar, ciddî düşünemezler. Gene de aydın olmaktan vazgeçemezler. Hatta aydın kişi oldukları için kendilerinde mutlu bir baht, gizli de olsa, bir müstesnalık bulurlar. Bu, bir toplum derdidir. Ferdi bunlardan ötürü ayıplamak pek doğru ve yerinde olmaz. Bilirsin ki insan, muhitiyle doğru orantılı gelişir,
Tanrıların ve insanların hakkı için kimseyi sevmeden, hiç kimsece de sevilmeden, her türlü varlık ve bolluk içinde yaşamayı isteyecek bir insan olabilir mi? Çünkü, kuşkusuz böylesi, bir tiran yaşamı sürmek olur: bu yaşamda ne bağlılığa, ne sevgiye, ne de sürekli bir yakınlığa güven vardır; her şey hep kuşku ve kaygı vericidir, dostluğa yer yoktur. Çünkü, korktuğu ya da kendisinden korktuğunu sandığı insanı kim sevebilir?
Sayfa 41 - Siyah Beyaz (çeviri: Ramazan Akpınar)
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.