Sinirli alınganlıklarından olağanüstü haz duyan insanlar vardır, üstelik bu duyguları en üst düzeye çıktığında (ki bu pek sık olur) hazları da en üst düzeye çıkar. Öyle ki böyle anlarda aşağılanmış olmak, aşağılanmamaktan daha çok haz verir onlara. Bu sinirli tipler zekiyseler, yani sinirlenmesi gerekenin on katı sinirlendiklerini anlayacak durumdaysalar, sonraları büyük acılar içinde pişman olurlar yaptıklarına.
Kısacası, odada korkunç bir düzensizlik vardı. İlk bakışta ikisinin, erkeğin de, kadının da düzgün, ama yoksulluğun küçülttüğü insanlar olduklarını hemen anlamıştım. Bu öyle bir yoksulluktur ki, onunla mücadeleye her kalkışıldığında sonunda düzensizlik üste çıkar, hatta insanlar artık onunla mücadelede kurtuluşu düzensizlikte bulur, bu düzensizlikten de her gün biraz daha artan acılı, intikam duygusu dolu bir haz duymaya başlarlar.
Bize daha fazla serbestlik vermeyi,ellerimizi çözmeyi,hareket alanımızı genişletmeyi,üstümüzdeki vesayeti kaldırmayı deneyin bir...sizi temin ederim,o anda tekrar vesayet altına girmeye can atarız.
Sayfa 138 - Türkiye iş bankası yayınlarıKitabı okudu
Malın kötüsünü satmak isteyen tezgâhtar gibi sözlerimin yalan olduğunu hissediyor,şüphe içinde kıvranıyorum.
Sayfa 41 - Türkiye iş bankası yayınlarıKitabı okudu
Dünyada her şey geçici, geçici olmayan tek şey gerçektir.
Kötü biri olamamak bir yana, herhangi bir şey olmayı da beceremedim: Ne kötü ne iyi, ne alçak ne namuslu, ne kahraman ne de haşerenin biriyim. Şimdi bir yandan köşemde pinekliyor, bir yandan da acı, faydasız bir teselliyle avunuyorum: Zeki insanlar asla bir baltaya sap olamaz, olanlar yalnız aptallardır.
Iki kere ikinin dört etmesinden hoşlanmıyorsam,tabiat kanunlarından,iki kere ikinin dört etmesinden bana ne?
Sayfa 14 - Türkiye iş bankası yayınlarıKitabı okudu
Mutluluğu geçmişte aramanın ne anlamı var?
Esasen tabiatın hiçbir zaman, hiçbir durumda bize tabi olmadığını, onu hayalimizde kurduğumuz gibi değil, gerçekte olduğu gibi kabul etmemiz gerektiğini asla akıldan çıkarmamalıyız; öte yandan bir cetvel, bir takvim, hatta... hatta bir kimyager imbiği peşindeysek ne yapalım, bunları da olduğu gibi kabullenmeliyiz! Karşı koysak bile, nasıl olsa kendini kabul ettirir zaten...
Sönen güneşin son ışıklarının neşeyle parlayışı boşuna değildir.
İnan dostum, sırası gelmeden yapılan öğütler başkasının işlerine burnunu sokmaktan, duygularına karışmaktan başka bir şey değildir.
(Yurtdışından bahsediyor) "Daha önce de çıkmıştım dışarıya, her çıkışımda da müthiş canım sıkılmıştı .Can sıkıntısı da değil de, ne bileyim işte... Deniz, Napoli Körfezi, güneşin doğuşu... Bakarsın, içinde üzücü bir şeyler duyarsın!.. En çok da bu üzüntüden nefret etmişimdir. Hayır, insanın memleketi daha iyi: burada hiç değilse başkalarını suçlar, kendimi haklı görürsün."
Aşk onları diriltmiş, birinin yüreği, ötekinin yüreği için sonsuz bir hayat kaynağı olmuştu.
Sayfa 685Kitabı okudu
benim için erişilemez oluşundan, ona dair tüm hayallerimin imkansızlığı düşüncesinden de muazzam bir keyif aldığına kalıbımı basarım.
Yalnızca var olmak ona her zaman az gelmiş, o hep daha fazlasını istemişti. Kendisini başkaları için söz konusu olmayacak birtakım haklara sahip bir insan gibi görmesinin nedeni de, belki yalnızca isteklerindeki bu güçlülüktü.
Sayfa 678Kitabı okudu
1.500 öğeden 31 ile 45 arasındakiler gösteriliyor.
Resim