705 syf.
8/10 puan verdi
kitap inanılmaz uzun ve kahredici. yeter artık ölsün birileri de bitsin diyorsun, sanki içine 5-6 tane kitap kaçmış bir ansiklopedi :) kitabı kendimece kategorize edersem genel olarak sistemsel ve insani değerler üzerine inanılmaz eleştiriler var. insani değerler (bu sistemsel eleştirilerin alt başlığı da olabilir): içki, tefecilik, fuhuş,
Suç ve Ceza
Suç ve CezaFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022158,6bin okunma
256 syf.
3/10 puan verdi
·
25 saatte okudu
Son dönemin okunan ve sevilen yazarlarından Kahraman Tazeoğlu'nun son kitabı Simru, yazarın okuduğum ilk kitabı oldu. Günümüz yazarlarını çok tercih etmiyorum; çünkü son yıllarda edebiyatın, daha ticari amaçla kullanıldığı kanaatindeyim. “Popüler” yazarları takip etmeye çalışıyorum; ama yazarlarımızı seçtiği konular ve tarzlarıyla alakalı
Simru
SimruKahraman Tazeoğlu · Destek Yayınları · 20173,570 okunma
Reklam
Dostoyevski Suç ve Ceza
Dostoyevski'nin Suç ve Ceza kitabı üzerine derlenmiş güzel bir yazı. Suç ve Ceza'yı Niçin Okumalısınız? 1- Felsefesi için Suç ve Ceza, yalnızca kurgusal bir hikâye değil. Konusu ve yazım tarzı bir yana, felsefesi de oldukça değerli. Ki bu iki etmeni de şekillendiren, kitabın sadece önemli bir öyküye değil, sağlam bir düşünceye de sahip
112 syf.
·
Puan vermedi
·
35 günde okudu
Çekiç konuşuyor... " Mutfak kömürü bir gün elmasa "' Neden bu kadar sertsin?" diye sordu. " Ne de olsa akraba değiil miyiz biz ?" Son sayfadaki bu cümle kitabın eleştirel yönüne en güzel vurgulardan biriydi. Kitabın başından sonuna kadar Nietzsche vari eleştiriler birbirini izledi ve insanı oldukça düşündüren cümlelerle yaptı bunu. İlk defa bu kitabında denk geldim ki eleştirmeyip bir de üstüne övdüğü bir yazar Dostoyevski. " Kendisinden bir şeyler öğrendiğim tek piskolog olan Dostoyevski " diyor bunu Dostoyevski duymuş olsa kesinlikle hüngür hüngür ağlardı. Taşı, kuşu, havayı herşeyi eleştiren bir yazardan böyle bir övgü duymak. "Goethe saygı duyduğum son Almandır." Bir de Goethe var tabi. Onun da koltuğunu kabartmaya yeterdi bu cümle. Zevk alarak okuduğum ve okurken çakmağı, çay bardağını, kapıyı eleştirmeme neden olan piskolojik baskıyı hissettiğim kitap. Nietzsche için kibirli deseler de kibirden ziyade kendinin farkında olan bir filozof derim. " ben henüz kendimden daha az şey isteyecek kadar mütevazi olmadım" demesi de bu fikirde destek aldığım sözüdür. Ne güzeldir insanın kendisinin farkında olması ve bu farkı ortaya koyarken eleştirel zekasını göstermesi. Çok yaşa Nietzsche çünkü hala fikirlerin ve derin analizlerin yaşıyor. Eğer bir kitap bu cümleyle bitiyorsa bilmem daha neler neler söylenir " Ey kardeşlerim, bu yeni tableti sizin üstünüze koyuyorum. Sert olun! Saygılarımla.
Putların Alacakaranlığı
Putların AlacakaranlığıFriedrich Nietzsche · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20216,1bin okunma
140 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
İki bölümden oluşuyor.""Yeraltı" adını verdiğimiz bölümde bu kişi kendisini, düşüncelerini açıklamakta; sanki bununla toplumumuzda niçin bulunduğunu, bulunmasının neden kaçınılmaz olduğunu söylemek istemektedir. İkinci bölüm ise bu kişinin yaşamındaki birkaç olayı anlatan gerçek anılardır."(Fyodor DOSTOYEVSKI) İlk sayfaları okurken bu adam ne diyor neyden bahsediyor diye düşündüm. Ama uslübu benim okumama yardımcı oldu(başka kitap olsaydı büyük ihtimal yarım kalırdı)çünkü ben böyle düşünürken bir de bakıyordum kendisi benim düşüncelerimi dile getirmiş. Mizahi, alaycı tavrı ve itirafları kitabı okumama kolaylık sağladı. Ayrıca bazı bölümlerde bizzat beni betimlediğini(bence okuyan çoğu kişide böyle düşünmüştür) fark ettim. Notlar bölümünde bir kişinin olaylar karşısında hissettiği duyguları (söyleyemediklerimizide karşı tarafa söylüyor)kesinlikle çok güzel bir şekilde dile getiriyor. Kitabın daha iyi anlaşılabilmesi için birkaç kez okunmasında fayda var. (Özellikle Yeraltı Bölümü) Yeraltı bölümdeki fikirlerin anlaşılması Notlar bölümündeki olayları tahlil etmeden kesinlikle yardımcı olacaktır.
Yeraltından Notlar
Yeraltından NotlarFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020127,3bin okunma
Sahi Sevgi Neydi?
Sahi nedir sevmek, bir muma ateş olmak mı, yoksa yanan ateşe dokunmak mı?.. Şems-i Tebrizi, “Sevmeyene karınca yük, sevene filler karınca / Dağı bile taşır insan aşık olunca, inanınca” diyor… Küçük İskender’e göre ise, birini gerçekten sevdin mi; yaşı, ne kadar uzakta olduğu, boyu, kilosu sadece lanet birer sayıymış… Özdemir Erdoğan şarkısında, “Sevgi anlaşmak değildir, nedensiz de sevilir / Bazen küçük bir an için ömür bile verilir” diye anlatıyor sevgiyi… Halil Cibran, “Sevgi bir şey istemez, tamamlanmaktan başka” diyor… Mevlana, “Sevgi karanlık bir tünelde yakılan mum ışığı gibidir; size yolunuzu gösterir ama uzakta ne olduğunu söylemez” diyor. Fuzuli’ye sormuşlar, “Sevmek mi daha güzeldir, sevilmek mi?” diye; “Sevmek” demiş.. “Çünkü, sevildiğinden hiçbir zaman emin olamazsın”… Nazım Hikmet, “Ah benim sevdasında bencil, yüreğinde sağlam sevdiğim. Aklıma gelişini seveyim. Ne güzel de darma duman ediyorsun beni” diyor dizelerinde… Dostoyevski der ki: “Sevmek, güzel birinde aşkı aramak değil; o kişide bilmediğin bir zamanın beklenmedik bir anında kendini bulmaktır.” Can Yücel, “Tabaklarda kalan son kırıntılar gibiydi sana olan sevgim. Sen beni hep bıraktın, bense hep arkandan ağladım” diyor…
Reklam
Gözleri Bektaşi Üzümüydü..
Düşünüyorum da, sanırım Didem Madak'ın ah'ı var üzerimizde o yüzden böyle ters gidiyor her işimiz. Oysa biz kıymetini bilme yolunda güzel adımlar atmıştık. Son paramızla Sivas Kitap Fuarında bütün kitaplarını almanla. Ama yetmedi sanırım. Durumumuz ortada..Yine de sen Didem'in vasiyetini yerine getirdin de. Benim dalgınlığıma gelmedi Didem..
405 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
19 günde okudu
Kars’tayız bu sefer Orhan Pamuk’un kalemi ile. Genelde İstanbul sokaklarında alışığım Orhan Pamuk’u okumaya. Pamuk’un dediği gibi İstanbul’a en çok yakışan kavramın “hüzün” olduğu için Pamuk’un kaleminde, her sayfasında ve her cümlesinde hüznü, arayışı hatta sorguyu verir bize Pamuk; ama bu sefer dediğim gibi Kars’tayız, Kars’ın fakirliğini,
Kar
KarOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 202114,4bin okunma
396 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
İşte Dostoyevski'den içinde kaybolup gideceğiniz bir roman daha, kişilik betimlemeleri o kadar güzel ki; insanlar sanki karşınızda. Alıp karşınıza Prense ağız dolusu bir ton laf sayabileceğiniz, Nataşa'ya ah kızım vah kızım gel etme eyleme, bu sümsük Alyoşa'dan bir nane olmaz. Hem ne gurursuz bir kadınsın Alyoşa bir sana bir Katya 'ya koşuyor ikinizi de seviyorum diyor.Bu adam için babanı(İhmenev), anneni(anna andreyevna) niye üzersin ki; bak gül gibi yazar Vanya(sanırım Dostoyevski'nin kendisi oluyor) var.O seni seviyor anlamıyor musun?. Kendi ayakları üzerinde duramayan prensin oğlu Alyoşa baba lafına bakıyor. Babası ne ki o bir şeye benzesin. Bak böyle pembe hayallerle gidersen romanın sonu kötü biter. diyerek nasihatler verebileceğiniz bir hal alıyorsunuz. Hele bir de Nelly miz var ki içler acısı küçük Nelly hayatın başlı başına bir roman o küçücük yüreğin bu kadar acıyı nasıl kaldırdı. Kurban olurum NELLY'im demeden göz yaşlarınızın bir anlamı yok.
Ezilenler
EzilenlerFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202218,3bin okunma
779 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Dürüst, saf, sevgi dolu, sabırlı, malda mülkte gözü olmayan, hırsları olmayan, merhametli, ön yargısız, karşısındaki kişi kim olursa olsun hep güleryüzlü olan ve buna benzer birçok sıfata sahip olan kişiye "budala" denir mi? En iyi insanın romanını yazacağım diyerek yola çıkmış Dostoyevski ve bunu da peygamberimsi özellikleriyle
Budala
BudalaFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201224,9bin okunma
369 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.