-İnsanlar doğa yasaları gereğince, genellikle iki bölüme ayrılırlar: Aşağılar (sıradanlar), ki bunların biricik görevleri, kendileri gibi olanların çoğalmalarını sağlamak, bu işin aracı olmaktır ve kendi çevrelerine yeni bir söz söylemek yetenek ve dehasında olanlar. Birinciler, yani kendileri gibi olanların çoğalmasına araç olanlar, doğaları gereği tutucudurlar, uysaldırlar, boyun eğerek yaşarlar ve boyun eğmeyi severler. İkinci bölümdekilerse, sürekli olarak yasaları çiğnerler, yıkıcıdırlar ya da yeteneklerine bağlı olarak, yıkıcılığa yatkındırlar.
"Aptal insan, söylediklerinden her zaman hoşnuttur; üstelik her zaman, gerekenden fazlasını söyler; aptallar, yedek bir şey bulundurmayı severler."
Sayfa 194Kitabı okudu
Reklam
-İnsanların suçu sevdiği anlar olur bazen, dedi. -Değil mi ya? Düşündüğümü söylediniz siz; severler, hem "anlar" falan değil, daima, herkes sever.
Sayfa 775
''İnsanların yaratmayı ve yol açmayı sevdikleri tartışmasız kabul edilmelidir. Ama neden bir yandan da yıkmayı ve her şeyi darmadağın etmeyi de severler?''
Sayfa 36 - Doğu Batı YayınlarıKitabı okudu
"...ama şunu da unutmayın, gururlu kişiler, hele insanları biraz da aşağı görenler Tanrı'ya inanmayı pek severler. Çoğu güçlü insanda, önünde eğilebilecekleri birini ya da bir şeyi bulmaya karşı doğal bir eğilim vardır. Güçlü insan bazen kendi gücünü kaldıramaz olur, ezer onu gücü."
Sayfa 110 - İletişim
İnsanlar kendi kederlerini saymayı severler ama mutluluklarını saymayı bilmezler.Ama bunu saymanın düzgün bir yolu olsaydı, ikisinden de oldukça fazla yaşadığını görürdü.
Sayfa 142 - Ren Yayınları
Reklam
Hegel Felsefesi Etkisi
Bu ana düşüncenin özü şudur: İnsanlar doğa yasaları gereğince, genellikle iki bölüme ayrılırlar: Aşağılar(sıradanlar), ki bunların biricik görevleri, kendileri gibi olanları çoğalmalarını sağlamak, bu işin aracı olmaktır ve kendi çevrelerine yeni bir söz söylemek ve dehasında olanlar. Doğaldır ki, bu arada sınırsız sayıda alt bölümleme yapılabilir. Ama bu iki ana bölümün ayırt edici çizgileri oldukça keskindir. Birinciler, yani kendi gibi olanlar, doğaları gereği tutucudurlar, uysaldırlar, boyun eğerek yaşarlar ve boyun eğmeyi severler. Bence de bunlar uysal ve boyun eğici olmak zorundadırlar, çünkü bu onların görevleridir ve burada onlar için aşağılatıcı bir durum söz konusu değildir. İkinci bölümdekilerse, sürekli olarak yasaları çiğnerler, yıkıcıdırlar ya da yeteneklerine bağlı olarak, yıkıcılığa yatkındırlar. Bunların işledikleri suçlar, doğaldır ki, son dereceli çeşitli ve görecelidir; ama büyük çoğunluğu, birbirinden apayrı nedenler ileri sürerek, daha iyi şeyler adına şimdinin yıkılmasını isterler. Bunların ülkülerini gerçekleştirmeleri için, cesetlerin, kan göllerinin üzeirnden atlamaları gerekse, bence kendilerine bu izni, vicdan rahatlığıyla verebilirler; tabii bu söz konusu ülkünün ne olduğuna bağlı olan bir şeydir, bu noktaya dikkatinizi çekerim… Birinci bölümdekiler hep bugünün, ikinci bölümdekilerse hep yarının efendileridir. Birinciler dünyayı korurlar ve onu sayıca çoğaltırlar; ikinciler dünyayı hareket ettirirler ve onu bir amaca doğru yöneltirler.
Birinciler, yani kendileri gibi olanların çoğalmasına araç olanlar, doğaları gereği tutucudurlar, uysaldirlar, boyun eğerek yaşarlar ve boyun eğmeyi severler. Bencede bunlar uysal ve boyun eğici olmak zorundadirlar, çünkü bu onların görevleridir ve burada onlar için aşağilatici bir durum söz konusu değildir.
Sayfa 324 - AşağilarKitabı okudu
140 syf.
·
Not rated
·
Read in 6 days
Bir önceki kitap incelemesinde romanlarda yazarın duygu yoğunluğu ve iç konuşması yorucu geliyor diye yazmıştım. Elime aldım yer altından notlar tamamen yazarın iç çatışmasını ve hezeyanlarını konu alıyor. Çağırdım mı? Tezahür mü ettirdim? Yoksa çekim yasasını mı çalıştırdım bilmiyorum! Ama hastane ortamında kendi Duygu yoğunluğun baş köşede beklerken Dostoyevski'nin iç çatışmalarını kafam kaldıracak gibi değil..... Dedim ilk 30 sayfaya kadar... Sonra biraz anlaşılır olmaya başladı. Bir kitabın ne zaman yazıldı, neye tepki olarak yazıldı öyle değerlendirmek lazım Ben bunu dikkate almadan başladım. Okuyanlar bu kitabı tekrar tekrar okunacak bir kitap olarak tanımlamış ama ben okur muyum bilemiyorum. Araştırmalarıma göre birçok filozof bu kitaptan ve yazardan etkilenerek düşünce okulu (varoluşçuluk) kurmuşlar. Bu tür kitap severler için vazgeçilmez bir kitap.
Yeraltından Notlar
Yeraltından NotlarFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020128.8k okunma
-İnsanların suçu sevdiği anlar olur bazen, dedi. -Değil mi ya? Düşündüğümü söylediniz siz; severler, hem “anlar” falan değil, daima, herkes sever. Biliyor musunuz, bu konuda vaktiyle yalan söylemek adet olmuş; herkes o zamandan beri yalan söyleyip duruyor. Hepsi kötülükten güya nefret ediyor, aslında içlerinden seviyorlar.
Sayfa 775 - Türkiye İş Bankası, - Alyoşa - LizaKitabı okudu
1,000 öğeden 961 ile 970 arasındakiler gösteriliyor.